“Futbol oynuyoruz diye erkek değiliz…”

Güncelleme Tarihi:

“Futbol oynuyoruz diye erkek değiliz…”
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2013 11:21

Bu haftaki röportaj konuklarımız Kadın Futbol Milli Takım oyuncularından Kaptan Bilgin Defterli, defans Didem Karagenç, Kaleci Ezgi Çağlar ve Orta saha oyuncusu Yağmur Uras…

Haberin Devamı

Bir erkek futbolcu nasıl kafa atışı yapıyorsa onlar da en alasını yapıyor!

Saha da apayrı, dışarıda apayrılar… Ama yürekleri hep aynı, muhteşemler! Canla başla 2015 Dünya Kupası Elemeleri için Kırmızı Beyaz formalarıyla ter akıtıyorlar!

Ben daha topu elimde tutamazken siz degaj çekip, bildiğin erkek gibi top oynuyorsunuz! Bu nasıl bir şey?
Bilgin Defterli:
Kafa atıyoruz! (Gülüyor)

“Erkek Fatma mısın!!!” diye bir tabir vardır, size öyle demediler mi hiç? Aileler nasıl destekledi?
Yağmur Uras: Benim ailem çok destekledi. Yakın çevre vücut bozulur, boyu kısa olur dedi bir dolu olumsuz konuştu ama yine de ailem destekledi.

Aksine selvi gibisin!
Yağmur: Evet! Hiçbir değişimim olmadı, eğitimime de devam ediyorum. Üniversite de okuyanlara Millilik bursu bağlanıyor! Millilikten öğretmen olarak da atanabiliyorsunuz, avantajları da var…
Bilgin Defterli: 4 kız arkadaşım vardı, onlar da evcilik oynardı! Mahallede bir kızın sokakta top oynaması hoş değildi, onlara göre. Ailem baktı ki ben çok istiyorum, Dinarsu’ya yazdırdılar. Kurduğum çok hayali gerçekleştirdim. Şimdi bana tepki verenler, başarılardan dolayı sırtımı sıvazlıyor. Almanya’ya transfer oldum, ailem beni desteklemese korkarak oynar sporcu hayatımı bitirirdim, onların desteği çok önemli.
Didem : Benim de hiç kız arkadaşım yoktu, sokakta erkek arkadaşlarımla oynayarak başladım. Babamın tayiniyle Sakarya’ya yerleştik, orada keşfedildim. Derken Gazi Üniversitesi’ne geldim oynadım, sonra Konak Belediye Spor’a geldim… Burada olduğum için, bu formayı taşıdığım çok mutluyum çok gururluyum… Her maç ayrı bir heyecan...

Futbolda ilk soru “Ofsayt”mış… Siz ne zaman bu terimleri öğrendiniz?
Bilgin Defterli: Bir takım düzenine geldiğin zaman her şeyi öğrenmeye başlıyorsun. 18 yıldır futbol oynuyorum, belki hala bilmediğim şeyler vardır!

İlk gollerinizi hatırlıyor musunuz?
Bilgin Defterli:
İlk attığım goller değil de unutamadığım maçlar var. Ankara’da şampiyonluk maçı oynuyoruz 90 + 2 ‘de attığım kafa golüyle şampiyon olduk. Hatta vurdum ve kafamı çevirdim, gol olduğunu düşünmedim kız arkadaşıma baktım sevinçten çıldırıyor! Gol olmuş!

Sen zaten Almanya’da gol kraliçesiymişsin!
Bilgin Defterli:
Evet! İlk senemde 15 maçta 22 gol atarak gol kraliçesi oldum. “En iyi bayan futbol Ödülü”nü verdiler Türk olarak.

Konak, Ataşehir, Marmara… Bu kadın futbolundaki taraftar sayısı nasıl?
Didem:
Konak olarak en son şampiyonlar ligi maçında en fazla seyirci oraya gelmiştir. Sanırım 4-5 bin seyirci vardı. Zaten Hakan Tartan Belediye başkanımız çok fazla destekliyor.
Ezgi: Genelde ailelerimiz geliyor!

