Evlilik yolunda adım adım!

Romantik Komedi filmlerinin senaristi Aslı Zengin, Evliliğe Giden Yolda 17 Adım diye bir rehber kitap hazırlamış.

Haberin Devamı

Kelebek’in asi kelebeği Sinem Vural “iyi de nasıl?” şeklinde gelişen şahane bir röportaj yapmamış olsa Aslı Hanım’la, hiç dikkatimi çekmeyecekti bu rehberella.

Sinem’in röportajından öğrendiğim kadarıyla kadınların evliliğe giden dikenli yolda şunları mutlaka yapması gerekiyormuş:

Kendine güven, ne istediğini baştan belli et, ilişki ilerledikten sonra evlenmek istiyorum deme, iyi yemek pişir, adamı avcı olduğuna inandır ama çaktırmadan sen adamı avlamış ol, aman ha sakın ilk geceden beraber olma, bırak adam peşinden koşsun...

Böyle böyle bir sürü yorucu adım. Daha okurken kadınlar adına ben yoruldum, bunaldım.

Aslı Hanım ayrıca ilk çağlara, mağara dönemine kadar uzanmış, o günlerden dem vurmuş röportajda, şöyle diyor hazin hazin:

“Erkek avcıdır, mağaraya avı getirir, kadın pişirir ve herkes yer. Bu dengeler şu dönemde şaştığı için ilişkiler farklılaşmış durumda.”

Haberin Devamı

Bu mağara fantezisi de hep kullanılır biliyorsunuz.

Keşke o mağaraların dili olsa da konuşsa derim böyle zırva analizler okuduğumda.

Hani belki de tamamen farklı şeyler yaşandı.

Nasıl bu kadar emin bir şekilde fantezileniyor, süper manasız tabii.

Bence günümüzde asıl çarpıcı olan, bir erkeğin çıkıp da “Evliliğe giden yolda adım adım” diye bir kitap yazmıyor oluşu. Buna yeltenmeyişi, uğraşmayışı, kafa yormayışı...

Aslı Hanım ve benzeri düşünen kadınların da çaktırmadan ya da çaktırarak evlilik ekseni üzerinde düşünüp durmaktan vakit kaybediyor olmaları...

Oysa şu anda başka bir şey trend Aslı Hanım.

Onun üzerine kitap yazmalı, kafa yormalı.

Bırakın mağara dönemini, 17 hoş beş adımı filan.

O başka şey için şimdi bir sonraki yazıya zıplayınız.

Yavaş adımlarla, tökezlemeden...

Evlilik değil, şimdi bu konuşuluyor

Hayatında en az bir ya da iki kere evliliği tatmış kadın ve erkekler!

İlk sohbetlerinin başlangıcı genelde şu oluyor:

“Evet, ben de geçen yıl boşandım. Güzeldi ama yeter, tattım ve bitti.”

Sonra sohbet şöyle ilerliyor:

KADIN: “Ama iyi ki evlenmişim. Yoksa evliliğin ne olduğuna dair hep içimde bir ukde kalacaktı. Şu an acayip hafifim. Ya sen?”

Haberin Devamı

ERKEK: “Ben de öyle. Genç yaşta evlendim üstelik. Güzel başladı, ağır bitti. Neyse, ne yersin? Yani bir şeyler yeriz değil mi?”

Sonrasını 17 adımda siz yazın, burada kesiyorum ben!

Ama işte yeni sosyal delilik bu:

Ortalık evlenip boşanmışlarla dolu!

Ve onların taze, ama ufukta bir evliliğe direkt odaklanılmamış başlangıçlarıyla...

Yeni bir yer keşfettim

Son zamanların yükselen değeri Karaköy’de yeni bir mekan daha: Forneria.

Mekan, The Haze adlı otelin giriş katında açılmış.

Leblon’un sahibi, Arda’nın Mutfağı programıyla her pazar evlere konuk olan Arda Türkmen’in yeni gözbebeği Forneria.

Türkmen mekanı için İtalya’dan özel fırın getirtmiş.

Bazı yemekleri orada pişiriyormuş yüksek derecedeki sıcaklıklarda, akşamdan sabaha...

Haberin Devamı

Ben şimdilik sadece kahvaltısını denedim. Bir pazar kahvaltısı için gayet uygun bir adres olarak belleğime kazındı Forneria.

Ama asıl akşam yemeğine gitmek lazım.

Pırlanta aldı

Fatih Ürek, önceki gün Akmerkez’de bir takı mağazasında objektife takıldı. Pırlanta küpeleri deneyen Ürek, “Benim kulak memem yok ki her küpe bana olmuyor” dedi. Pırlanta yüzük ve küpeleri tek tek deneyen Ürek pırlanta bir küpe satın alarak mekandan ayrıldı.

Yazarın Tüm Yazıları