Çocuklarının ölümünü belediye anonsuyla öğrendiler

Güncelleme Tarihi:

Çocuklarının ölümünü belediye anonsuyla öğrendiler
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2011 17:54

BURSA’da oturan ve Balıkesir’e bağlı Avşa Adası’nda ailesiyle birlikte tatil yapan 8 yaşındaki Tuğra Vanlıoğlu, bayramın birinci günü bisikletiyle gezerken ehliyetsiz kadın sürücünün kullandığı otomobilin altında kalarak öldü. Anne ve babasının elini öptükten sonra sokağa çıkan Tuğra’nın ölümünü anne ve babası belediye hoparlöründen yapılan anonsla öğrendi.

Bursa’da oturan 35 yaşındaki Berna ile 33 yaşındaki Murat Vanlıoğlu çifti, 8 yaşındaki çocukları Tuğra’yı da yanlarını alarak bayram tatili için Balıkesir’e bağlı Avşa adasına gitti. Bayram sabahı ailesiyle birlikte kahvaltı yapan küçük Tuğra daha sonra anne ve babasının elini öperek oynamak için sokağa çıktı. İddiaya göre, ehliyeti olmayan kadın sürücü 29 yaşındaki Sinem Taşlı yönetimindeki 34 DR 9491 plakalı otomobil bisikletiyle sokakta gezen Tuğra’ya çarptı. Kaza ardından linç edilmekten korktuklarını öne süren sürücü Sinem Taşlı ve arkadaşı Perinaz Bozkurt otomobili kaza yerinde bırakarak uzaklaştı.

KÜÇÜK TUĞRA'DAN GERİYE BU GÖRÜNTÜLER KALDI / WEB TV

Uzun bir süre ambulans bekleyen Tuğra Vanlıoğlu yapılan müdahalelere rağmen öldü. Kazadan habersiz olan Vanlıoğlu ailesi yaklaşık 2.5 saat boyunca komşularıyla birlikte oğlunu aramaya başladı. Belediye binasında bulunan hoparlörden 5-6 yaşlarında elbisesinin üzerinde ’Tuğra’ yazılı olan bir çocuğunun jandarmada olduğunu duyan aile kayıp olduğunu zannettikleri çocuklarını almak için jandarma karakoluna gitti. Karakolda sakinleştirilmeye çalışan aile kısa bir süre sonra çocuklarının ölüm haberini aldı.

"ELİMİZİ SON ÖPÜŞÜYMÜŞ"

Bayram sabahı oğlunun elini öperek sokağa çıktığını söyleyen anne Berna Vanlıoğlu, "Saat 11.00 civarında ailece kahvaltı yaptık. Elimizi öptü. Son öpüşüymüş. Avşa Adası’nda kaldığımız apartın araç girmeyen bahçesi var. Oğlumuz rahat gezsin diye oraya gitmiştik zaten. Orada bisikletiyle birlikte gezerken biz de her on dakikada bir onu kontrol ediyorduk. Bir arkadaşının peşine takılıp arka sokağa çıkmış. 10 dakika çocuğumuz göremedik zaten ve panik olduk. Çevredeki herkesle birlikte aradık. Sonrasında belediye anonsuyla, "Tuğra adında 5-6 yaşlarında bisikletli çocuk bulundu. Acil jandarmaya gelin" anonsu duyduk. Biz de kaybolduğunu ve jandarmanın bulduğunu sandık. Çünkü sabah giydirdiğim kıyafetin üzerinde Tuğra yazıyordu. Jandarmaya gittik. Bize orada çocuğunuz sağlık ocağında tedavi altında denildi. Sağlık ocağında kimseyi bulamadık. Oradaki insanlar, ’cenazeniz camide’ dediler. Başkası deniz otobüsüyle Bandırma Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını söyledi. Herkes oğluma ne olduğunu biliyormuş ancak kimse bize bir şey söylemedi. En son bizim çığlıklarımıza dayanamadılar ve oğlumun cenazesinin camide olduğunu söylediler" dedi. Morgda oğlunu gördüğünü gözyaşları içerisinde anlatan acılı anne, şunları söyledi:

"Dişleri kırılmıştı. Kol ve bacaklarının üzerinden aracın lastikleri geçmiş. Aracın altında nasıl sürüklenmişse bilmiyorum kafasında bir delik vardı. Yüzü gözü tanınmayacak haldeydi. Acı gerçeği orada öğrendik. Görgü tanıkları sürücünün aşırı süratli olduğunu söylediler. Çarpmış ve direksiyonu yanındaki arkadaşı kıvırmış. Oğlumu ezmiş ve duramadan duvara çarpmış. Sürücüye ve yanındaki arkadaşına "Sizi burada linç ederler" denmiş ve onlar da olay yerinden kaçarak benim çocuğumu orada kanlar içerisinde bırakmışlar. Hiç kimse müdahale etmemiş. Doktor ve ambulans gelmemiş. Oğlum vefat etmeden 5 dakika önce doktor oraya gelmiş. Orası bir ada. Her türlü kaza olabilir. Ancak hava ambulansı İstanbul’dan çağrılsaydı çocuğumun orada müdahalesi yapılır ve ameliyata alınırdı. Belki şu an hayatta olurdu. Hiçbir müdahale yapılmamış. Benim oğlum orada inleye inleye ölmüş."

"ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYARAK GEZİYORLAR"

Yaşadığı acının çok büyük olduğunu ifade eden Berna Vanlıoğlu, sözlerine şöyle devam etti;

"Sürücünün ehliyeti yokmuş. Üstelik kolu da sargılıymış. Sürücü ve arkadaşı oradan kaçtıktan sonra jandarmaya teslim olmuş. Bu olay Salı günü oldu. Ertesi gün ikisi de serbest kalmış. Şu anda ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Belki de hala adadalar. Tutuklama emri çıkartıldı ve hala tutuklanmadı. Eşim oğlumun giydiği elbisesini her gün yatarken aramıza koyuyor. Çünkü çocuğumuz da ikimizin arasında yatardı. Bu acıyı bize yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Adalet yerini bulana kadar bu olayın peşindeyiz. Bunu da böyle bilsinler.Eşim ve babası Mehmet Vanlıoğlu Avşa’ya gittiler. Yasal olarak gereken ne varsa yapacağız."

"100 KİLOMETRE HIZ YAPMIŞLAR"

Kazanın ardından otomobilin hız göstergesindeki ibrenin 100 kilometrede takılı kaldığını öne süren anneanne, "Bu acıyı ben yaşadım Allah kimselere de yaşatmasın. Ben direksiyon öğretmeniyim ve kanunları çok iyi biliyorum. Çok dar bir aralık kazanın olduğu yer. 20 kilometre hızla gidilmesi gereken yerde 100 kilometre hızla gitmişler. Kazanın ardından aracın ibresi 100 kilometrede sabit kalmış. Ben adalete güveniyor, inanıyorum ve yerine gelmesini istiyorum" dedi.

SON GÖRÜNTÜLERİ KALDI

İlköğretim ikinci sınıf öğrencisi küçük Tuğra’dan geriye ailesiyle çekilen görüntüleri kaldı. Görüntülerde öğretmeninden karnesini aldıktan sonra ilk karnesini annesine götürüp annesinin elini öpen Tuğra’nın son görüntülerini izleyen anne Berna Vanlıoğlu gözyaşlarını tutamadı.

Olayla ilgili Marmara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma devam ediyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!