Siz hangi kızsınız anneniz hangi anne?

Güncelleme Tarihi:

Siz hangi kızsınız anneniz hangi anne
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2002 00:34

Nasıl bir anneniz var ve siz hangi tip kızsınız? İlişkinizde kim baskıcı, kim kurban, kim kurtarıcı? Annenizle ilişkinizde yaşadığınız ve diğer ilişkilerinizde de tekrarlanan kalıplar neler? İşlerin düzelmesi için annenizle ilişkinizde nelerin değişmesi gerek?

Onun ölümüne hazır mısınız? Öldüyse yarım kalanlar neler? Amerikalı Psikolog Jean Woollard, bu soruların cevaplarını bulmak isteyenler için bir kitap yazdı. Sistem Yayıncılık'tan Türkçe baskısı çıkan Anneler ve Kızlar'da Woollard, bir anne-kız ilişkisinin zengin, karmaşık ve hayatımızdaki anahtar ilişkilerden biri olduğunu söylüyor. Ve şunun altını önemle çiziyor: Bu hayat boyu sürecek bir iştir ve bazen annemizin ölümünden sonra bile üzerinde çalışmamız gerekebilir! İlişkimiz hiçbir zaman kusursuz olmayacaktır ama onu her zaman geliştirebiliriz.

Woollard, bir rehber niteliği taşıyan kitabında, yedi yıl boyunca anneler ve kızlarıyla yaptığı çalışmalardan ve 43 yıldır annesinin kızı olmasından doğan deneyimleri biraraya getirmiş. İngiltere'de kişisel gelişim üzerine terapi ve danışmanlık yapan Jean Woollard, uzun yıllar çocuk gelişimi ve psikolojisiyle ilgilendikten sonra, annesiyle olan problemli ilişkisinin de etkisiyle anne-kız ilişkisi hakkında bir terapi grubunun kurulmasına öncülük etmiş. 14 yıldır bu konuda workshop'lar yapıyor. Başka durumlarda güçlü olan kadınların, annelerinin yanındayken yetişkin gibi değil de bağımlılık veya asilik sergileyen davranışlarıyla çocuk veya gençmiş gibi hareket ettiklerini belirten yazar, ‘‘Bu benim için de geçerli’’ diyor. Onun farkı, bu soruna çözüm bulmaya karar vermesi...

AŞIRI KORUYUCU

Bana çocukmuşum gibi davranıyor, büyümeme izin vermiyor. Risk alma konusunda cesaretimi kırıyor ve planladığım her şeyde daha ben işe başlamadan yanlış gidebilecek şeyleri işaret ederek beni hayal kırıklığından korumaya çalışıyor; bunu öyle çok yapıyor ki, çoğu zaman planladıklarımı yapmaktan vazgeçiyorum.

İlişkide yapılacak değişiklik:


Kızın kendi ayakları üzerinde durabileceğini sergilemesi gerekir. Anne ona özgürlüğünü bağışlamak istemeyebilir. Fakat kız evlat çocuklara özgü bağımlılık ve güven duygusunun cazibesine direnmeli. Kendi hayatında kendi gündemini yaşamaya ihtiyacı var, annesi için onun gündemini değil.

BANA İHTİYACI VAR

Özellikle şu anda yaşlı/dul/hasta olduğu için annem bensiz yapamaz. Kendimi ona karşı sorumlu hissediyorum ve sürekli onu mutlu etmek için yeni yollar bulmaya çalışıyorum. Onun için ne kadar çok şey yaparsam, o kadarını daha istiyor.

İlişkide yapılacak değişiklik:

Evladın kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atmaktansa, annesininkilerle eşit tutması. Kız çocukların öncelikle annelerinin ihtiyaçlarına hizmet için doğmadığı hatırlanmalı.

BENİ SEVMİYOR

Beni sürekli dışlıyor. Yaptıklarımı, hissettiklerimi, düşündüklerimi ya da söylediklerimi umursamıyor. Soğuk davranıyor; bana en son ne zaman sarıldığını veya sevgiyle dokunduğunu hatırlamıyorum.

İlişkide yapılacak değişiklik:

Annenin sevgisini kazanmaya çalışmaktan vazgeçmeli. Çünkü bu kaybedeceği kesin bir savaş. Bu kızlar, kendi kendilerinin iyi anneleri olmayı öğrenmeli. Kendilerine biraz alan ve zaman tanımalı ve annelerinin onları bir kez daha reddetmesinden sakınmalılar.

