Annem eski Türkiye güzeli

GÜZELLİKLERİ ANNEDEN- Fotogaleri

Güzellik yarışmasının üzerinden 37 yıl geçmiş, bunca zamadır neden kimse sizi fark etmedi?
Nur Balçın: Uzak kaldım çünkü. 1975 yılında güzel seçildim, sonra mesleğime devam etmedim. Evlenip Ankara’ya yerleştim. Zaten yarışma için Japonya’ya giderken de nişanlıydım. 

Ankara’ya yerleşmek, sizin için zor bir karar olmadı mı?
Nur Balçın: Eşim TRT Radyosu’n-da çalışıyordu. “Ankara’ya gidelim” dedi, gittik. Ondan sonra kızlarım Özlem ve Didem oldu. Benim de çalışmaya gönlüm yoktu herhalde, İstanbul’u aramadım.  

Hem güzel seçilmişsiniz hem de İstanbul’da modellik yapıyormuşsunuz. Kimse “evlenme” demedi mi size?
Nur Balçın: Dediler tabii. Eşim Antepliydi, “Seni eve kapatır” diyenler bile oldu. Ama eve kapatmadı, çok gezdik, çok eğlendik birlikte. Çalışmaya ihtiyacım da yoktu. Mesleğin eksikliğini hiç hissetmedim. 

Dankek reklamında canlandırdığınız kız da “Annem 1975 Kumburgaz güzeli” diyordu...
Didem Balçın: O süper bir tesadüf oldu. Annem de Kumburgazlıdır. Reklamı çekenlere “Benim annem gerçekten 1975 Türkiye Güzeli” dedim, “Biz şaka diye yazmıştık ama hatıra kalsın” dediler.

FOTOĞRAFLARINI GİZLİCE GÖSTERİRDİM

Didem Hanım, gençliğinizde annenizin tescilli güzel olması sıkıntı yarattı mı?
Didem Balçın: Hayır, hatta anneme benzediğimi söylediklerinde “Ay çok güzel” derdim. Şimdi de “Annen ne kadar güzel” dediklerinde “Türkiye güzeli” diyorum, inanmıyorlar.
Nur Balçın: Çocukların gelişme zamanında beni onların ablası zannediyorlardı, Özlem’le Didem de bozuluyordu!
Didem Balçın: Annemin güzel seçilmesi bizim için masal gibiydi. Çok konuşulmazdı. Fotoğraflarını arkadaşlarıma gizlice gösterirdim. Sanki bir tanıdıkmış gibi. Ona benzetilmek hoşuma gidiyor. 

Peki siz hiç güzellik yarışmasına katılmayı düşünmediniz mi?
Didem Balçın: Ben hep oyunculuğa yakındım. Aklımdan mankenlik geçmedi. Bir de eskiden güzellik yarışmaları azmış. Eurovision gibi herkes bir araya toplanıp izlermiş. Şimdi o kadar fazla yarışma var ki, herkes güzel!

HERKES OYUNCU OLAMAZ

Ablanız ne iş yapıyor?
Didem Balçın: Onunla Doda Sanat adlı bir okul açtık Taksim-Tünel tarafında. Diksiyon, drama eğitimi veriyoruz. Babam da orada diksiyon dersleri veriyor. Yakında anneme de yürüyüş, duruş dersleri verdirmeyi düşünüyoruz. (Gülüyor)

Peki anneniz oyuncu olmak isterse ne tepki verirsiniz?
Nur Balçın: Herkes oyuncu olamaz ki. Çok zor bir olay o. Podyumda yürümeye benzemez. Mankenliği severek yaptım ama oyunculuk zor.
Didem Balçın: Annemin edebiyat yanı çok güçlü. Onu çocuk kitapları yazma konusunda cesaretlendiriyorum ben. 

Size hep işveli cilveli kadın rolü geliyor. Bundan sıkılıyor musunuz?
Didem Balçın: Evet “Sevgili Dünürüm”de aptal işveli cilveli, “Firar”da zeki işveli cilveli, “Çakallarla Dans”ta da kurnaz işveli cilveliydim! Bu hep oynadığım bir rol olduğundan artık farklı roller beni heyecanlandırıyor. 

“Sevgili Dünürüm”de eşinizi Halil Sezai oynuyordu değil miydi?
Didem Balçın: Evet, oydu.

ŞEVKET’LE ÇEKİP, “KİM BU ÇITIR KIZ” DEDİLER

Şevket Çoruh ile arabada yakalanan kadın sizmişsiniz...
Didem Balçın: O gün “Firar” ekibiyle yemek yedik. Şevket de oradaydı. Zaten kendisi “Çakallarla Dans”tan arkadaşım. Gündüz Nişantaşı’nda çekilmiştik, sonra bir mekâna oturduk. O esnada garsonlar panik havası yarattılar, “Kapıda gazeteciler var” diye. Bir an yanlış bir şey yapıyor hissine kapıldım. “Arka kapıdan çıkalım” dedik. Şevket görüntülenmemek için “Eğil” dedi, ben de kafamı eğdim. 

Ertesi gün manşetleri gördünüz mü?
Didem Balçın: Görmez miyim! Bir tane magazin programında da “Kim bu çıtır kız? Kafasını neden eğdi? Pamela bu işe ne diyecek?” deniyordu! Çok güldüm!

FİRAR TADINDA BİTİYOR

“Firar”da Gönül’ü oynuyorsunuz. Dizi bu sezon dizi bitiyor mu?
Didem Balçın: Evet... Belki bir sezon daha devam edebilirdi ama bence tadında bitiyor. Cemal Şan inanılmaz bir yönetmen. Çok güzel şeyler yaşadık, tadında bırakacağız.

“Çakallarla Dans 2” ne zaman motor diyecek?
Didem Balçın: 20 Haziran’da çekimlere başlıyoruz. Bu sefer daha bomba şeyler olacak. İlkini de gülmekten çekememiştik. Tatil niyetine filmi bekliyoruz.

                                                                               