Kadın taraftar mı erkek taraftar mı fazla?
Ezgi:
Kadınlar daha fazla…
Bilgin Defterli: Yurtdışında böyle değil ama! Bizim her hafta oynanan sadece lig maçlarında 1300-1400 civarında. Derbi maçlarında 4-5 bin kişi geliyor. Biz de tanıtım için erkek takımından önce bizi maça çıkartıyorlar. En iyi reklam ağız reklamı derler ya hani, aynı şey keşke burada da olsa!
Didem: Altay maçından sonra bizi sahaya çıkardılar. Herkes bizi gördü ve arkasını döndü gitti! (Gülüyor)

Erkekler gol atınca yüzüğü öper, karısı hamileyse topu karnına koyar… Siz napıyorsunuz?

Bilgin Defterli: Parelle atarım! Sonra arkadaşlarım gelir sarılırım. Zaten Türkiye’de seyirci yok kime ne göstereceğiz! (Gülüyor)
Ezgi: Ben top kurtardığımda genellikle arkadaşlarım gelir kafamı sever giderler! (Gülüyor)
Yağmur: Annemi gösteririm.
Didem: Ben de anneme ya da babama koşarım…

Evli olan var mı takımda?
Bilgin:
Hayır yok.

Sevgilisi olan vardır ama… Onların yorumları nasıl oluyor?
Ezgi:
Erkek arkadaşım da zaten sporcu. Bana müthiş destekçi, antrenmanına git, aksatma, bırakma diye sürekli destek…

Erkeklerle muhabbet ederken asker arkadaşı haline bürünüyor musunuz?
Bilgin:
Yoo hayır…

Biz işe giderken fön çektiriyoruz, makyaj yapıyoruz filan… Bu da sizin işiniz, bakım durumu nasıl?
Bilgin:
Kaptanlık bandıma ya da formama, ayakkabımın rengine göre bant takarım, kırmızı ojemi sürerim… Futbol oynuyoruz diye erkek değiliz, sahanın dışında gördüğünüz üzere kadınız!
Ezgi: TFF’nin bir reklam çekiminde rol almıştım… Ve orada şunu söylemiştim; “Futbol sadece erkek oyunu değildir, futbolu sadece erkek oyunu olduğunu sananlar yanılıyorlar…”

Kadın futbolunu desteklemek adına neler yapılmalı?
Bilgin:
Büyük lig takımların el atması lazım... Büyük lig takım kulüpleri el atmadığı sürece hep belediye takımları açılır, kapanır! Almanya’da UEFA mecbur kıldı, mesela benim oynadığım 1. Lig takımının erkek takımı var.

Burada da böyle bir zorunluluk olmalı!
Ezgi:
İzmir Buca da ilk oynadım. 1. Lige yükseldi, “Bayan futbol ile uğraşmak istemiyoruz” deyip kulübü kapattılar. Ve bu arkadaşlarım Milli formayı giymiş kişiler, hepsi harcandı.
Didem: Tanıtım çok önemli. Gazetelerde daha çok haberlerimizin çıkması… Sadece bizim iyi oynamamızla olmuyor!

Hakem olaylarının sizdeki durumu ne? Erkek futbolda fena küfürler var! Sizin maçlarda da aynı şey mi? Kötü maç yönetme, iyi maç yönetme filan durumları nasıl?
Bilgin:
Onlara da hak vermek lazım... Biz nasıl stresle çıkıp iyi maç oynamaya çalışıyorsak onlar da stresli olabiliyor, iyi de yönetebilir kötü de… Evet, bizim lig de kötü yönetimler oluyor ama yapacak bir şey yok. Çok eleştirmemek lazım... Onların da stresini anlamak lazım…
Ezgi: Geçen sene finale kaldığımız maçı Kamil Abitoğlu yöneteceğini duyduğumuzda çok şaşırmıştık. Maç sonunda bizi çok destekledi, çok iyiydiniz filan dedi.

Sokak arasından geçerken çocuklar top oynuyorsa kenardan kenardan korkudan kaçarım! Sizdeki müthiş iş!
Ezgi: (Gülüyor) Üstüne atlıyoruz biz…

Kadınlar kıskançtır… Hiç mi sahaya yansımıyor, bir şey olmuyor?
Yağmur:
Sahaya çıktığımızda küslükler, dargınlıklar her şey bitiyor!
Bilgin: İster istemez maçın stresinden sahada bağırabiliyorsun ama maç sonunda gidip özür diliyorsun. Sarılıp anlaşıyorsun! Erkekler de yok mu? Onlar da daha beter bence, rekabet şu bu…
Arzu Alkan: Erkekler takım bazında çok ciddi paralar alıyorlar. Kadınlar da böyle bir şey yok. Bu belki de kızların avantajı… Futbol enteresan bir oyun. Takım ruhunun en derin yaşandığı sporlardan birisi diğer bireysel sporlarla kıyaslanacak bir şey değil.

