Güncelleme Tarihi:
ÇANKAYA Rotary Külübü’nün geleneksel Perşembe toplantısına, Mediterra Capital Partners kurucu ortağı Ahmet Faralyalı, konuşmacı olarak konuk oldu. “Uluslararası fonlar ve Türkiye’deki uygulamaları” başlıklı bir konuşma yapan Faralyalı, “Orta ölçekli şirketlere hem sermaye getirerek, hem de tecrübemizi bu şirketlere ihtiyaç doğrultusunda yansıtarak, şirketin sağlıklı bir büyüme elde etmesine yardımcı oluyoruz” dedi. Girişim sermayesi fonları hakkında bilgi veren Faralyalı, Mediterra Capital Partners’ın 2011 yılında faaliyete geçtiğini ve ilk yatırımını Ocak ayında yaptığını söyledi. Şirketin yatırım stratejisinin 10-30 milyon Euro’luk yatırımlar yapmak olduğunu dile getiren Faralyalı, daha ziyade orta ölçekli firmalarla çalıştıklarını ifade etti.
İstanbul’dan ibaret değil
Faralyalı konuşmasında, bugüne kadar Türkiye’de yapılmış olan özel sermaye yatırımlarının yüzde 86’sının İstanbul’da yapıldığını söyleyerek, “Biz yatırımcılarımıza dedik ki; Türkiye İstanbul’dan ibaret değil aslında Türk ekonomisinin yüzde 28’i İstanbul’da ancak yüzde 72’si de İstanbul’un dışında” diye konuştu. Türkiye’de müthiş bir girişimcilik ruhu olduğunu ifade eden Faralyalı, şöyle konuştu:
“Türkiye özel sektör yöneticiliğini çok iyi çözmüş bir ülke. Birinci jenerasyon başarılı iş adamlarımız yerlerini ikinci jenerasyona devretmeye başlıyorlar. Yeni girişimciler de pazara giriyor.
Kurumsallaşma nasıl olur
Bu yeni girişimci şirketlerin başarılı işadamları, çok hızlı büyüdüler. Ancak birçoğu bu büyümeyi finanse edebilecek öz sermaye gücüne sahip değil. 25 milyon dolar ciroya getirmiş bir girişimci önündeki 5 seneye baktığında elindekini beşe katlama şansını gördüğü zaman, diğer yandan elindekini kaybetme riskini de görmeye başlıyor ve bunu nasıl finanse edebileceğini düşünmeye başlıyor. Diğer taraftansa kurumsallaşma nasıl yapılırı bilmediğini fark ediyor. Çünkü girişimcilerin çok azı nasıl profesyonel yönetici getiririm? Nasıl katma değer sağlarım? Nasıl uluslararası pazara girebilirim? Noktasında zaman harcamayıp, ellerindeki işi büyütmeye odaklanmış oluyor. Fakat o fırsatlardan faydalanma noktasına geldiklerinde o bilgiye sahip olmadıkları için, bu bilgi birikimini getirdiğinizde ciddi bir değer yaratma şansı ortaya çıkıyor. Bizim de yapmaya çalıştığımız bu tür girişimlere hem sermaye getirerek, hem de tecrübemizi bu şirketlere ihtiyaç doğrultusunda yansıtarak, şirketin sağlıklı bir büyüme elde etmesine yardımcı olmak. Bunun sonunda da 5-6-7 yılın ardından, amacımıza ulaşarak hisselerimizi satıp yolumuzu ayırıyoruz.
Birçok sektörde tecrübeliyiz
Yatırımcı olarak bir diğer fırsat da aile şirketleri arasında strateji, finansman, hayat öncelikleri konusundaki anlaşmazlıklar. Böyle anlaşmazlıklar olması çok doğal. Bunları çözebilmek için de, işler kötüye gitmeden ayrılık gerekiyor. Ortaklık yaptığımız durumlardan bir tanesi de bu tür işler. Birçok sektörde tecrübemiz var ama daha çok yurtiçi tüketim merkezli sektörler ve diğer fonların bugüne kadar yatırım yapmamış oldukları sanayi ve kurumsal müşterilere hizmet veren lojistik, sigorta brokerliği gibi sektörlere zaman ayırıyoruz.”