UÄŸur Mumcu

Güncelleme Tarihi:

UÄŸur Mumcu
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 26, 2007 16:27

Uğur Mumcu'nun üniversite ve siyaset hayatı

Haberin Devamı

UĞUR MUMCU FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN

Liseden mezun olduğu 1961 yılında babası onu üniversitede mühendislik okuması yolunda yönlendirmeye çalışıyordu. Oysa onun ilgi alanı edebiyattı. Daha küçük yaşlarda başlayan bu merakı daha sonraları da devam etmiştir. Bu sırada ablası Beyhan Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş ve avukat olmuştu. Ağabeyi Ceyhan ise Ankara Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni aynı anda okuyor ama ağırlığını SBF’ye veriyordu. Liseyi bitirince Uğur mühendislik ve mimarlık sınavlarına girmek için Istanbul’a gitti. Ama kaydını Istanbul Hukuk Fakültesi’ne yaptırıp geri dönmüştü. Şinasi Bey’in bu işe canı sıkılmıştı. Uğur Mumcu daha sonra dekanlığa başvurarak kaydını Ankara Hukuk’a naklettirdi.

 

Haberin Devamı

27 Mayıs ortamında yeni bir hayata başladı. Okulda kısa sürede kendisine arkadaşlar edindi. Kantine koşuyorlar ve siyasi tartışmalara başlıyorlardı. Bu grup kısa zamanda "kantinci takımı" diye anılacaktı. Ögrencilik yıllarında "bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmayacağı"nı kavramış, etkin ve coşkulu bir gençti. Genç hukukçular Milli Birlik Komitesi’nce oluşturulan ve aralarında Yakup Kadri ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu gibi isimlerinde bulunduğu on sekiz kişillik temsilciler Meclisi’nin çalışmalarını ve anayasa hazırlıklarını dikkatle izliyorlardı. Hazırlandıktan sonra halkoyuna sunularak kabul edilen yeni anayasayı sevinçle karşılamışlardı.

 

Uğur ve arkadaşlarını artık bütün fakülte tanıyordu. Kurdukları "tartışma ekibi" diğer fakültelerde de ün salmıştı. Uğur bu günlerde "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Makale Yarışması’nda ödül aldı ve makalesi "Cumhuriyet" gazetesinde yayımlandı. Düşünce ve davranışları gizleme gereği duymadığından kendisinden farklı düşünenleri dışlamıyordu. Düşüncelerini ödün vermeden herkesle konuşabiliyordu. Üniversitede her geçen gün olgunlaşıyor ve olaylara ve kişilere bakış açısı genişliyordu. Bu dönemde yakın arkadaşları ve ağabeyi Ceyhan TIP’i desteklemeye başlamıştı. O da bu partiye yakın duruyordu ve oyunu bu partiye vermişti.

 

Haberin Devamı

20 Aralık 1961 yılında yayımlanmaya baÅŸlayan "Yön" dergisi ilk sayısında büyük yankı bulan bir bildiriyi imzaya açmıştı. Aydınlardan büyük destek gören bu bildiriye göre Atatürk devrimlerinin amacı doÄŸrultusunda çaÄŸdaÅŸ uygarlık düzeyine ulaÅŸmak ancak ulusal gelir düzeyinin yükselmesiyle mümkündü. Bu bildiri dönemin ilerici gençlerini sarstı. Okulun üçüncü yılında "kantin takımı" geniÅŸlemiÅŸ ve olaylarda tavrını belirtmekten çekinmiyordu. Bu dönemde "Sosyal adalet grubu" olarak örgütlenen gençler de bu bildiriden etkilenmiÅŸler ve aydınların coÅŸkuyla destekledikleri bildirinin en çok ulusalcı anafikrini benimsemiÅŸlerdi. Aynı yıl "Talebe BirliÄŸi"ne aday oldu ve baÅŸkanlığa seçildi.ÂArkadaÅŸlarıyla beraber TIP’in, CHP’nin toplantı ve mitinglerini kaçırmıyorlar, okullarında öğrencileri duyarlı olmaya çağırıyorlardı.ÂSık sık gözaltılar yaÅŸadıkları bu dönemde ablası Beyhan onların avukatlığını üstleniyordu. Hukuk Fakültesi Talebe BirliÄŸi baÅŸkanıyken öncülüğünde yapılan toplantılara zamanın politikacılarını, bilim ve sanat insanlarını çağırıyordu. Süleyman Demirel o zamanlar henüz yeni yeni politikaya ısınıyordu ve kamuoyunun tanıdığı biri deÄŸildi. UÄŸur Mumcu onu Hukuk Fakültesi’nin düzenlediÄŸi bir açık oturuma çağırarak ilk defa kamuoyunda görünmesini saÄŸlamıştı.

 

Haberin Devamı

1965’in siyasi ortamında Süleyman Demirel başbakan olmuş ve Fikir Kulüpleri eylemlerini sıklaştırmıştı. 1950’lerde su yüzüne çıkan karşıdevrimci güçler bu dönemde Türk-Islam sentezine doğru yol alıyordu. Öğrenciler ayaklanmış ve iktidar sola karşı savaşının adını koymuştu: Komünizmle mücadele. Doğan Avcıoğlu’yla dostluğunu ilerleten Uğur Mumcu dönemin seçkin aydınları ve sanatçılarıyla yakınlaşmıştı.

 

1967 yılında "Yön" dergisi kapatılınca "Kim" dergisinde yazmaya baÅŸladı. Yazı kurulunda kendisiyle beraber Ilhami Soysal, Ãœnsal Oskay ve Yurdakul Fincancı gibi adlar vardı. Dergide tanınmış birçok aydınınÂyazılarını yayımlıyorlardı. Aynı zamanda avukatlık da yapıyordu. Dil öğrenmek için yurtdışına çıkmayı istediÄŸinde pasaport sorunu yaÅŸamıştı. Sonuçta yurtdışından gelen bir mektupla pasaportunu alıp Ingiltere’ye gitti. The Bell School of Languages’deki öğrenciliÄŸinde arkadaÅŸlarından ve ailesinden gelen mektuplar pek iç açıcı deÄŸildi. Aslında yurtdışında da hayat pek sakin geçmiyor ve oralarda da siyasi hayat giderek ivme kazanıyordu. Avrupa’daki 68 rüzgárını, dalga dalga yayılan gençlik eylemlerini usta bir gazeteci gibi Ingiltere’den gözlemleyen UÄŸur Mumcu "AkÅŸam" gazetesine ögrenci önderlerinden Pakistanlı Tarık Ali ile yaptığı bir röportajını da gönderecekti. Buradayken "Türk Solu" gazetesine de yazmaya baÅŸlamıştı. Ingiltere’deyken önerilen NATO bursunu hiç düşünmeden geri çevirdi: "Ben NATO’ya karşıyım, bursu nasıl alırım."

 

Haberin Devamı

GAZETECİLİK HAYATI İÇİN TIKLAYIN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!