Kürtler özgür

Güncelleme Tarihi:

Kürtler özgür
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 1999 00:00

Haberin Devamı

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde bulunan, eski istihbaratçı Paul Henze, Türkiye'deki Kürtler'in serbestçe hareket etme özgürlüğüne sahip olduğunu ve baskı altında bulunmadıklarını söyledi. Henze, Türkiye ve Atatürk konusunda yazdığı kitabının tanıtımında ‘‘Avrupa'da Kürtçülük hareketi gayet aktif. Bu, Türkiye'de mevcut özgürlüğün bir sonucudur, baskının değil’’ dedi.

ABD'li eski istihbaratçı Paul Henze, ‘Türkiye ve Atatürk’ün Mirası' kitabının tanıtımında yaptığı konuşmada, Kürtler'in Türkiye'de baskı altında olmadığını ve bu propagandadan vazgeçmeleri gerektiğini söyledi.

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde görev yaptıktan sonra 1970'li yılların sonunda Washington'da ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye bölümünde çalışan Paul Henze'nin, Washington'daki Ortadoğu Enstitüsü'nde düzenlediği tanıtım toplantısı büyük ilgi gördü. Amerika'nın Sesi Radyosu'nda verilen geniş haberde, ABD'de de birkaç yıl önce PKK'ya yardım ve yataklık suçundan gözaltına alınan ABD Kürt Enformasyon Merkezi (AKIN) yöneticisi Kani Gulam, Henze'nin değerlendirmelerini eleştirdi. Gulam'ın Türkiye'deki Kürtler'in ağır baskılar altında yaşadığını öne sürmesi üzerine Paul Henze de, şunları söyledi:

‘‘Kürtler'in, modern Türkiye gibi, nispeten istikrarlı bir ülkede yaşama avantajı yerine, başka yerde olsalardı ne durumda olurlardı sorusunu düşünmeleri gerekir. Çünkü dil ve müzik gibi alanlardaki gereksiz sınırlamalara rağmen Kürtler, Türkiye içinde serbestçe hareket etme özgürlüğüne sahipler. Siz böyle bir eylemci olarak hareket edebilmenizi, Avrupa ülkelerine çalışmak üzere serbestçe gidebilmiş olmanıza borçlusunuz. Avrupa'da Kürtçülük hareketi gayet aktif. Bu, Türkiye'de mevcut özgürlüğün bir sonucudur, baskının değil. Kürtler'in durumu Türkiye için önemli bir sorun. Ancak, Kürt milliyetçiliğine PKK örgütünün sahip çıkması, bir trajedi olarak değerlendirilebilir. Kürtler'in propaganda yoluyla Türkiye'de kurban durumda olduklarını iddia etmekten vazgeçmeleri kendileri için yararlı olacaktır. Kürtler, Türkiye'de bütün herkesin sahip olduğu haklara sahiptir ve bunu kullanabiliyorlar.’’

Daha önce de, çeşitli araştırma kurumları adına Türkiye ile ilgili çalışmalar hazırlayan Henze, son kitabında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan günümüze kadar iç ve dış politika alanında yaşadığı başlıca gelişmeler üzerinde durdu. ‘Türkiye ve Atatürk’ün Mirası' kitabının son bölümünde, Türkiye'nin 21'inci yüzyılda gelişmesini çok başarılı biçimde sürdüreceği ifadesine yer verildi.

Henze, toplantıdaki sunuş konuşmasında Atatürk ile çağdaşı olan dünya liderleri arasında kıyaslamalar yaptı. Atatürk'ün, Lenin, Stalin, Hitler, Nasır, Peron gibi liderlerin düştüğü tuzaklardan uzak durmayı başarabilen lider olduğunu vurguladı. Henze, Atatürk'ün başlıca özellikleri arasında Osmanlı İmparatorluğu'nu canlandırmaya kalkışmamasını, aşırı milliyetçiliğe kaymamasını, ekonomide gerçekçi hedefler belirleyip iyi bir devlet-özel sektör karması gerçekleştirmesini, istediği değişiklikleri gerçekleştirmek için teröre hiçbir zaman başvurmamasını saydı. Atatürk'ün reformlarını kaba kuvvet yerine ikna ve örnek alma yöntemleri ile yapmaya çalışmasının, kendisini diğer liderlerden ayıran belirleyici özellik olduğunu vurgulayan Henze'nin görüşleri şöyle:

Atatürk, çok parlak bir asker olmasına rağmen, toplum içinde orduyu aşırı düzeylere yükseltme gibi bir yola başvurmadı. Asker üniformasını, yakın arkadaşlarıyla birlikte çıkardıktan sonra bir daha bu yönde geri adım atmadı. Atatürk'ün yönetimi 20'nci yüzyılda çok sık görüldüğü gibi bir askeri yönetim haline asla gelmedi.

Kendisinden sonra ülke yönetimi için altyapıyı hazırlaması da Atatürk'ü diğer liderlerden ayıran önemli bir özelliğiydi.

Türkiye'de siyasi partiler içinde mutlaka reforma ihtiyaç vardır. Siyasi partiler, kendi içlerinde demokratik olmayan bir yapıya sahip değil. Adayların siyasi parti liderleri tarafından belirlenmesi uygulaması, Türkiye'de çok uzun süreden bu yana aynı liderlerin siyaset sahnesinde kalması ve siyasette tıkanıklık yaşanması sonucunu yarattı.

Yunanistan ile ilişkileri ve Kıbrıs sorunu Türkiye açısından göründüğünden çok daha az önemli konulardır. ABD ve Avrupa'nın Kıbrıs sorununa karışması, sorunu uzatmaktan başka işe yaramadı.

Yunanistan ve Ermeni lobilerinin ABD ve Avrupa'da çok aktif olmasına rağmen, Türkiye bunlar karşısında övgüye değer biçimde sabırlı davranıyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!