'Evet CHP geçmişte dini kitabı yasakladı, işte nedeni'

Güncelleme Tarihi:

Evet CHP geçmişte dini kitabı yasakladı, işte nedeni
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2012 12:47

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a cevap vererek İnönü döneminde yasaklanan dini kitaplarla ilgili 'İnönü, Kuran'da tahrifat yapan kitabı yasakladı' dedi. İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

Haberin Devamı

Haberal’ın bir isteği vardı, annesini ölmeden evle görmek istiyordu, helallik almak istiyordu. Bir kanun getirdiler yasa teklifi ama çıkarmadılar. Bir insanın annenin en kadar değerli olduğunu bilmemesi mümkün değil. Sayın Başbakan’ın annesi öldüğünde gözyaşlarını tutamadı hepimizi duygulandık. Peki Sayın Haberal’ın annesi anne değil mi?

"SAHTE DELİLLERLE YARGILANIYORLAR"

Sayın Haberal neden hapiste olduğunu bilmediğini söylüyor. Kendisi Meclis’te çalışmak istiyor. Silivri Toplama Kampı’nın olduğu yerde adaletten söz edilemez. Oradaki yargıçlar siyasi otoritenin emrinde olan yargıçlardır.

Silivri Toplama  kampı 21. yy Türkiye’sindeki Nazi toplama kampıdır. Sahte delillerle yargılanıyorlar, avukatlara belge verilmiyor, savunma yapıyorlar yaptıkları savunmadan dolayı mahkum oluyorlar. Adaletin ‘A’sı bile yok. artık adalet arayan vatandaş ya AKP’li milletvekillerine başvuruyor.

"BÖYLE BİR REZALET CUMHURİYET TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR"

Haberin Devamı

Deniz Feneri davasına bir bakın. Böyle bir rezalet 88 yıllık Cumhuriyet tarihinde görülmemiştir. Yüzyılın soygunu diyor Almanlar, asıl failler Türkiye’de deniyor ama asıl failler Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuklarının altında. Asıl failler için istenen cezadan daha fazlası soruşturmayı başlatan savcılar için isteniyor. Onlar sadece haram lokma yiyenlerden hesap sormak istediler. Vay sen misin hesap sormak isteyen.

“POLİSİN DE HAKLARINI KORUYORUZ”

Bazen birilerine kızıyoruz. Öfkeleniyoruz. Bu hafta polis haftası. Aslında en son suçlanacak insanlardır polisler. Biber gazını sıkma talimatını veren hükümet. Onlar sadece verilen talimatı yerine getiriyor.

Biz hakkı ve adalet, savunuyoruz. Polis olması onların haklarını savunmamıza engel değil. onlar pek çok sıkıntıyla karşı karşıya. Haklarını istiyorlar. başbakan seçimlerden sonra polislerin maaşlarını düzelteceğim demişti. Ne oldu. Tıpkı emeklileri kandırdıkları gibi yaptılar.

“MERAL OKAY’IN VEFATI”

Meral Okay vefat etti. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Meral Okay’la ilk kez, 2002 seçimleri öncesinde siyasete yeni gireceğim zaman Samatya’da yaptığımız bir seçim çalışması sırasına küçük bir alanda tanıştım. Kendisi de bizi dinleyenler arasındaydı. Konuşma bittikten sonra yanına gidip kendisine teşekkür ettim. Daha sonra birkaç yerde daha karşılaştım. Ülkesini seven, senaryoları ses getiren bir sanatçıydı. Bu sanatçının arkasından söylenenleri düşününce utanmadan edemedim.

Haberin Devamı

Vefat etmişse arkasından iyi şeyler söylenir. Nasıl bir kin taşıyorsunuz siz yüreğinizde. Ne noktaya gelmiş bu ülke. Kinin inançla yoğrulduğu bir yerde adalet olmaz. Bizim inancımızın özünde sevgi vardır. İnsana saygı vardır.meral Okay vefat ediyor arkasında kinle bağlantılı söylemler geliyor. Anlamak mümkün değil.

"EN BÜYÜK SANSÜRCÜ BAŞBAKAN ERDOĞAN"

Başbakan İsmet İnönü 2 din kitabını yasakladı diyor. Doğru İsmet İnönü 2 kitabı yasaklamış. Kararnameyi bulduk. İsmet İnönü ki dini siyasete alet etmemeye özen gösteren bir insan. Cumhuriyet tarihinin en büyük sansürcüsü Recep Tayyip Erdoğan’dır. Basılmamış kitabı bile yasaklamıştır.

“BU KİTAP SANA İMANSIZ DİYOR”

Haberin Devamı

Yasaklanan kitaplardan biri namaz hocası kitabı. İçeriğine baktık. 18. sayfada, namazda okunan dualardan birinin eksik olduğunu görüyoruz. Eğer siz ayeti eksik yazarsanız tahrifat yapmış olursunuz. İnönü bunu görüyor.

Bu sözde din kitabında 52. sayfada şu var: “Öbür dünyaya imansız gitmemek için üstadının sözünü tutacaksın. Yoksa öbür dünyaya imansız gidersin.” Şimdi ben Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum, Senin üstadın Erbakan’dı. Sen sözünü tuttun mu tutmadın. İşte bu kitap sana imansız diyor.

Yine bu kitapta, Erkeğin ipekli elbise giymesi öbür dünyaya imansız gider diyor. Erkek bıyığını keserse öbür dünyaya imansız gider diyor. Senin milletvekillerinin arasında kaç tane bıyıksız milletvekili var. Onlar öbür dünyaya imansız mı gidecek? Bu kitabı Diyanet İşleri Başkanlığı’na gönder, “Burada yazılanlara ben de kalıbımı basıyorum” diyorsan bu kitabı yayınla.

