İzmirli jant devi CMS'ye teklif yağıyor

Güncelleme Tarihi:

İzmirli jant devi CMSye teklif yağıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2008 00:48

Otomotiv sektörü son yıllarda Türkiye'nin yüz akı sektörlerinden belki de en önemlisi. İhracat liderliğini tekstilden aldıktan sonra bir daha bırakmayan, yüzbinlerce kişiye iş imkanı yaratan ve giderek gelişen sektörde dünyaya meydan okuyan firmalar da var...

Haberin Devamı

İşte İzmirli CMS Jant bu firmalardan bir tanesi. Bundan 24 yıl önce bir aile şirketi olarak yola çıkan CMS, aynı şekilde devam ediyor. Ancak şimdi önemli bir farkı var. Türkiye'de aliminyum alaşımlı jant pazarının açık ara lideri olan CMS, Avrupa'da da söz sahibi. En büyük dört üretici arasında yer alıyor. İzmirli CMS'nin iki fabrikasında üretilen jantları, Renault'tan Volkswagen'e, Audi'den Bentley'e kadar birçok aracın lastiklerini süslüyor.

Türkiye'deki krizlerden bıkıp bundan 10 yıl önce rotasını ihracata çeviren şirket, şimdi üretiminin yüzde 85'ini yurtdışına satar hale gelmiş. Şirketin bu büyüyen performansı yabancıların da dikkatinden kaçmıyor. Birçok yabancı şirket ortaklık ve hisse satın almak için sıraya girmiş durumda. CMS de bu ortaklıklar için kapıyı açık tutuyor.

Haberin Devamı

CMS'nin potansiyeli son dönemde bir üretim bölgesi kurmaya çalışan Fas'ın da dikkatini çekmiş. Fas, CMS'nin bir müşterisi aracılığı ile neredeyse kırmızı halı sererek CMS'yi üretim yapması için ülkeye davet etmiş. Vergi yok, arazi payı yok, işçilik ucuz... Hem de fabrika için belirlenen alan İspanya'ya sadece 15 deniz mili uzaklığında. Minimum maliyetle üret, İspanya'dan da tüm Avrupa'ya sat. 'Yeter ki gel' diyor Fas Krallığı...  

Peki CMS gidecek mi? Teklif belli ki çok cazip ama şimdilik bir karar verilmemiş. CMS Yönetim Kurulu Başkanı Berat Ösen 'teklifi inceliyoruz' diyor.

Eren GÃœLER YAZIYOR

Aslında bu teklif Türkiye'nin üzerinde çok düşünmesi gereken bir teklif. Biz ekonomiyi bir süredir odak noktası olmaktan çıkardık ama rakipler boş durmuyor. Bırakın bize gelecek olan potansiyel yatırımları, bizim elimizdekileri, yüzde 100 yerli sermayeleri bile elimizden çekip almak için bütün olanaklarını ortaya koyuyor. Arazi ise arazi vergi ise vergi enerji ise enerji. Rekabette sınır yok. Mısır'a giden tekstilciler örneği hâla gözümüzün önünde iken bari otomotivi başka ülkelere kaptırmayalım...

Haberin Devamı

CMS Jant Yönetim Kurulu Başkanı Berat Ösen ile hem sektörü hem de şirketi konuştuk...

TÃœRKÄ°YE'DE ÃœRETÄ°P AVRUPA'YA SATIYOR

- Kaç yıldır sektördesiniz?

Sektörde 24 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Kurucu başkanımız Tonguç Ösen, benim babam. Aynı zamanda aliminyum jant konusunda Türkiye'nin  ilk üreticisiyiz ve Türkiye'de açık ara öndeyiz.

- Kapasiteniz ne kadar?

Yıllık kapasitemiz 4.5 milyon adet. Üretimi İzmir'de Çiğli ve Pınarbaşı olmak üzere iki fabrikada yapıyoruz.

- Kaç kişi çalışıyor?

