Avrupa’da yola devam; Haydi Türkiye!

Türkiye bugün bir kez daha Euro 2008’e kilitlenecek. Avrupa’nın ilk 8’i arasına giren Milli Takımımız, Viyana’da Hırvatistan karşısında ilk 4’e girme mücadelesi verecek ve Türkiye ve çok daha geniş bir coğrafyaya yayılmış onmilyonlarca kişinin yüreği ayyıldızlı formamız için atacak.

Haberin Devamı

Türkiye, Euro 2000’de de çeyrekfinali görmüş, ama Portekiz’e yenilerek elenmişti. Bu kez rakip Hırvatistan. Daha kolay mı dersiniz?

Önce rakibe saygı göstermeliyiz. Futbol sicili bizden daha iyi. Bizim en büyük başarımız 2002 Dünya Kupası üçüncülüğü idi. Onlar ise bir önceki yani 1998 Dünya Kupası’nın üçüncüsü. Bir-iki istisnası ile kadrolarındaki tüm oyuncular Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa gibi futbolun ileri ülkelerindeki takımlarda top koşturuyorlar. Bizim kadar genç, bizim kadar ihtiraslı bir takım Hırvatistan.

Üstelik, İngiltere’yi Wembley”de saf dışı bırakarak, Euro 2008’e geldiler ve gruplarını Almanya’nın üzerinde birinci bitirerek çeyrekfinalde karşımıza rakip olarak dikildiler.

Teknik direktörleri yani takımın “başkomutanı” Euro 2008’in Fatih Terim kadar kendisinden söz ettiren 39 yaşındaki Slaven Biliç. Dünya futbolunun heyecan veren yeni ve yükselen teknik adamı.

Haberin Devamı

Hırvatistan’a saygı göstermeliyiz.

Hırvatistan, 1990’larda Davor Şuker, Robert Prosinecki gibi dünya futboluna büyük yıldızlar vermiş bir ülke. Sağlam bir gelenekten geliyorlar ve bu kadrolarında Modriç gibi, Kranjcar gibi dünya futbolunda parlamaya hazır yıldızlar barındırıyorlar.

Rakibimize saygılı olmalıyız.

 

***                 ***              ***

 

Ve, Milli Takımımıza inanmalı ve güvenmeliyiz.

Bu Milli Takımımız, şimdiden futbol otoritelerinin gözünü kamaştırmayı başardı. Michael Werbowski adlı kalem International Herald Tribune’da şöyle yazıyordu:

“Euro 2008, Türkiye olmasa ne olurdu? Türk takımı bugüne dek arada bir sağnak yağmur düşürse de ‘yakıcı sıcaklıkta’ bir futbol oynadı ve Euro kupası izleyicilerini yüreklilikleri ve enerjileriyle şaşırttılar.”

Orta Avrupa kökenli ve Türkiye’ye sempatisini de itiraf eden yazar, Çek Cumhuriyeti maçının ardından, elde ettiğimiz galibiyetin “siyasi çağrışımları”na da değinmişti:

“Bu maçın siyasi dip akıntıları gözden kaçırılmamalı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılma kararlılığı, Türk milli takımının bu yılın Avrupa kupasına önlenemez ilerleyişinde yansıdı. Eğer Çekler kazanmış olsa ve Türklerin daha da ilerlemesini önleselerdi, bu sadece Çek Cumhuriyeti’nin gururunu değil kupa ev sahiplerinden Avusturya’nın da dahil olduğu orta Avrupa’nın tüm ulusların gururu açısından büyük bir moral olacaktı.

Haberin Devamı

Tarihi anlamda, orta Avrupalılar kendilerini, Konstantinopolis’te Doğu Hristiyanlığının yıkılışının ardından Türklerin Avrupa’ya yönelmelerinin önündeki set olarak görürler.

Bir zamanlar Osmanlı ordusunun kuşatmasına uğramış olan Viyana, Türkiye’nin AB üyeliğine resmen karşı. Ve Varşova ve Prag, resmen Ankara’nın AB üyesi olması çabasını destekliyorlarsa da, vatandaşları bu ihtimale derinden kuşkuyla bakıyor ve bundan kaygı duyuyorlar.

Türk futbolunun Çeklere karşı galibiyeti elbette büyük bir simgesel yankı yapacaktır ve Türkiye’nin büyüyen varlığını sadece Brüksel’deki iktidar koridorlarında değil, aynı zamanda da spor arenalarında ve Avrupa’nın en sevilen oyununun oynandığı sahalarda hissettirecektir.”

Haberin Devamı

Yazının başlığı “Türklerin Orta Avrupalılara Karşı Zaferi” ve hemen altında “Euro 2008-futbol savaş alanında medeniyetler çatışması” yazıyor.

İşte böyle.

 

***                ***          ***

 

Tabii ki, bütün bunlar birer “metafor.” Türkiye’nin “Avrupa sahnesi”ndeki görünürlüğüne ve bunun heyecan verici yönüne işaret etmek amacıyla yazılıyor. “Viyana Kuşatması” gibilerinden saçmalıklar ve anlamsız “milliyetçi provokasyonlar”la vakit kaybetmeyelim.

Euro 2008, bir “milliyetçiik vesilesi” değil, bir “enternasyonalizm gösterisi”dir. Barışçıl bir karşı karşıya geliştir. Bir “uygar davranış” olayıdır. Dikkatlerden kaçmış olmalı, Çek takımı bizimle oynadıkları maçta, üzerinde Çek ve Türk bayraklarını taşıyan, bizim maç için özel giydikleri bir formayla sahada yer aldılar. Kalecimiz Volkan Demirel, Jan Koller’i itip düşürdüğünde, iten elleri Çek forması üzerindeki bayrağımıza saldırgan biçimde değiyordu. Bu gibi Avrupa temaslarında, “müstakbel ortaklarımız”a terbiyeli davranmayı, “medeni” olmayı artık öğrenmemiz gerekiyor.

Haberin Devamı

Çeyrek finalde Hollanda ile oynayacak Rusya takımının teknik direktörü bir Hollandalı, Guus Hiddink. Bizim karşımızda oynamış olan İsviçre Milli Takımı’nın en önemli üç oyuncusu Hakan Yakın, Eren Derdiyok ve Gökhan İnler, İsviçre vatandaşı Türkler idi ve İsviçre’nin bize attığı golün pasını Eren Derdiyok verdi; golü Hakan Yakın attı.

Milli Takımımızın en önemli oyuncularından biri siyah derili, Brezilya kökenli vatandaşımız Marco (Mehmet) Aurelio.

Viyana’da bugün karşımıza çıkacak olan Hırvatistan, bir Balkan ülkesi ve bizim gibi AB ile katılım müzakereleri yapan aday ülke. İlginç bir eşleşme.

Viyana’da bugün Hırvatistan karşısında, “milliyetçilikten arınarak”, Milli Takımımızın sonuna kadar yanındayız.

Haberin Devamı

Kalbimiz Milli Takımımızla birlikte çarpıyor.

Haydi çocuklar.

Avrupa’da yola devam etmek, Türkiye’nin Avrupa’da görünürlüğünü arttırmak için.

Haydi Türkiye!

Yazarın Tüm Yazıları