Meşhur olmak hastalıktır

Güncelleme Tarihi:

Meşhur olmak hastalıktır
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2001 01:22

Sertap Erener'in seslendirdiği ‘‘Kumsalda’’ bugünlerde herkesin dilinde. Kumsalda'nın güfte ve bestecisi Fikret Kızılok ise yıllardır kendini gizliyor. Fikret Kızılok, ilk kez Hürriyet'e konuştu.

Fikret Kızılok, biz 68 kuşağının Kalamışlı yaman bir ozanı, müzik adamı, denizcisi ve diş hekimidir. Galatasaray Lisesi'nde okurken bellidir ‘‘Topal’’ Fikret'in bir gün müzik dünyasına altın imzalar atacağı, Barış Manço, Timur Selçuk ağabeyleri gibi. 1972'de Nazım Hikmet'in şiirlerinin yer aldığı ‘‘Not Defterimden’’le çıktı yola, sonra ‘‘Leyli Leyli’’ dedi. Hangi birini sayayım; Aşkın Mapusane, Bu Kalp Seni Unutur mu, Zaman Zaman, Yana Yana, Mustafa Kemal, Ben Anadolu'yum... Ve 8 Altın Plak... Ve son olarak da şimdilerde Sertap Erener'in bütün listeleri allak bullak eden ‘‘Kumsalda’’sı.

Sevgili Fikret, yıllar önce İstanbul'dan kaçıp Ege'nin maviliklerine yelken açtı. Bütün dünyası Fransız yapımı 12 m'lik yelkenlisi ‘‘Eylül’’ ile kadınları oldu. Bir de sevgili oğlu Yağmur. Geçirdiği kalp rahatsızlığı onu

Bodrum'a iyice bağladı. Bitez ile İngiliz Limanı arasında mekik dokudu.

Fikret'le yıllardır görüşememiştik, ta ki geçen hafta; ‘‘Çok özledim, hemen gel’’ diyene kadar. Ve hemenden önce vardım Bitez'e. Gözlerime inanamadım. İstanbul'dan 106 kilo uğurladığım tontiş Fikret, incecik olmuştu. Gıdısı biraz sarkmış, saçları iyice ağarmıştı. Gözleri ‘‘Alaşafakta pusuyum / Asi dağlar delisiyim / Yürekler dolusuyum’’ der gibiydi. Ya da ‘‘Gecenin tam üçünde/ Dertlerin en gücünde’’ olduğunu. Bir kere daha birbirimize sarılırken Eylül'ün daracık güvertesinden denize yuvarlanıyorduk. Salona inip dün, bugün, Demirel, Sertap derken çaylar, kahveler ve saatler tükendi. Yağmur'un söylediğine göre bu akşamki menüde çiğ kofana ve zeytinyağlı yeşil salata varmış. Haydi siz de gelin, Fikret'in gönül sofrasında kimse aç kalmaz.

Kumsalda şarkısını kendim için yapmam

Herkes merak eder ki, 10 Kasım 1947 doğumlu bir sanatçı doruktayken neden uzaklara kaçar, neden kendini gizler?

- Yener'ciğim, ben niye meşhur olduğumu bilmeden meşhur oldum, çocuktum o zaman. Ondan sonra mekanizmanın nasıl çalıştığını 13. plağım ‘‘Yumma Gözün Kör Gibi’’yle gördüm ve derhal kendimi yok ettim. Meşhur olmanın benim için bir şey ifade etmediği anladım. Ondan sonra kendi yaşamımı şarkı yapmaya başladım ve daha mutlu oldum. Dünya halklarının yüzde 80'i bilinçsiz, sadece üretim için yaşıyor, Amerika'da dahil. Gerçek entelektüel yüzde 5'i bile bulmaz. Demek ki cahil olan yüzde 80'le ilişki kurup meşhur oluyorsun. Böyle meşhur olmak aslında utanılacak bir şey, ben utanırım. Değerli olmak önemli. Müziğim, sesim, şarkılarım tanınsın, ama ben tanınmayayım.

Meşhur olmak bir hastalıktır. Bir insan ne kadar değersizse, meşhurluk ipine o kadar çok sarılır, bunun için her şeyi yapar.

O zaman da nereden çıktı bu ‘‘Kumsalda’’ diye sorarlar Fikret'e.

- Benim popüler müzikte hiçbir iddiam yok. Bazen oyun oynayacağım tutuyor, bakalım ne olacak diye. ‘‘Kumsalda’’ gibi hem Fransızca, hem Türkçe birkaç beste yaptım. Bunların hepsi ‘‘Kumsalda’’ gibi liste başı olacak. Anlamları çok basit ve kolay, melodik yapı da biraz zengin olunca hemen netice alınıyor. Ama ‘‘Kumsalda’’ gibi bir şarkıyı kendim için asla yapmam. Sertap çok iyi bir şarkıcı, müzisyen. Yakın gelecekte kendi alanında önder, uluslarası bir ses olabilir. Ona bir Fransızca, bir de tepeden tırnağa tiyatro gibi hazırlanacak Türkçe albüm teklif ettim. Çünkü bir şarkıcı düşünceleriyle birlikte sevilir, herkesin şarkısını söyleyemez.

