Neşterciler Hoca’yı ve eşini dolandırdı

SON yasal değişikliklerle hapse girmekten kurtulan Necmettin Erbakan’ın daha önce Yargıtay’da kulis yaptığına ve kararın düzeltilmesi için para ödediğine ilişkin telefon konuşmaları ortaya çıktı. Mahkeme kararıyla dinlenen bu telefon görüşmelerinde, yargı kararını etkilemek için Erbakan’ın 20 bin Mark, eşi Nermin Erbakan’ın da 100 milyar lira ödediği anlaşılıyor.

Erbakan ve 78 arkadaşı hakkında Refah Partisi’ne yapılan Hazine yardımını usulsüz harcadıkları, özel evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla dava açılmış, 6 Mart 2002’de Necmettin Erbakan 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Neşter-2 davasının iddianamesi ve dosyaya giren telefon kayıtlarından anlaşıldığına göre, Erbakan, dosyanın temyiz aşamasında bu davanın sanıklarından Avukat Galip Altuntaş’la ilişki kurdu. Altuntaş, Necmettin Erbakan’ın eşi Nermin Erbakan’ın yeğeni Esra Altuntaş’ın eşiydi. Necmettin Erbakan’ın beklentisi kararın bozulması, aksi halde infazın geciktirilmesiydi. Altuntaş, bu beklentiyi davanın sanıklarından Haldun Erdavran aracılığıyla karşılamaya çalışıyordu. Ancak iddianameye göre Erdavran bu konuda hem Galip Altuntaş’ı, hem de onun aracılığıyla Necmettin Erbakan’ı kandırdı. Üstelik ‘Bir hakime ev almak gerekiyor’ diyerek Necmettin Erbakan’dan 20 bin mark, Nermin Erbakan’dan da 100 milyar lira aldı. Ancak Yargıtay, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği hapis kararını onayladı, infazın geciktirilmesi çabalarını da boşa çıkarttı. Bunun üzerine Esra Altuntaş, Erdavran’a verilen paraları geri istedi.

Tüm bunlar, Ankara 1 Nolu DGM’nin kararıyla yapılan telefon dinlemelerinden ortaya çıktı. Bu telefon dinlemelerinin dökümleri de, halen Ankara’da süren Neşter-2 davasının dosyasında ayrıntılarıyla bulunuyor.

Telefon görüşmeleri, Erbakan’ın yargı kararını değiştirmek için para ödediğini ortaya çıkarıyor. Ve bu da yasalara göre suç oluşturuyor. Ancak, Yargıtay’ın bir süre önce aldığı ‘3’üncü tarafların (ki burada Necmettin Erbakan oluyor) izinsiz dinlenen telefon görüşmeleri suç oluştursa bile delil oluşturmuyor’ kararı gereğince, herhangi bir işleme tabii tutulmadı.

BANT 1

2 yıl 4 ay hapsi onanınca

Arayan: Necmettin Erbakan

Aranan: Avukat Galip Altuntaş

Görüşme tarihi: 2.12.2003

Altuntaş: Hocam biraz evvel arkadaşlar aradı. Şu an kurul görüşmeyi bitirmiş. Şükrü Bey ve Kubilay Bey çok savunmasına rağmen maalesef onamışlar kararı. Yani söyleyecek bir şey yok maalesef. Şimdi birazdan kararın içeriğini öğreneceğim.

Erbakan: Bunun daha şeyleri, tebligatları tamam değil.

Altuntaş: İşte bilemiyorum. Bir ay daha ertelenmesi için inanılmaz baskı yapmalarına rağmen almışlar. Neden aldılar bilemiyorum. Gelişmeleri ben size akşama doğru aktaracağım.

Erbakan: Gelişmede bir fayda yok, çare bulmak lazım.

Altuntaş: He, doğru, doğru. Bi bakayım, bi nedir. Ben şok oldum, resmen şok oldum.

Erbakan: Evet. Bir çare bul bakalım. İnşallah doğru değildir. Öbür tarafından da bir soralım bakalım.

Altuntaş: Yok kesin. Kesin Hocam, kesin.

BANT 2

Hemen infaza gitmesin

Arayan: Necmettin Erbakan

Aranan: Avukat Galip Altuntaş

Görüşme tarihi: 3.12.2003

Erbakan: Heee, şimdi şeyin, yani kararın yerel mahkemeye gittiğinden bahsediliyor.

