Itrî’yi ne kadar duyacağız?

ITRÎ Yılı üzerine birkaç kez yazdım.

Haberin Devamı

UNESCO da bu yılı Itrî Yılı olarak kabul ettiğine göre bu bestecimiz hakkında yeterince toplantılar düzenledik mi, sempozyumlar yaptık mı? Bütün bestelerini içeren bir dizi CD çıkardık mı? Belgeseller yapıldı mı? Kitaplar yayımlandı mı?
Ne yazık ki yanıtımız hayır.
İKSV’nin düzenlediği Gönül Paçacı danışmanlığında 3 Aralık’ta başlayacak bir sempozyum, sanırım bu açığı, ihmali giderecek uluslararası bir etkinlik olacak. Sempozyumun konusu: “Itrî’ye Döneminde Disiplinlerarası Bakış”.
Çeşitli disiplinlerin Itrî’ye farklı açılandan yaklaşımı, hiç kuşkusuz, onu yeniden, bilerek dinlememizi sağlayacak, ayrıca genç kuşağa büyük besteciyi bugünün normları içinde tanıtacak.
Ben yapılan sempozyumların, etkinliklerin daima kitaplaştırılmasını savunurum. Çünkü dinleyenlerin, katılanların bile belleğinde kalmayan bilgilere yazık olur. Bu konferanslarda paylaşılan önemli bilgiler de kitapla her zaman ulaşılabilir ve uzun ömürlü olacaktır.
İKSV, her zamanki ciddiyetiyle, konuşmacıların, katılımcıların yazılarını önceden alıp basacaklarmış, böylece sempozyuma gelenler kitabı edinebilecekler. Ben, bu kitabın dışarıda da satılmasını öneriyorum.
* * *
PAÇACI, bu yıl içinde Itrî ve döneminin bestecileri konserini vermişti, ama ne yazık ki, görüntülü bir DVD’ye aktarımı olmadı. Bir CD yayımlanmıştı ve zaten onu da yazmıştım. Boyut Yayıncılık’tan çıkan Osmanlı CD’sinde de Itrî’nin bestesi vardı.
Dr. Nevzat Atlığ’ın yönetimindeki koro icrasından da Nevakâr’ı dinleyebilirsiniz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği toplantının adı, “Itrî-Vefatının 300. Yılında Bir Ses” başlığını taşıyordu.
O toplantının da kaydı yapılmadığı için kitaplaştırılmadı.
Yetkililerden öğrendiğime göre, Itrî üzerine iki kitap yayınlanmış:
Biri Yılmaz Öztuna’nın Itrî kitabı (1987), diğeri Rüştü Şardağ’ın Itrî’si (1989).
Oysa bu yıl hem onların yeni baskıları yapılmalı, hem de yeni bir kitap hazırlanmalıydı.
Konuşmalarda, toplantılarda bir bestenin unutulduğu kanısındayım. Ama, toplantılara katılmadım, kitapları çıkmadığına göre ne konuşulduğunu da bilmiyorum. Türk Beşleri’nden Necil Kâzım Akses’in Itrî’nin Nevakârı Üzerine Scherzo’su anılmadı da çalınmadı da...
Nice beste arasında çoksesli bur parçanın da icrası gerekir.
Neyse ki Gönül Paçacı, İKSV’nin düzenlediği sempozyuma Akses üzerine tez yapan birini çağırdıklarını açıkladı.
Bir zamanlar başka bir iddia da ortalıkta dolandı.
Itrî bu besteleri 17. yüzyılda besteledi, oysa 19. yüzyılda notaya geçti, farklılıkları bilemiyoruz.
* * *
Yazımı Yahya Kemal Beyatlı’nın Itrî şiirinden dizelerle noktalıyorum:
ITRÎ
      Rıfkı Melûl Meriç’e

Haberin Devamı

Büyük Itrî’ye eskiler derler,
Bizim öz mûsıkîmizin pîri;
O kadar halkı sevkedip yer yer,
O şafak vaktinin cihangîri,
Nice bayramların sabâh erken,
Göğü, top sesleriyle gürlerken,
Söylemiş saltanatlı Tekbîr’i.

(...)

Haberin Devamı

Öyle bir mûsıkîyi örten ölüm,
Bir tesellî bırakmaz insanda.
Muhtemel görmüyor henüz gönlüm;
Çok saatler geçince hicranda,
Düşülür bir hayâle, zevk alınır:
Belki hâlâ o besteler çalınır,
Gemiler geçmiyen bir ummanda.

Yazarın Tüm Yazıları