İki fabrikada yaklaşık 1200 kişi çalışıyor.

- Ne kadar ciro yaptınız 2007'de?

2007'de 180 milyon euro ciro yaptık. Bu yılki ciro hedefi ise 192 milyon euro. Bu sene çok cesur değiliz çünkü global ekonomik krizin Avrupa'ya yansıması ve Türkiye'deki ekonomik ve politik gerginliklerin nereye gideceğini çok fazla kestiremiyoruz.
 
- İhracatın payı ne kadar?

Haberin Devamı

" Biz 1997'den itibren ihracata başladık ve yüzde 80'lere sadece 10 yıl içerisinde geldik. "

Bu sene yüzde 85-86 oranında ihracat hedefliyoruz. Geçen sene de bu seviyelerdeydi. Biz 1997'den itibren ihracata başladık ve yüzde 80'lere sadece 10 yıl içerisinde geldik. Türkiye'de yaşanan krizler bizim ihracata yönelmemizde önemli bir etken oldu.
 
- En büyük pazarınız neresi?

Fransa ve Almanya başabaş gidiyor genelde. Sonra İtalya ve İngiltere geliyor. Bizim ana pazarımız Avrupa. Ayrıca Romanya ve Çek Cumhuriyeti gibi Doğu Bloku Avrupası'nda da pazar paylarımız var. Rusya'da da faaliyet gösteriyoruz. Japonya'ya da ihracata başladık ama henüz çok ufak.

Haberin Devamı

- Başka pazarlara da açılmayı düşünüyor musunuz?
 
Biz Avrupa'ya satışlarımızı artırmaya çalışırken, bunu yanında büyüyen pazarlara karşı da çok ilgiliyiz. Bununların başında da Rusya geliyor. Rusya'da bizim küçük orta çapta faaliyet gösteren bir dağıtım ağımız var. Bir de orada koordinasyon ofisi gibi çalışan küçük bir ofisimiz var.

Bizim hedefimiz Rusya'daki satışlarımız artırmak. Yabancı firmalardan da ortak yatırım yapalım şeklinde teklifler geliyor. Çünkü bizim know how'ımız bizden çok daha büyük firmalarla rekabet edebilir hale geldi.

KENDÄ° TEKNOLOJÄ°SÄ°NÄ° KENDÄ°SÄ° OLUÅžTURDU
 

" Gururla söyleyebilirm ki, CMS kuruluşundan bu yana teknoloji transferi yapmadan kendi kendi teknolojisini kendisi oluşturdu. "

"Arabanın tekerleği diye bakılıyor ama jant bir emniyet parçası olduğu için bazı kalite standartlarını tutturmak zorundasınız. O anlamda gururla söyleyebilirm ki, CMS kuruluşundan bu yana teknoloji transferi yapmadan kendi kendi teknolojisini kendisi oluşturdu ve şimdi bunu dışarıya ihraç edecek hale geldi.

Haberin Devamı

Geçen sene Ar-Ge'ye 3.5 milyon euro yatırım yaptık. Otomotiv üreticilerine direk malzeme sağlayan bir firma olarak, otomotiv üreticilerin uyguladıkları bazı regülasyonlar var. Özellikle çevre bilinci Avrupa'da çok yüksek. Ona uygun standartları gerçekleştirmek zorundasınız. Avrupalı üreticiler senin çevre bilinci ile ilgili olarak aldığın tedbirlere çok dikkat ediyor. Ne kadar atık üretiyorsun, ne yapıyorsun... Hepsini inceliyorlar. Biz çevre ile ilgili yatırımlarımızın çoğunu tamamladık.

-Yeni teknoloji geliÅŸtirecek misiniz?

Yeni teknolojilerle ilgili 2002'den beri üzerinde çalıştığımız bir yenilik var. Yine jant üretimi ile ilgili bir teknoloji bu. Onun üzerine çok eğiliyoruz, önemli bir kaynak ayırdık. dünyada henüz çok az uygulayıcısı var. Avrupa'da sadece iki üretici uygulayabiliyor.