Haberin Devamı

“İNÖNÜ KURAN’DA TAHRİFAT YAPAN KİTABI YASAKLADI”

Bir hurafe kitabı. İnönü ne yapmış Kuran ayetlerinde tahrifat yapan kitabı yasaklamış. Bana diyor ya “senin boyunu aşar”, ben tüm bunların senin nereni aştığını çok iyi biliyorum. Senin bilgini de aşar tecrübeni de aşar. Bunun dışında o dönemde 70 farklı namaz hocası kitabı yayınlanıyor ve yasaklanmıyor.

İkinci kitaba geliyorum. Süleyman Dede diye birisi yazmış bunu da yasaklamış İnönü. Süleyman Çelebi’nin mevlidini hepimiz biliriz. Güzel bir sesle okununca herkes huşu içinde dinler. Bu o kitap değil.

Bu kitapta ne var. sayfa 93, “sarımsaklı yemeyi hiç sevmezdi ama ev sahibini kırmayı da hiç sevmezdi.”

Haberin Devamı

Sayfa 103, “Ali baba bunu da beğenmedi, al götür, karpuz dedikleri şey olmalı kütür kütür dedi” Yine aynı kitaptan:“Biraz dünyayı dolaş gönlün gözün açılsın üzüntülerin dağılsın. Dünyayı dolaşırken bir çok şey görürsün yaşamak nasıl şey anlayıp bilirsin.”

“YASAKLARA DA YALANLARA DA KARŞIYIZ”

Bir mevlidi şerifin böylesine tahrif edilmesine senin gönlün razı oluyor mu, İnönü’nün olmamış. Biz yasaklara sonuna kadar karşıyız. Ama biz yalanlara da sonuna kadar karşıyız. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan seni rezil eden o danışmanlarını çağır.

“KENDİ SOYUNA DA HAKLARET EDİYORSUN”

İnönü’nün yasakladığı iki kitabı başucu kitabı yapacaksan söz, ciltletip sana göndereceğim.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na da bir sor bakalım bu kitabı yayınlayacak mı yayınlayamayacak mı.

Kendi tarihini bilmiyor. Millet ulusal kurtuluş savaşına giderken, benim dedem kümeste saklanıyordu diyor. Sen kendi soyuna da hakaret ediyorsun.

6 camiyi satılığa çıkaran Güngören Belediyesi hakkında Recep Tayyip Erdoğan ne yapacak? 1944’lere gitmiyorum. 2010’da kendi başbakanlığı döneminde oldu.

ULUDERE OLAYI

Soruyoruz sürekli sen bu istihbaratı nereden aldı. Milli kaynaklardan aldık diyorlar bu istihbaratı. Siyasette ahlaksızlığın tipik örneklerinden biridir bu. 34 vatandaş ölüyor istihbarat nereden diyoruz tık yok.

34 yurttaşımızın hakları teslim edilene failleri ortaya çıkana kadar takipçisi olacağız.

BİR AYDA 59 İŞÇİ ÖLDÜ

5 Tedaş çalışanı saatlerce buza tutunup kurtarılmayı bekliyor ve sonra ölüyor. Bir yüzsüzün dediği gibi 5 işçi değildi onlar 5 insandı beş tane yürek taşıyorlardı. Bu konuyu sonuna kadar takip edeceğiz.

2012 Mart ayında 59 işçimiz hayatını kaybetti. Biri çıksın desin k,i bir Avrupa ülkesinde bu kadar işçi öldü bir ayda. Bulamazsınız. Siyaset sorumluyu bulup cezalandırma üzerine kurulmalıdır. Siyaset sorumluluktan kaçma değildir. Siz sorumluluktan kaçıyorsanız biz de size hesap sorarız. Aynı şey Filyos Çayı üzerindeki köprüde de oldu. Seçimlerde 110 milyon lira ayırıyorlar orayı ıslah etmek için ama sonra 1 milyon liraya düşürüyorlar. İşte siyasi ahlaksızlık budur.

Araba ve ev hortumcusu Suat Kılıç’ı tanıyorsunuz. Düşünün siz AKP grup başkan vekilisiniz. Bu kişi bir araba alıyor kullanıyor ve saha sonra aldığından daha pahalıya bir AKP’li belediyeye satıyor. İşte iktidar siyaseti bu kadar çürüdü. Valisi, kaymakamı, askeri, müdürü AKP için çalışıyor. Biz AKP ve onun yarattığı statüko ile mücadele ediyoruz.  10 yıl içinde firavunlaştılar. Şimdi gitmemek için çaba harcıyorlar. Yasama ve yargıyı da yürütmenin emrine verdiler.

“ORTADA FOL DA, YUMURTA DA, HATTA CİVCİV DE VAR”

Dedim ya Kuran’ı 20 milyar dolarlık yolsuzluklarına alet ettiler diye. Açıklama yapmış Erdoğan, “Ortada fol yok yumurta yok falcılığa başladılar herhalde “ demiş.

Ortada fol da var yumurta da var hatta civciv bile var. Bu 4+4+4 yasasında kamu ihale yasasına muaf maddeler yok mu.

Meclis’ten kanun çıkartıyor 20 milyar dolarlık ihale kamu ihale yasasına tabi, olmayacak diyor sonra bir de ortada fol yok yumurta yok diyor.

Sayın Cemil Çiçek hapisteki milletvekillerinin sorunu senin sorunundur. Protokol için bizi bir araya getiren sensin. Şimdi neden o protokolün gereklerini yerine getirmiyorsun.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!