Kahveye çevirmişler

Güncelleme Tarihi:

Kahveye çevirmişler
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 1999 00:00

Haberin Devamı

Telekulak skandalına adı karışanları bir bir ayıklamaya başlayan İçişleri Bakanı Tantan, istihbarat birimlerinin kahvehaneye döndüğünü, sırların sokağa döküldüğünü söyledi. Tantan, telefon dinlemenin ancak hukuk içinde olabileceğinin altını çizdi.

İÇİŞLERİ Bakanı Sadettin Tantan ile ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, telekulak skandalı konusunda birbirinden çarpıcı ve önemli açıklamalar yaptılar. Tantan, istihbarat birimlerini kahvehaneye benzeterek, ‘‘Buralar herkesin girip çay, kahve içtiği, bütün sırların sokağa döküldüğü yerlere dönmüş’’ dedi. Yılmaz ise Türkiye'de dünyanın en ileri, akılalmaz tekniklerinin dinlemede kullanıldığını belirterek, ‘‘Sorumlu kişilerce kullanılmazsa, haberleşme hürriyeti için çok önemli bir tehdit var demektir’’ uyarısını yaptı.

ANAP TBMM grubu dün telekulak olaylarını değerlendirdi. Toplantının basına kapalı bölümünde önce Tantan gruba bilgi verdi. Ardından da Yılmaz, basına açık bir konuşma yaptı. Yılmaz, milletvekillerinden Emniyet'le ilgili gelecek taleplerin takibinde ısrarlı olmamalarını, bunları Bakan'a iletmekle yetinmelerini istedi. Güvenliği sağlamakla görevli bir kuruluşun iş disiplinine sahip olmaması halinde görevini yerine getiremeyeceğini belirten Yılmaz, TSK'daki terfi modelini emniyet için de önerdi.

POLİSİN POLİTİZE OLMASI

Emniyet'in siyasi etkilerden arındırılması gerektiğini anlatan Yılmaz, iktidarları döneminde Emniyet'e destek vermelerini yanlış anlayan bazı görevlilerin varlığına şahit olduklarını vurgulayıp şunları dedi:

‘‘55'inci hükümetin zamansız görevden uzaklaştırılmasının en önemli nedeni, Emniyet içindeki hizmet yetersizliğidir. Eğer belli birimler görevlerinin gereğini yapıp sahip oldukları bilgileri bize zamanında aktarmış olsalardı, o siyasi kriz yaşanmayacaktı. Ama bazı görevliler yasadışı olarak ulaştıkları bilgileri kendi amirlerine ve bize değil de bir muhalefet milletvekiline verdiklerinde, Türkiye siyasi krize girdi. Ondan sonraki hadise bunların devamıdır. Türkiye'nin geleceği açısından Emniyet'in politize olması kadar ağır bir tehdit düşünemiyorum.’’

Yılmaz telefon dinleme konusuna değinirken de, ‘‘Türkiye'de dinleme konusunda bazılarının tahmin dahi edemeyeceği ölçüde ileri, aklın alamayacağı teknolojik araçlar var. Artık telefon tellerine kanca atılarak yapılmıyor bu iş’’ dedi.

HERKES GİRİYOR

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın basına kapalı toplantıda yaptığı açıklamalar da oldukca ilginç. Telekulak soruşturması istenen süratte ilerlemediği için müfettiş sayısını dün sabah ikiden dörde çıkardığını anlatan Tantan, istihbarat birimlerini kahvehaneye benzetti. Buralara giren çıkanın belli olmadığını bildiren Tantan, ‘‘Görevliler dışındaki diğer polislerin bile girmemesi gereken bu yerlere herkes girmiş, çıkmış; çay kahve içmiş, sohbet etmiş’’ dedi.

Dünyanın her yerinde telefon dinlemesi yapıldığını; ancak bunun hukuk içinde olduğunu kaydeden Tantan, ‘‘Bu konuda Türkiye'de yasal bir boşluk var. Bunu doldurmak gerekir. Yasalar öncelikle benim bakanlığımda uygulanmalı ki, diğer yerlerde de uygulansın. Bu böyle olacak’’ dedi.

Tantan, halen 3 bin 500 emniyet müdürü bulunduğunu, bunlar arasında seçim yapmak amacıyla bir komisyon oluşturduğunu da açıkladı.

Tantan, ‘‘Bu 3 bin 500 emniyet müdürü için yeterli kadro yok. O zaman da bunlar kendi aralarında ekipleşerek kavgaya başlamışlar. Bu sistemin ortadan kaldırılması gerekir. Bunun için de tayin ve terfilerini TSK'nın sistemine benzetmek lazım. O zaman kurumun da hepimizin de yüzü ağarır’’ dedi.

Bir müdür daha görevden alındı

TELEKULAK operasyonunda görevden alınan polislerin sayısı bir düzineye tamamlandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Mehmet Gümüş de dün görevden alındı. Telekulak soruşturması çerçevesinde, Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, yardımcısı Osman Ak, İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, İstihbarat Müdürü Ersan Dalman ve yardımcısı Zafer Aktaş'la birlikte toplam 11 görevli, izinsiz ve keyfi izleme yaptıkları gerekçesiyle açığa alınmıştı. Mehmet Gümüş de dün, başka bir göreve atanmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü emrine verildi.

Telekulakçılar DGM'de ifadeye çağrılıyor

HÜRRİYET'in, ‘Tele-şok’ manşetiyle ortaya çıkardığı telekulak skandalına el koyan ve ‘Dinleme çetesi’ kurdukları iddiasıyla soruşturma başlatan Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, ilk aşamada ifadesini alacağı Emniyet görevlilerini belirledi.

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından görevden alınan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürü Ersan Dalman, Ankara Organize, Silah ve Kaçakçılık Şube Müdür Yardımcısı Zafer Aktaş'ı DGM ifadeye çağıracak. Savcı Yüksel, soruşturmayı TCK'nın 313. maddesindeki, ‘Cürüm işlemek için teşekkül oluşturma’ suçundan yürütüyor. Telefonları izlemeye alan kamu görevilileri hakkında yeterli delil toplanması halinde, bir yıldan üç yıla kadar ağır hapisle dava açılabilecek. DGM'lik suçlarda, ‘Memurin Muhakematı Kanunu’ hükümleri işletilmediği için, hemen dava açılabilecek. DGM, suçun kendi görev alanına girmediği, ‘Sırrın mahsuniyetini ihlal’ veya ‘Görevi kötüye kullanma suçu’ kapsamına girdiği sonucuna varırsa, dosyayı ‘Görevsizlik’ kararı ile adliyeye gönderebilecek. Savcı Yüksel, İçişleri Bakanlığı müfettişleri ile de temasa geçerek, telekulak olayı ile ilgili kesin raporun en kısa sürede kendisine gönderilmesini istedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!