ÇOK ŞEY BEKLİYOR

O klasik bir ‘‘yıldız annesi’’ ama ben bir çocuk yıldız değilim. Sanki ben onun hayatındaki özellikle de kariyerindeki bütün hayal kırıklıklarını telafi etmek için doğmuşum. Arkadaşlarının önünde benimle böbürlenebilmek istiyor. Belki artık buna bir son verip bulunduğum yerle yetinebilirim ama bunun annemde büyük bir hayal kırıklığı yaratacağını biliyorum.

İlişkide yapılacak değişiklik:

Bu kızların yapması gereken, annelerinin onlar için istediklerinin ağına sorgulamadan düşmek yerine, kendi motivasyonlarını incelemeye başlamak. Annelerinin hayalleriyle savrulup gitmeden önce, yaşamlarında neyi başarmak istediklerini bulmalılar.

KONTROL EDİYOR

Onunla hemfikir olmadığım veya söylediğini yapmayı başaramadığım zamanlarda annemin öfkesinden korkuyorum. Artık evli olduğum halde hálá beni kontrol ediyor. Çocuklarımı yetiştirme tarzımı beğenmiyor ve bu hoşnutsuzluğunu onların yanında bile dile getiriyor. Bize kalmaya gelecek diye ödüm kopuyor. Hemen evin idaresine el koyuyor!

İlişkide yapılacak değişiklik:

Bir kadın olarak kendi gücüne sahip çıkmak. Annelerinin üzerinde kurduğu hakimiyeti kırmak istiyorlarsa, annelerinin tepkilerinden duydukları korkuyu yenmeleri gerekir.

KARDEŞ GİBİYİZ

Annem çok genç görünür ve birçok ortak yönümüz vardır. Anne kız olduğumuzu bilmeyenler bizi kardeş sanabilir. Çok iyi anlaşıyoruz ama bazen onun en iyi arkadaşım değil de annem olmasını istiyorum. Onun sanki benim yaşıtımmış gibi kendini benimle kıyasladığını farkettim. O daha çok anne, ben de daha çok kızı olabilseydik, belki böyle bir şeye ihtiyaç duymazdı.

İlişkide yapılacak değişiklik:

Kız, annesinin gerçekten en iyi arkadaşı veya kız kardeşi olduğu zannını terk etmeli. Bu anne ve kız arasında mevcut olabilen yakınlığı kaybetmeyi içermez, fakat anne-kız ilişkisinin eşsiz doğasının gerçeğini kabul etmek anlamına gelir.

EGZERSİZLER

Soru sorun ama dinleyin


İkinizin resmini çizin ne görüyorsunuz?

- Büyük bir parça kağıt ve mum boya kullanarak kendinizin ve annenizin bir resmini çizin. Acele etmeyin, 10 dakika uygun bir süre. Çizerken düzeltme yapmayın, hayal gücünüzün dışarı akmasına izin verin. 10 dakika sonra resminize bakın:

Kendinizi ve annenizi nasıl tasvir ettiniz?

Annenizin neresinde duruyorsunuz?

Kim daha büyük, güçlü görünüyor?

Birbirinize yakın mı, uzak mısınız?

Bu resme baktığınızda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

(Woollard, seminerlerde bu egzersizi yaptırdığı bazı kızların annelerini dehşet veren dev örümcekler, kendilerini de onun ağına yakalanmış çaresiz sinekler olarak tasvir ettiğini anlatıyor. Kimi resimlerde kendileri ayakları yere sağlam basan ve küçücük zayıf bedenli annelerini fiziksel olarak destekleyen figürler olarak öne çıkıyor. Kimisi de annesini boş bir alan olarak tasvir ediyor!)

Size doğumunuzu anlattı mı?

- Kendi doğumunuz sırasında yaşananların ne kadarını biliyorsunuz? Bu hikayeyi size kim anlattı? Farklı versiyonları var mı? Hangisini tercih ediyorsunuz? Hikayeyi kendi kendinize anlatmaya çalışın ve içinizde uyanan duygulara dikkat edin. Doğumunuz hakkında size daha önce anlatılmamış neleri bilmek isterdiniz? Boşlukları doldurmaya çalışın. Hikayeyi olmasını istediğiniz şekliyle yeniden yazın. Aradaki farkları bulun. Sizin versiyonunuz daha önce karşılanmamış hangi ihtiyaçları karşılıyor?