- Teknolojiyi ihraç ediyor musunuz?
 
Birtakım talepler geliyor. 'Gelin ortak yatırım yapalım, sizin teknolojiniz var bizim pazarımız var, bunları birleştirelim' diyorlar.

ORTAKLIK TEKLÄ°FÄ° YAÄžIYOR
 
-Kimlerden teklif geliyor?

/images/100/0x0/55ea0cbff018fbb8f8675241
İtalyan bir firmadan teklif var. Bizim de ortaklık ve satın alma konusunda bazı girişimlerimiz oldu. Belli bir süredir Ruslarla görüşüyoruz ama henüz kesin birşey yok. Hintli bir firma geldi ortaklık için, ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri'nden bir firmadan ve başka ülkelerden de teklifler var.

Şu ana kadar bize çok teklif geldi ama uyuşamadık.

- Yeni ortaklık mı hisse mi istiyorlar?

İkisi de. Bazıları ortak yeni yatırım yapma teklifleri ile geliyor, bazıları da hisselerimizi satın almak istiyor.
 
-Sizin bakış açınız nedir?

Åž

" Önümüzdeki dönem borsaya gelebiliriz. Ayrıca stratejik ortaklıklar da yapabiliriz. "

imdi bizim firmamız yüzde 100 yerli sermaye ve aile şirketi. Bizim arzumuz daha çok stratejik ortaklık yönünde. Mesela halka arz veya tahvil çıkartmak gibi enstrümanları biz amaç olarak değil araç olarak görüyoruz.

Bizim ortaklarımız hep sanayi kültürünün içinden gelmişler. Mesela kurucu başkan olan ve 3 yıl önce vefat eden babam 55 yıl önce bu sektöre girmiş. Böyle bir saik var. Halka arzın akabinde stratejik ortaklık, yeni bir yatırım, yeni bir teknoloji ve kapasite artırımı gibi birtrakım senaryolar üzerinde çalışıyoruz. Çünkü şirket değeri artık önemli bir noktaya geldi.
 
Önümüzdeki dönem borsaya gelebiliriz. Ayrıca stratejik ortaklıklar da yapabiliriz. Zaten altyapı olarak herşeyimiz hazır.

- Çoğunluk hisseyi satar mısınız?

Yok hayır. Çoğunluk hisseyi satmayı düşünmüyoruz.

- Peki siz başka bir şirketi almayı veya ortaklık yapmayı düşünüyor musunuz?
 
Otomotiv sanayinde bugün rekabet etmek için ortaklıklar, proje bazlı ortaklıklar ve hisse satın almalar gündeme geliyor. Mesela Toyota ve PSA ortak olarak Rusya'da motor üretiyor. Gerek Toyota gerekse de PSA kasasında bir bakacaksınız aynı motor var. İşte bu tip iş yapış şekilleri, yani proje bazlı ortaklıklar çok doğal bizim sektörde. Mesela biz ağır vasıta için ürettiğimiz jantlarımızın testlerini İtalya'da bir jant üreticisinin laboratuarlarına yaptırdık. Buna bir ortak proje ve Ar-ge çalışması diyebilirsiniz. Bu tip çalışma şekilleri yaşanıyor. Biz de açığız. Ama bir şirket satın alması derseniz çok stratejik konular.

FAS'TAN TEKLÄ°F VAR

/images/100/0x0/55ea0cbff018fbb8f8675243
CMS Yönetim Kurulu Başkanı Berat Ösen, Türkiye'deki yatırım ortamından biraz sıkıntılı. Türkiye'nin kıyası kendisiyle değil rakip ülkelerle yapmasını gerektiğini söyleyen Ösen, bütün ülkelerin yabancı yatırım için yarıştığını, kendilerine Fas'tan yapılan teklifle anlattı...
 