Kalbimde kafes var

Sabahları genellikle 07.30'da kalkarım. Duş, kahvaltı derken sıra gazeteleri okumaya gelir. Öğle yemeğini hafif şeylerle geçiştiririm. Öğle yemeğinden sonra mutlaka iki saat uyurum.

İyi bir balıkçı değilim, hiçbir şey bulamazsam, yosun salatası yaparak karnımı doyururum.

Kırmızı et, sakatat, kızartma asla yemem. Tavuğun göğsü ile çiğ balık, yeşil salata ve yosun yerim. Zeytinyağından başka yağ kullanmam.

İçki olarak kırmızı şarap ve rakıyı tercih ediyorum.

Dört yıl önce Çapa'da kalbe giden iki damarıma stend koydular, kafes gibi bir şey. Geçenlerde biraz taşikardi oldu, nabız 130'ya yükseldi, gerekeni yaptık düzeldi. Kullandığım ilaçlar bazen tirodimi düşürüyor onu da idare ediyorum.

Paslanmaz ve denize dayanıklı kadın arıyorum

Fikret Kızılok'un deniz ve kadın tutkusu da dillere destandır. Başına ne çoraplar örmesine rağmen.

- Yener'ciğim, deniz tutkum yüzünden sevdiğim bütün kadınlar beni terk etti. Beni seven kadınlar önceleri bana tutkuyla bağlanıyor, benden hoşlanıyorlar ama, zaman içinde denizin bazen ne kadar hırçın, acımasız olduğunu görmeye başlıyorlar. Sonra hafiften aşktan bıkıyorlar ve zorluklar artmaya başlayınca beni terk ediyorlar. Bunların içinde iki karım ve nice sevgililerim var. İki defa evlendim, 15 sene arayla. İkinci eşim beni terk etti. Terk edilmek bence güzel bir şey. Bugüne kadar hiçbir kadınımın kalbini kırmadım, gururunu zedelemedim. Onlar hissederler ve terk ederler. Ben terk edersem, acı vermiş olurum. Hadiseyi yapan ben değilim, ben yoluma devam ediyorum, o yoldan geri dönen onlar. Bütün istediğim okumak, yazmak, huzurlu yaşamak. Bu teknenin içinde sabah işe gider gibi işime başlarım. Kamarama çekilince ‘‘Beni artık sevmiyorsun’’ diyor. Onu çok seviyorum ama, o anda işimdeyim. Ben serseri hayatı yaşamıyorum ki. Bugüne kadar denize dayanıklı bir kadın bulamadım. Sadun Boro, bana hangi kadın olursa olsun denize beş seneden fazla dayanamadığını söyledi. 75 yaşında hálá denizde, eşi Oda ise evde. Buna rağmen ben hálá paslanmaz, denize dayanıklı, aklı başında, kültürlü bir kadın arıyorum. Kadınlarımıza meydan okuyorum, hiç mi denizi sevmiyorsunuz? Rum, İtalyan, Fransız, İngiliz hemcinsleriniz denize bayılıyor, siz neredesiniz?

Paslanmaz, denize dayanıklı kadın adayları, işte size Fikret Kızılok'un e-mail'i: mfkizilok@yahoo.com.

Fikret Kızılok yoğun bakımda

Ünlü müzisyen Fikret Kızılok dün Bodrum'da yüksek tansiyon nedeniyle fenalaşarak Üniversal Hospital'a kaldırıldı. Yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan Kızılok'un durumunun ağır olduğu açıklandı.

Bodrum'daki Karada Marina'da bağlı 9 metrelik ‘‘Eylül’’ adlı teknesinde yaşayan sanatçı Fikret Kızılok, dün öğle saatlerinde süpermarkete giderek alışveriş yaptı. Buradan teknesine dönen Kızılok'un tansiyonu yükseldi ve fenalaştı. Marina görevlileri tarafından Bodrum Üniversal Hospital'e kaldırılan Fikret Kızıkok'a hemen müdahale edildi.

Sanatçının Bodrum'da yaşayan oğlu Yağmur da olayı öğrenir öğrenmez babasının tedavi gördüğü hastaneye koştu. Doktorlar, Kızılok'un sağlık durumunun ciddi olduğunu, yoğun bakım servisinde tedavisinin devam ettiğini söylemekle yetindi. Daha önce de kalp ameliyatı geçiren ve kalbinde kafesle yaşayan Fikret Kızılok, 3 yıl önce de yine Bodrum'da kalp krizi geçirmiş, ilk müdahaleden sonra Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!