Sizi her gören futbol mu konuşuyor? Mesela böyle durumlar sizi sıkıyor mu?
Didem:
Okula gittiğimde direkt sordukları “Maç nasıldı?” evet bazen çok bunalıyorum ama merak etmeleri de aslında hoşuma gidiyor!

“Bir dakika ya biz de kozmetikten konuşabiliyoruz!!!” diyor musunuz?
Bilgin:
Tabii ki özel konularımız da oluyor. Hayatımız futboldan ibaret değil tabii ki! Sahada bu sortları giyiyoruz, dışarıda da aynı formalarlayız gibi bakıyorlar. Makyajsız sahaya çıkmayan arkadaşlarımız var!

Mesela Ezgi mi!
Ezgi:
(Gülüyor)

Yolda yürürken “Aaaa şu topçu değil mi?” deriz, sizin için de bu farkındalık var mı?
Didem:
Hayır hiç rastlamadım!
Ezgi: Ben de rastlamadım. Bazen televizyonda program oluyor katıldığımdan sosyal medyadan ulaşanlar oluyor o kadar.
Yağmur: Ataşehir Kulübü’nün otobüsünde fotoğraflarımız var o bölgede evet tanıyabiliyorlar.
Arzu Alkan: Kadın futbolcularında böyle bir şey maalesef yok. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe gibi herhangi bir yayın organında çıktığınız zaman ve diğer yayın organlarında çıktığınızda öğrenebiliyorlar. BJK’de ve GS’de kadın futbolunda U13 de... BJK ve GS TV’de çocukların maçları yayınlanıyor. Ve izleyen taraftarlar biliyor ki onlarda da kadın futbol var, çocuklarını ya da çevresinde yönlendirecekleri adres buldular. Fenerbahçe’nin girmiyor ama girdiği anda 30 bin insan haberdar olacak, basını çok iyi kullanan bir kulüp aslında. Ama maalesef yok işte…

Didem, İzmir takımından Süper Lige çıkan bir takım yok… Sizin kadın futbol sayesinde bu eksiklik giderilmiş mi oldu şimdi?
Didem:
(Gülüyor) Şuanda çok büyük bir şey yaptık. Şampiyonlar liginde oynuyoruz, ilk 16’ya kaldık. Epey desteğimiz var…
Bilgin: Türkiye’de bir ilki yaşattı Konak… Türkiye’de kimse yayın yapmadı!

Kadın olarak ayakkabılara bayılırız, siz hem topukluları hem de beğendiğiniz kramponları topluyor musunuz?
Ezgi:
Ayakkabılarımı koyacak yerim yok artık! Ve Eldiven, krampon almayı da çok seviyorum, gözünce dayanamıyorum!
Bilgin: Annem eve almayacak beni!
Didem: Ben daha çok sportif seviyorum ama benim de kramponlarım var!

Son olarak eklemek istedikleriniz?
Bilgin:
2015 Dünya Kupası Elemeleri için ter döküyoruz. Sadece siz değil, bütün herkes destek olsun, basın arkamızda olsun istiyoruz. Nur Mustafa Gülen gibi çok değerli bir hoca ile çalışıyoruz, Talat Tuncer, Timuçin Hoca, Arzu hoca gibi çok değerli kişiler var, malzemecimize kadar…
Ezgi: Kadın Futboluna ben de destek bekliyorum. Tribünlere baktığım zaman 100 kişi değil İngiltere’de olduğu gibi binlerce kişi görmek istiyoruz.
Didem: Timuçin Kalender hocamız acayip yardımcı, babamız gibi. Sadece o değil hepsi aynı şekilde, çok güzel bir ortamımızdayız.
Arzu Alkan: Sosyal medyada “Acının rengi olmaz bugün Fenerliyiz, Acının rengi olmaz bugün BJK’liyiz, Acının rengi olmaz bugün GS’liyiz…” gibi şeyler var. Desteğin rengi olmaz bence her gün kırmızı-beyaz… Gerçekten bu formanın üzerinde, bu ay yıldıza değer veren milliyetçi insanlar tarafından erkeklere yapılan bütün desteğin kadınlara da yapılması lazım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!