Onunla röportaj yapın

- Annenizin yaşamı hakkında ne kadar şey biliyorsunuz? Siz doğmadan önce nasılmış? Onu bugünkü kadın yapan nedir? Yaşamındaki önemli etkiler nelerdi ve hangi önemli mücadelelerle karşı karşıya kaldı? Genç bir kadınken kendisiyle ilgili hayalleri nelerdi ve onun kendi annesiyle ilişkisi nasıldı? Ne koşullar altında size hamile kaldı ve doğurdu? Annenizi daha iyi anlamanın ilk adımı olarak, hayatı hakkında onunla bir röportaj yapın. Ona hep sormak istediğiniz soruları sorun ama en önemlisi onu dinleyin.


Onun ölümüne hazır mısınız?


Anneniz şu anda hayatta ise:

Öldüğünde kendinizi nasıl hissedebileceğinizi düşündünüz mü?

Gelecekte gerçekleşecek bu olay size ne hissettiriyor; dehşet, terk edilme duygusu, hüzün, rahatlama, suçluluk?

Kendinizi bu kaçınılmaz olaya hazırlamak için şu anda yapabileceğiniz herhangi bir şey var mı?

Anneniz hálá sizinleyken onunla ne yapmaya veya ona ne söylemeye ihtiyaç duyuyorsunuz?

Annenizi daha önce kaybettiyseniz:

Aranızda hangi ‘‘yarım kalmış’’ işleriniz var?

Annenizden kendinize o hayattayken size söylemiş olmasını dilediğiniz bütün şeyleri söyleyen bir mektup yazın. Cevap olarak kendinizden ona, o henüz hayattayken onunla ilgili bütün hissettiklerinizi ifade eden bir mektup yazın.


Sıcak suyun temizlikle ilgisi yok


Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu TÜBİTAK, evlerde kullanılan eletrikli gereçlerden hangisinin daha fazla enerji tükettiğini araştırdı. Elde edilen sonuçlara göre 90 derecede çalıştırılan çamaşır makinesi en fazla elektrik tüketen gereç.

Aynı çamaşır makinesi 40 derecede kullanıldığında, 60 ve 90 derecede kullanıma oranla, elektrik tüketimi açısından çok ciddi farklar yaratıyor. Çamaşırı 40 derece yerine 60 derecede yıkamak, elektrik tüketimini iki buçuk kat, 90 derecede yıkamak ise yaklaşık beş kat artırıyor.

Çamaşır makinesini yüksek ısıda kullanmak sadece elektrik faturasını kabartmıyor. Yüksek ısıda veya kaynar suda çamaşır yıkamak kumaşın dokusunu yıpratıyor. Suyun ısısı 40 derecenin üzerine çıktığında giysiler deforme oluyor, küçülüyor. Renkler birbirine karışıyor, düğme ve lastikler bozuluyor.


PAZARTESİ SABAHI ÇAMAŞIR GÜNÜ


Bilişim Araştırma Şirketi tarafından yapılan başka bir araştırma da kadınların çamaşır yıkama alışkanlıklarını ortaya koyuyor. İstanbul, Ankara ve İzmir'deki kadınlar arasında yapılan araştırmaya göre;

Türk kadının yüzde 69'u elde çamaşır yıkamıyor.

Çamaşır yıkama günü pazartesi.

Çamaşır makineleri ağırlıklı olarak sabah saatlerinde çalıştırılıyor.

Lekeler ve beyazlatma isteğiyle çamaşır kaynar suyla yıkanıyor.

Elektrik tasarrufu için hiçbir yöntem kullanmayanların oranı yüzde 69.

Kaynar suyla ilgili takıntısı olanlar çok fazla. Kadınlaın çoğu temizliğin yüksek ısıda gerçekleştiğine inanıyor.

Kadınların yüzde 58'i düşük ısıda iyi temizleyen deterjan tercih ediyor.

Elektrik faturasını erkekler ödüyor, otomatik hesap kullanan yok gibi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!