Ayşe Paşalı cinayetinde trajik ayrıntı

Güncelleme Tarihi:

Ayşe Paşalı cinayetinde trajik ayrıntı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2013 13:53

Ayşe Paşalı’yı hatırlıyor musunuz? Boşandığı eşi tarafından, bıçaklanarak öldürülen, ardında üç kız çocuğu bırakan Ayşe Paşalı’yı...

Haberin Devamı

Baba, anneyi öldürdü. Mahkemeye çıktı. Hüküm giydi; Ağırlaştırılmış müebbet hapis.
Peki ya gerideki üç kız çocuk?
İşte o çocuklardan biriyle, en büyüğüyle sohbet etme imkanı buldum. Burcu Paşalı, konuşmak konusunda isteksizdi önceleri. “Senin hikayen, belki de birilerini etkileyecek, duygularına dokunacak, belki de de bir kadının, annen gibi şiddete maruz kalmasını engelleyecek” diyerek ikna ettim.
Buluştuk. Gözyaşları içinde konuştuk.
Önce kendisini anlattı Burcu;
“Hacettepe Üniversitesi’nde son sınıfta okuyorum. Haziran ayında mezun olacağım. Boş zamanlarımda da bir okulda stajyer öğretmenlik yapıyorum”
Burcu, çalışkan öğrenci. Annesinin babasından sürekli şiddet gördüğü o evlilik de, annesinin cinayete kurban gitmesi de etkilememiş Burcu’nun başarısını. Notları o kadar yüksek ki, Hacettepe Üniversitesi’nden “yüksek başarı bursu” ile okuyor.

Haberin Devamı

“ANNEM GİTTİ, BOŞLUK İÇİNDEYİZ...”

Önce annesinin ölümünden sonra yaşadıklarını anlatıyor. Hem kendisinin, hem de biri 17, diğeri 13 yaşındaki iki kız kardeşinin;
“Hepimiz bir boşluk içindeyiz. Anne boşluğu, doldurulamayacak bir boşluk”.
“Nerede yaşıyorsunuz?” sorusuna yanıt vermek istemiyor. Çünkü korkuyor; “Bizim nerede yaşadığımız bilinsin istemiyorum. Ya hapisten çıkarsa, ya bizim izimizi bulursa. Korkuyorum...”

“O ADAM... KATİL...”

Burcu’nun korktuğu babası. Gerçi kendisi asla “baba” sıfatını kullanmak istemiyor.
“Baba” demiyor. “O adam” ya da “katil” sıfatlarını kullanmayı tercih ediyor. Bir ara, benim sorum üzerine ağzından “baba” sözü çıkıyor, ancak hemen ardından bana çıkışıyor; “Bakın sizin sorunuzda baba geçtiği için, baba dedim. Babam değil o adam...”
Burcu ve kardeşlerinin babalarıyla gönül bağı daha annesi hayattayken, hatta evlilik sonlandırılmadan kopmuş. Aile içi şiddet, boşanma öncesinde de yoğun olarak yaşandığından, çocuklarda büyük iz bırakmış;
“Her akşam kapı çaldığında, hepimiz, annem, kardeşlerim, ben, yaprak gibi titrerdik. O adam nasıl gelecek, ne yapacak diye endişelenirdik..”
Pek anlatmak istemiyor ama, annesine yönelik şiddetten Burcu da, kardeşleri de nasiplerini almışlar evlilik sürecinde. Zaten anne Ayşe Paşalı’nın boşanma kararına da bu şiddet neden olmuş. Çocuklar da, boşanma sonrasında “kurtulduk” hissiyatına kapılmışlar.

Haberin Devamı

“ANNEMİ DOĞUM GÜNÜMDE ÖLDÜRDÜ...”

Ancak boşanmaya rağmen şiddet bitmemiş.
“O adam, canavar, boşandıktan sonra da annemin peşine düştü. Hiç bırakmadı peşimizi. Nitekim sonunda da öldürdü...”
Annesinin öldüğünü İspanya’da öğrenmiş Burcu. AB’nin üniversite öğrencilerine sağladığı Erasmus bursu ile İspanya’dayken;
“Bana annemin hasta olduğunu söylediler önce. Öldüğünü söylemediler. Apar topar geldim. İspanya’dan...”
Ve tüm bu olayın en acı detayı; Burcu’nun annesi, Ayşe Paşalı, en büyük kızının, Burcu’nun doğum gününde öldürülmüş...
“O adam” diyor Burcu yine babasını kastederek, “benim doğum günümü unutulmaz hale getirdi. Annemi benim doğum günümde öldürdü...”
Sadece doğum günü değil, tüm özel günler hem Burcu için, hem de kardeşleri Buse ve Yağmur için hiç sevilmeyen günler. Ne anneler günü, ne annesinin doğum günü, ne de annesinin öldürüldüğü Burcu’nun doğum günü.
“Özel günlerde, kardeşlerimle aramızda hiç konuşmadan oluşmuş bir karar var sanki. O günlerde bir araya gelmemeye çalışıyoruz. Birbirimize bakmamaya çalışıyoruz. Çünkü, annemin ölümünün üzerinden geçen zamana rağmen, her şey daha dün gibi. Yeni yaşanmış gibi. Yeniden yaşamak istemiyoruz hiçbirimiz...”
Yaşamın küçük ayrıntıları, mesela veli toplantıları da büyük sıkıntı haline geliyor üç kardeşte; “Veli toplantılarında kardeşlerim ayrıca buruklaşıyorlar. Gözleri doluyor” diye anlatıyor. Kardeşlerinin sadece ablaları değil, aynı zamanda ebeveynleri haline de gelmiş Burcu.

