Bakan Nabi Avcı: ‘Üstün zekalı çocuklar’ etiketi yaralıyor

Bakan Şahin, Ankara MEB Şura Salonu'nda düzenlenen “Çocuk Yetiştirme Kültürü ve Eğitiminde Arayışlar” konulu zirvenin açılışında, çocuğu, "bir toplumun her şeyi ve en büyük yatırım" olarak tanımladı. Toplumun kalkınmasında çocukların önemine işaret eden Şahin, çocuk politikalarında izlenecek yolun, istikrarın çok iyi belirlenmesi gerektiğine dikkati çekti.

Bakanlık olarak aile temelli çocuk politikasını çok önemsediklerini, şimdiye kadar devlet korumasındaki 40 bin çocuğu ekonomik ve sosyal destekle kendi ailesinin yanına gönderdiklerini bildiren Şahin, çocuk politikasında sevginin, yuva sıcaklığının önemini göz önünde bulundurarak hareket ettiklerini söyledi.

Koruyucu aile uygulamasına da değinen Şahin, “Bir taraftan anneler babalar çocuk hasreti çekiyordu, bir taraftan çocuklar daha sıcak bir yuvada yaşamak istiyordu” dedi.

“Daha güçlü politikalar üreteceğiz”

Daha güçlü politikalar üreteceklerini belirten Şahin, en büyük ortakları Milli Eğitim Bakanlığı ile çocuklara dair beklenen her şeyi başarmak durumunda olduklarını belirtti.

Çocuklar için hukuki altyapıyı güçlendirdiklerini anlatan Şahin, “Çocuğa dair hukuki düzenlemelerde modern ve çağdaş dünyanın yaptığı her şeyi yapmış olarak huzurlarındayız” diye konuştu.

Bakan Şahin, zirvenin çıktılarını önemsediklerinin altını çizerek, “Tek başına matematik, fizik, coğrafya, bunları çocuklara aşırı bir şekilde yüklemek, çantalarını doldurmak, o küçük bedenlere yükler getirmek, aşırı sorumluluk, aşırı rekabet mutsuz bir neslin oluşmasına neden olur. Her şeyi yerinde, zamanında doğru bir şekilde, bilimsel şekilde yapmak durumundayız” diye konuştu.

Dirençli, donanımlı çocuklar yetiştirmenin herkesin elinde olduğunu belirten Şahin, “Her bir bireyin üzerinde çalışarak toplumun faydalı bir hale dönüşmesini sağlamalıyız. Büyük bir zenginlik bu. Tek tiplikle, tepeden dayatmalarla çok bedel ödedik” dedi.

“Bu etiket yaralıyor”

Milli Eğitim Bakanı Avcı ise belli alanlarda başarısı olan çocuklar için “üstün zekalı çocuklar” denildiğini belirterek, çocuklar ve zekaları arasında hiyerarşiyi ima eden bu tanımlamayı doğru bulmadığını bildirdi.

"Bu etiket öncelikle, etiketi yapıştırdığımız çocuklarımızı yaralıyor” diyen Avcı, çocukların bu etiketi taşımakta zorlandığını söyledi. Avcı, “Çünkü onlara çocuklukta her yaptıkları 'sen üstün zekalısın' diye sansürler uygulanıyor” dedi.

Avcı, İstanbul'da bir okulda özel yetenekli çocuklar için uygulanan programın sonrasında yapılan protesto gösterilerini hatırlatarak, orada taşınan pankartların çocukların nasıl yaralandığının somut örnekleri olduğunu söyledi.

Onun için "üstün zekalı çocuklar" yerine "özel yetenekli çocuklar" denilmesini öneren Avcı, “Her çocuğun özel bir yeteneği var. Her çocuğun başarılı olabileceği bir alan var. Onları bu özellikleri arasında ayrımcılıklar yaparak, hiyerarşiye tabi tutmamamız gerekiyor” dedi.

Avcı, toplantıların ardından konuklara çiçek veya plaket sunumu yerine, okula ağaç dikimi yapıldığına ilişkin bir belge veya ihtiyacı olan çocuklara kırtasiye malzemesi hediye edildiğine ilişkin bir sunum yapılmasını önerdi.

Zirveye yabancı konuk olarak katılan emekli Prof. Dr. Selim El-Hassani de Bakan Avcı'nın ardından yaptığı konuşmada bilimin önemine değindi. Bakan Avcı da El-Hassani'nin önemli bir konuya temas ettiğini belirterek, öğretmenlerin, çocukların, velilerin İstanbul Gülhane Parkında açılan İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'ni gezebileceğini söyledi.

İstanbul'a yolu düşenlerin Gülhane Parkı'na uğramayı unutmaması gerektiğini söyleyen Avcı, “Bir müze açtık Gülhane Parkı'nda, ne sen bunun farkındasın ne de millet farkında' olmasın, lütfen burayı gezin, çocuklarınızı götürün” dedi.