MERHAMET'İN SERMET'İ

MERHAMET'İN SERMET'İ FOTO-GALERİ    �

İlk olarak uzun zamandır neden ekranlarda görünmediğinizi sormak istiyorum. Bilinçli bir tercih miydi bu, yoksa hoşunuza giden, içinize sinen bir iş mi gelmedi?
- Çiftçiler topraklarını sürekli ekmezler... Arada nadasa bırakılır toprak ki gücü kuvveti, verimliliği artsın. Bu ara bana da iyi geldi; kendime döndüm, özümü seyrettim. Boş durmadım tabii o arada, tiyatro yaptım.

Evet, o süreçte bir tiyatro kurdunuz, sinema filmleri çektiniz. Peki bu kadar filmde rol almak şans mı, kariyer planlaması mının bir getirisi mi?
- Yok, ben hayatımı bir planlamaya göre yaşamıyorum. Sadece hayal kuruyorum, zamanı gelince de o hayaller gerçek oluyor. Yapabileceklerimi biliyor, onların olması için çabalıyorum, Allah da yardım ediyor. Hepsi bu...
KARANLIK İŞLERİ KÜÇÜK ADAMLAR YAPAR
Gelelim yeni projenize... Sizi kanal ve yapım firması dışında Sermet Karayel karakterine bürünmeye ikna eden unsurlar nelerdi?
- Bilmem, inan bunu düşünmedim. Sadece senaryoyu okurken çok heyecanlandım.

Neydi o kadar heyecan veren?
- En önemlisi uçabileceğeniz bir rol Sermet; sınırı yok, ucu açık... Zamanla bu role iyice hakim oldukça, daha doğrusu kendimi ikna ettikçe, Sermet’in nasıl bir adam haline geleceğini ben de merak ediyorum. Düşünsenize kağıda yazılmış cümleler sizin bedeninizde nefes almaya başlıyor. Sizce de heyecan verici değil mi bu?

Tanıtım filminde gördüğüm kadarıyla Sermet Karayel kabadayı bir tip... Sert ve acımasız görünüyor. Doğru mu bu izlenimlerim?
- Şimdilik doğru diyelim... Ama geçmişini görünce belki de hak verirsiniz o acımasızlığa... Belki ona da acımamışlardır hiç.

Başka ne gibi özellikleri var Sermet’in?
- Aşık bir adam Sermet... Yalnız ama... Kendince bir adalet sistemi, kendince bir merhameti var.

Ne iş yapıyor peki, karanlık işler peşinde mi?
- Karanlık işleri küçük adamlar yapar. Büyük adamların yaptığı iş adamlığıdır.

KARAKTER YARATMAK HASTALIKLI BİR DURUM
Bir röportajınızda, “Islah Evi” oyunundaki Carl’ın kendinizi birçok şeye ikna edemediğiniz için zorlayıcı bir rol olduğunu söylemişsiniz. Aynı şey Sermet için de geçerli mi? Bu rol sizi hangi açılardan zorluyor?
- Tüm roller zor, aynı zamanda bir o kadar kolaydır. Düşünsenize, huyu size benzemeyen, yaşamı size benzemeyen, ağlaması gülmesi ve tepkileri sizle aynı olmayan bir insan halini kendi bedeninizde var etmeye çalışıyorsunuz. Her şeyden önce onu anlamaya çalışıyorsunuz. Biraz hastalıklı bir durum galiba.

Sermet’in, Özgü Namal ile İbrahim Çelikkol’un oynadıkları Narin ve Fırat’la yolları nasıl kesişiyor?
- Belki de hiç ayrılmamıştır. Bu soruya cevap vermesem, heyecanı kaçmasın.

Sermet, Narin’e aşık mı olacak? Ve sizce bu aşkın ilişkiye dönüşme imkânı var mı?
- Sermet, Narin’e zaten aşık. Ama bazı aşklar, kavuşmadıkça daha hayırlıdır. “Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” de böyle durumlar için söylenir ya. O aşkın akıbeti de bilinmez...

Sermet, aşık olabilecek bir adam mı ki?
- Aşık olamayacak insan yoktur ki... En azından ben görmedim, göreni duymadım. Rabbim cümlemizi gönlü zenginlerden eylesin.

MESLEKTAŞLARIM KARDEŞLERİMDİR
Dizideki rol arkadaşlarınızı ve set ortamınızı sevdiniz mi?
- Güzel ve huzurlu bir setimiz var. Herkes yüreğiyle çalışıyor. “Meslektaşlarım kardeşlerimdir”... Müjdat (Gezen) hoca, Hipokrat’ın bu sözünü bizim okulun her yerine asmıştı. Böyle büyüttü bizi de...
Dizilerden uzak kaldığınız arada özlemiş misiniz bu ortamı?
- Sette olmak da güzel, tiyatroda olmak da... Oyunculuk yapabildiğim her yer güzel benim için.