"Geçenlerde bir müşterimiz aracılığı ile bize Fas'tan bir teklif geldi. Gelin burada yatırım yapın, jant fabrikası kurun dediler. 6 yıl boyunca da hiç vergi almayacaklar, araziyi de çok düşük bir fiyatla 20 yıl boyunca kiralayacaklar. Enerji desteği de sağlayacaklar.
 
Fabrika için gösterdikleri yer Tanca diye bir bölge ve İspanya'ya sadece 15 deniz mili uzaklığında. Fas bize 'burada üretin ve bütün kıta Avrupası'na buradan satın' diyor. Çılgın bir teklif...
 
Orası sonuçta bir krallık ama kral oturmuş ve koymuş kafasına. 'Ben 10 sene sonra ne yapacağım?' diyor. 'Benim buraya birşeyler çekmem lazım' diyor ve bir çaba gösteriyor. Ben Türkiye bunu kıyas alsın demiyorum ama bunun gibi örnekleri dikkate alsın. Bir teşvik veriyorsun ama bu ne fayda sağlayacak diye bakmak lazım. Misal, "geçen sene 1 teşvik verdim bu sene ikiye çektim" demiş ama kendi alanında rekabet eden komşu ülkelerin konu ile uygulamalarına bakmamış ki...

Yabancı yatırımcıyı çekmek için diğer ülkelerle kıyas yapılması lazım. Mesela Romanya ne tür avantajlar sağlıyor, Bulgaristan'daki teşvikler neler, Rusya neler yapıyor? İşte bunlara dikkat edilmeli...
 
- Peki ne dediniz Fas'tan gelen bu teklife?

Ãœzerinde bir fizibilite çalışması yapacağız ve göreceÄŸiz ne çıkacağını. Henüz çok taze bir teklif. Aslında bizim odaklandığımız nokta otomotiv üretiminin ağırlıklı olduÄŸu coÄŸrafyalara yönelmek. Fas'ta üretim filan yok ama Avrupa'ya çok yakın. Otomotivi gemiye bindirin yarım saatte Ä°spanya'da. Oradan da karayolu ile tüm Avrupa'ya dağıtabilirsin.Â

-Sizde iç pazarın payı niye bu kadar düşük?

Kapasitemiz sınırlı. Ful kapasite çalışıyoruz ama içeriye yetmiyor. Kapasitemizi geliştirdiğimiz takdirde Türkiye pazarına yeniden ağırlık vereceğiz. Zaten ihracata yönelmeden önce içerideki pazar payımız yüzde 80'di.

- Neden ihracat yöneldiniz?

" Çelik jant diye bir tabir yok. Çelik jant denilen, aliminyum alaşımlı, yani bizim ürettiğimiz jantlar. "

Önceden ihracat kapasite ile sınırlıydı. Kapasitemizi doldurduÄŸumuz zaman, Türkiye pazarı mı otomotiv üreticileri mi diye bir tercih yapmak zorundaydık. Biz otomotiv üreticilerini tercih ettik.Â
 
- Hangi markalara satıyorsunuz?
 
Renault başta olmak üzere Volkswagen, Fiat Oto, Lancia, Alfa Romeo, Dacia, Toyota, Honda, Bentley, Seat, Audi gibi birçok marka bulunuyor portföyümüzde.

- Peki içeride iyi bir potansiyel var mı?
 
Kesinlikle var. Biz iç pazar talebini maalesef yeterince karşılayamıyoruz.

Bir de şöyle bir durum var. Türkiye otomotiv sanayinin buradaki büyümeyi kaydeden projelerinin başında ticari araçlar geliyor. Bunlar otomotiv sanayini ateşlemiş, çok başarılı projeler. Ama o projelerde araçlar saç jant kullanıyor. Daha ucuz ve daha basit bir teknoloji olduğu için genelde onlar tercih ediliyor.