Altuntaş: Ben hemen onu öğrenebilirim.

Erbakan: Eyi. Hemen şimdi o hususta malumat ver bir. İkincisi, bunlar şimdi o kararı alabilmek için beraat kararını bozmuşlar veya kaldırmışlar. 345’i onaylıyoruz, 504’den beraati bozuyoruz demişler, bu olamaz.

Altuntaş: Evet Hocam.

Erbakan: Şimdi bozuyoruz dediğine göre, yerel mahkeme bunu duruşmasız infaza sevk etmez. Ancak bozma yerine, kaldırma, diye bazı uydurma formüllerden, duruşma yapmadan da sevk edecek şekilde tatbikatlar oluyor deniyor. Beraatin hükümden kaldırılması, diye bir tabir kullanılmış.

Altuntaş: Yani kararı yazmışlar öyle mi hocam?

Erbakan: Evet. Karar, karardan çıkartılmasına karar alıyor. Yani bozuyorum demiyor. Bu takdirde duruşma yapmadan gönderebilir.

Altuntaş: Ben şimdi başkanı ablukaya altına alacağım, ondan yana bir sıkıntım yok yok.

Erbakan: İşte şimdi oraya getireceğim sözü. O taktikler tabii, başkanın önce bunu tutması, duruşma yapılmasının temin edilmesi lazım.

Altuntaş: Bir süre kazanma babından.

Erbakan: Tabii. Hemen infaza göndermesin. Eğer orda gittiyse de ‘şu sebepten duruşmaya ihtiyaç vardır’ desin ve tutsun.

BANT 3

Haldun o parayı hemen göndersin

Arayan: Esra Altuntaş (Nermin Erbakan’ın yeğeni, Galip Altuntaş’ın eşi)

Aranan: Avukat Galip Altuntaş

Görüşme tarihi: 22.12.2003)

Esra: N’oldu

Galip: Ya bizzat Başsavcı kendisi vermiş, anasını satayım talimatı; bekletmeyin gönderin diye.

Esra: Hangi Başsavcı?

Galip: Hüseyin Bey. Hüsamettin Abi peşindeydi ya adamın O. Bi de tam 3-4 gün peşine gidildi. Hüsamettin Korkuttepe’ye ‘Tamam, merak etmeyin, yapacağım, yapacağım’ demiş. Gelir gelmez, ondan sonra toplantı yapmış. Sonra da ‘Elinizde tutmayın hemen gönderin’ (demiş)

Esra: O zaman Haldun (Erdavran) o parayı göndersin. Bana o para lazım. Beni bi de burda rezil etti. Ben, Hoca’ma diyorum ki başsavcı şu, Hocam, ‘Başsavcı o değil’ diyor. Beni rezil etti. O hakime ve .. alınan evi satsın, parasını harcamalarımda kullancam.

BANT 4

Necmettin 20, Nermin 100 verdi, o da gitti

Esra: Galip’e de kızmış, 120 milyarı aldılar köşeye çekildiler, diye. Bizim durumumuzu öyle b..a soktu ki bu Galip... Parayı alırken Nermin Teyzemin (Erbakan) önüne oturup 120 milyar istemeyi biliyodu... Ben o parayı Haldun’da (Erdavran) bırakmam...

Annesi: İyi, bi gözdağı vermen...

Esra: Diyo ki ‘Cimrilik etti, para vermediği’ için olmadı. Bana Haldun’un ağzını satma, dedim.

Annesi: İyi demişsin. P.....k Haldun. Ama o para için Galip’i de Haldun’u da sıkıştır.

Esra: Şimdi Hocam’ın dosyasını okuyom. 12.00’de bi Hocamın yanına gidiyim. Hocam ‘Ben Haldun Bey’le bir randevu ayarlayacam. Kendim görüşmek istiyorum. Hangi noktalara temas etmemi istersiniz, ne diyim’ diye bi konuşuyum Necmettin’le diyorum.

Annesi: Konuş

Esra: Çünkü para, Necmettin 20 bin mark verdi biliyo. Ama Necmettin 20 verdi, Nermin 100 verdi. O da gitti yani. Dedim ben 120 milyara çocuklarıma bi ev alırdım, hayatı kurtulurdu. Haldun yedi, p....k, dedim.