Haberin Devamı

“ÜÇÜNCÜ SAYFA HABERLERİNİ OKUYAMIYORUM”

Sadece kendi annesinin değil, şiddet gören tüm kadınların durumu, yeniden hatırlatıyormuş yaşadıklarını Burcu’ya; “3. Sayfa haberlerini okuyamıyorum. Hep annemi, yaşadıklarımızı hatırlatıyor bana, kardeşlerime..”
Medyaya ise “teşekkür ediyorum” diyor Burcu.
Önceleri, annesinin babasından şiddet gördükten sonra çekilen, adeta sembol haline gelen fotoğrafı üzmüş hem kendisini ,hem de kardeşlerini. “Ancak” diyor, “daha sonra o fotoğrafın yaşananların somut göstergesi haline geldi. Bu nedenle, kadına şiddet konusundaki bilinci arttırdığı için teşekkür ediyorum medyaya”.
Medyanın ilgisinin, babasına ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini de sağladığına inanıyor Burcu; “Medya bu kadar ilgilenmese, bu kadar üzerinde durmasaydı, o adam bu cezayı almazdı” dedi.

Haberin Devamı

“DEVLETE KIRGINIM, ANNEM KORUNMADI”

Devlete ise kırgın Burcu; “Annem, şiddet gördüğü dönemde her yere başvurdu .Ancak kendisine yeterli koruma sağlanmadı. Sabah şiddet uyguluyor, nezarete atılıyor, akşam beşte serbest bırakılıyordu o adam. Sonra gelip, anneme şiddete devam ediyordu. Her yere dilekçe verdi, başvurdu. Ancak hiçbir şey olmadı. Sonunda da gelip annemi öldürdü...”

“AMCAM BAŞSAĞLIĞI BİLE DİLEMEDİ”

Babasıyla da, babasının akrabalarıyla temas da kesilmiş olaydan sonra;
Babası hiç temas kurmaya çalışmamış çocuklarıyla. “Zaten çalışsaydı bile, biz o adamla hiçbir şekilde görüşmezdik” diyor Burcu.
“Sadece üvey babaannemle arada bir telefonlaşıyoruz. Amcamla ile hiç görüşmüyorum” diye anlatıyor; “Sanki o adam, annemi öldüren adamı haklı görür gibi davranıyor amcam. İki yıl oldu, hala bize bir başsağlığı bile dilemedi...”

Haberin Devamı

VE YANITSIZ SORU...

Burcu, kimi zaman gözleri dolarak, kimi zaman dalıp giderek, tüm sorularımı yanıtladı. Tek bir soru hariç;
Evlilik, bir erkekle beraberlik konusundaki sorularım üzerine ağzını kapatıyor. Hatta ağzına fermuar çekiyormuş gibi bir hareket yapıyor Burcu...
Sonra tek bir cümle söyledi; “Ne diyebilirim ki...”

“KADINA ŞİDDET ÜZERİNDE ÇALIŞACAĞIM...”

Burcu Paşalı, bundan sonra, elbette kendisi ve kardeşlerinin yaşadığı travma nedeniyle, kadına şiddet konusunda çalışmayı amaçlıyor.
Bu fikir kendisinde, AB Bakanlığı’na bağlı Ulusal Ajans’ta yaptığı staj sırasında oluşmuş;
“Ulusal Ajans’a staj başvurusunda bulundum. Kabul edilince orada bir süre çalıştım. Ve yaptıkları projeleri gördüm. Kadına şiddet konusunda ben de bir projede yer almak istiyorum...”

Burcu’nun Ulusal Ajans’ta stajda olduğunu öğrenen AB Bakanı Egemen Bağış da yakından ilgilenmiş durumla. Hatta kadına şiddet konusunda bir proje yapılması, Burcu Paşalı’nın da bizzat projede yer alması fikri bile Bakan Bağış’tan çıkmış. Proje çalışması başlamış: “Bitince, eğer yapabilirsek, toplumu, annem gibi şiddet gören kadınları bilinçlendirmek istiyorum ben. Bir katili durdurabilsek, bir kurbanı bile kurtarsak yeter...” diyor Burcu.

zgurcanli@hurriyet.com.tr

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!