ÇELİK JANT DİYE BİRŞEY YOK

-Halbuki siz çelik jant üretiyorsunuz...
 

/images/100/0x0/55ea0cbff018fbb8f8675245
Çelik jant diye bir tabir yok aslında. Halk arasında ismi öyle yayıldı. Çelik jant denilen aliminyum alaşımlı jantlar, yani bizim ürettiÄŸimiz jantlar. Araçların birçoÄŸunda gördüğünüz jant tipleri ise saç jantlar.Â
 
Bunlar çok karıştırılıyor. Biz o konuda, özellikle iç pazara daha çok satış yaparken, çok gayret gösterdik, bilgilendirmeye çalıştık ama bir yere kadar...

- Alüminyum jantlarla saç jantlar arasındaki farklar neler?

Birincisi alüminyum jantın ömrü 30-35 yıldır, saç jantın ise ömrü çok daha kısadır. Saç jant kırılır, aliminyum jant kırılmaz.
 
İkincisi alüminyum jant çok daha güvenlidir. Burada en önemli husus hafiflik. Aracın tonajına göre tekerlek üzerindeki baskıyı 3'e 2'ye varan oranlarda hafifletiyor. Tekerlek yükleri hafiflediği için de yol tutma kabiliyeti artıyor.

Üçüncüsü hafiflediği için yakıt ekonomisine fayda sağlıyor. Araç başına 10-12 kg ağırlık avantajı sağlıyor. Bugün günümüzde gramların kıyaslandığı bir otomotiv sektörünü konuşuyoruz. Son 4 yıldır üreticiler ve yan sanayiciler kiloların değil gramların hesabını yaptırıyorlar bize. 12 kiloluk jantı 10 kilograma, 9 kilograma çekmemiz için hedef veriyorlar. Biz de oturuyoruz, aynı mukavemette, aynı dayanıkılıkta, aynı kalitedeki ürünü daha hafif üretmeye çalışıyoruz.
 
Dördüncüsü alüminyumun alaşımından kaynaklanan bir özelliği de var. Isı alışverişini çok daha hızlı yapıyor. Sürtünmeden doğan ısınmayı üzerinde tutmuyor, çok daha çabuk soğutuyor. Böylece araçların fren kabiliyeti de artıyor.
 
Son olarak da estetik ve dizayn. Saç jantlarda yapabilecekleriniz çok sınırlı. Alüminyum jantlarda ise çok farklı alternatileriniz var ve çeşitli varyasyonlar yaratabilirsiniz.

TÃœRKÄ°YE'YE OTOMOTÄ°V STRATEJÄ°SÄ° GEREKÄ°YOR

/images/100/0x0/55ea0cbff018fbb8f8675247
- Türkiye'deki yan sanayini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 

" Otomotiv yatırımlarını çekmek için öncelikle bir otomotiv stratejisi geliştirilmesi gerekiyor. "

Yan sanayinin iyi olduğunu düşünüyorum. Potansiyeli yüksek bir yan sanayimiz var. Dünyanın önde gelen otomotiv markaları da hem bu yan sanayini değerlendirmek için hem de Türkiye'nin konumundan dolayı burada yatırım yapıyor.

Ancak burada önemli bir konu var. Otomotiv yatırımlarını çekmek için öncelikle bir otomotiv stratejisi geliştirilmesi gerekiyor. Bence çok önemli bir konu.

Türkiye'nin geçmişine bakarsanız, inşaat, tarım, tekstil, turizm gibi sektörler şöyle bir parladı, ondan sonra ilgili dönem hükümetleri şöyle strateji yapacağız, böyle birşey yapacağız' filan dediler ama bir sonuç çıkmadı. Türkiye'de son 5-6 yıldır bu strateji hükümetin gündeminde. Kötü bir örnek vereceğim, tarım stratejisi 20 yıldır hükümetlerin gündeminde. Ama biz bugün buğday ithal eder hale geldik.
 
İsterseniz Ford gelsin, isterseniz Mercedes gelsin. Onlar geliriz derler ve gelirler, çünkü zaten dünyanın heryerine gidiyorlar. Önemli olan geldikleri zaman ne ile karşışacakları. Daha doğrusu bizim onları getirtebiliyor olmamız. Burada da Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, yapılması gerekenler belli. 5-6 yıldır bir otomotiv stratejisi yazılmadı. Benim kaygım bu. Yoksa gelirler...

Hangi sektörü ana rekabet gücü olarak seçtiysen onun üzerine bütün kaynaklarını koyup bir strateji yaparsın. Bunun yapmadığın zaman, diyoruz ki, Hyundai gitti... Hayır, biz kaçırdık. Bizim sektör seçip ona göre strateji geliştirmemiz lazım. Her sektörde çok güçlü olamayız.

Bu stratejinin orta vadede çıkabileceği kanatindeyim. Çünkü çok büyük bir potansiyel var. Yeter ki birazcık elinden tutun, o kadar çok potansiyel yaratabilecek şirket ve konuya hakim insan var ki... Küçük veya orta ölçek önemli değil, potansiyel çok yüksek...
 
- Emtia fiyatlarındaki yükseliş sizi nasıl etkiliyor?
 
Demir çelik borsa malı değil, serbest piyasaya bağlı. Zaten Arcelor ile Mittal birleştiğinden beri demir çelik fiyatlarının, patlayan enerjiyi göz önüne alırsanız, bu kadar çok çıkması sürpriz değil. Kötü mü derseniz, evet kötü. Ama sürpriz değil. 
 

" Ben ekonominin bugün geldiği ortamın çok parlak olduğunu düşünmüyorum. "

O anlamda biz alüminyumda çok şanslıyız. Yaklaşık 40 bin ton ile Türkiye'nin en büyük alüminyuım ithalatçısıyız. Alüminyum Londra Metal Borsası'na endeksli bir emtia ve fiyatlar borsada belirleniyor. Bizi çok büyük bir sıkıntıya sokmuyor. Bizim bir formülümüz var, alüminyum arttığında veya düştüğünde onu fiyatlarımıza yansıtıyoruz.
 
Ama biz de yüksek petrol ve enerji ile savaşıyoruz. Neden? Navlunlardan dolayı... Maliyetler müthiş arttı. Bundan 5 yıl önce gemi pahalıydı kamyona döndük, şimdi tekrar gemiye dönmek durumundayız...
 
-Mevcut ekonomik durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Ben rasyonel bir ekonomi anlayışı olduğunu düşünmüyorum. Rasyonel ekonomi tanımı bizinm sistemimize oturmuyor. Biz ülke olarak kendi alanımızdaki diğer ülkelerle kendimizi kıyaslamaktan kaçınıyoruz.

Ben ekonominin bugün geldiği ortamın çok parlak olduğunu düşünmüyorum. Maalesef düşünmüyorum. İç piyasadaki bu daralmaya, esnafın kepenk kapatmaya başlamasına rağmen herhangi bir tedbir alınmıyor olması da cabası.
 
Hatalarımızdan öğrenmemiz lazım. Biz işletme biliminde şuna dikkat ederiz: Hata yapın. Hata yapmak demek risk almak demektir, girişimcilik demektir. İşletme bilimi bu girişimi teşvik eder. Ama hatayı tekrar etmeyin. Ederseniz problem var demektir.
 
Türkiye çok çok büyük bir potansiyeli olan ülke. Hak ettiğimiz nokta bunun çok ötesinde. Ama bazı şeyleri görünce yıkılıyorsunuz. 'Yeter artık' diyorsunuz. Üstelik yapılan hatalardan fazla birşey de öğrenmiyoruz. Devamlı patinaj çekiyoruz. Patinaj çeke çeke lastikler erir gider yok olur... Fazla patinaj iyi değildir...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!