Faiz dışı fazlayı yüzde 3.5’e çekti kemerler gevşedi

Güncelleme Tarihi:

Faiz dışı fazlayı yüzde 3.5’e çekti kemerler gevşedi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2008 00:00

Hükümet 2001 krizinden sonraki ekonomik programlar çerçevesinde yüzde 6.5 olarak belirlenen faiz dışı fazla hedefini 2008’de yüzde 3.5’e çekti.

Bu revizyon ekonomi çevrelerinde ’mali gevşeme’ olarak yorumlandı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "Sihirli bir rakam değil" diye konuştu.

HÜKÜMET revize milli gelir rakamlarının yarattığı değişikliği, bütçe hesaplarına da yansıttı. Bu doğrultuda faiz dışı fazla hedefi 2008 yılı için yüzde 4.2’den yüzde 3.5’e çekildi. "Sihirli bir rakam değil illa şu kadar olacak diye bir şey yok" yorumu yapan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bu rakamın yeni borç ve bütçe yapısı ile yeni yatırım programına göre belirlendiğini, mali disiplinden vazgeçilmeyeceğini söyledi.

Borç stokumuz düştü

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte düzenlediği basın toplantısında 2008-2012 dönemini kapsayan orta vadeli mali çerçeve programını açıklayan Unakıtan, faiz dışı fazla konusunun 2002’den itibaren Türk kamuoyunda fazlaca işlenen bir konu olduğunu vurgulayarak, "Bu da çok iyi bir şey. Yani kamuoyu da bununla ilgilenmeye başladı. Ancak faiz dışı fazla bir sihirli rakam değildir, yani illa şu kadar olacak, illa bu kadar olacak diye, onun üzerinde durmamamız icap ediyor" diye konuştu. Unakıtan bunun nedenini de şöyle açıkladı: "Bizim gerek AB kriterlerine göre hesaplanan kamu brüt borç stokumuz, gerekse kamu net borç stoku oranımız devamlı Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya göre düşüş gösteriyor. Bu durumda faiz dışı fazla patikası sürekli olarak değişim gösterir. İşte bu da bunun bir yansıması."

Mali disipline devam

Bu arada mali disiplinin devam edeceğini de vurgulayan Unakıtan, "Kapı kapı dolaşıp borç arayıp açık kapatmak yerine kendi ayakları üzerine duran mali politikalar üretmemiz lazım" dedi.

Durgunluk olmaz ama büyüme de böyle devam etmez

VERGİ artışlarına ihtiyaç olmadığını söyleyen Kemal Unakıtan, şöyle konuştu: "Türkiye ekonomisi çok dinamik ama bir taraftan da gerçekçi olmak gerekir. Türkiye ekonomisinin büyüme rakamlarının ortalaması, Avrupa ülkelerinin üzerinde. Avrupa ülkeleri bizim beğenmediğimiz yüzde 4-5 büyüme oranlarını görseler, takla atarlar. Ekonomide stagflasyon, durgunluk olmaz ama eski büyüme rakamları da olmaz. Dünyanın haline bak. Toz duman gidiyor. Ama durum da böyle gitmez. Dünyada ekonomide gelişme başlayınca, bizdeki büyüme rakamları da tekrar eski haline gelir. "

Hükümetin 4 yıllık programında neler var

Temel hedef kamu borç stokunun GSYH oranını yüzde 30’a indirmek.

Mali disiplinde herhangi bir gevşeme sözkonusu olmayacak

Bütçe açığının milli gelire oranı 2012’de yüzde 1.6 olacak.

Özelleştirme gelirinin GSYH’ya katkısı 2012’de yüzde 0.2 olacak.

2008’de faiz dışı fazla 3.5 olacak.

2009-2012 döneminde faiz dışı fazla elde edilmesi politikası sürecek.

Bütçe açığının GSYH’ya oranı yüzde 1.9’dan yüzde 1.4’e düşürüldü.

Kamu net borç stoğu yüzde 61’den yüzde 29’a düşürüldü.

Bütçe açığının milli gelire oranı 2012’de yüzde 1.6 olacak.

Özelleştirme gelirlerinin GSYH’ya katkısı 2012’de yüzde 0.2 olacak

Yatırımların önündeki engeller kaldırılacak.

İstihdam, GAP ve mahalli idarelere pay aktarılacak.

Enerjide özelleştirmeler önümüzdeki dönemde hızlanacak.

Özelleştirme gelirleri azalacak

Bu yıl GSYH’nin yüzde 1.2’i düzeyinde özelleştirme geliri beklenirken, bu oranın 2009’da yüzde 1’e, 2010’da yüzde 0.7’ye, 2011’de yüzde 0.5’e ve 2012 yılında yüzde 0.2’ye kadar düşeceği öngörülüyor. Geçen yıl yüzde 38.8 düzeyinde gerçekleşen AB tanımlı kamu borç stokunun GSYH’ye oranı, orta vadeli mali çerçevede 2008 için yüzde 37 öngörüldü. Bu oranın 2009’da yüzde 35’e, 2010’da yüzde 33’e, 2011’de yüzde 31’e ve 2012’de yüzde 30’a kadar düşürülmesi hedeflendi.

IMF olsa da olmasa da bu program uygulanacak

KEMAL Unakıtan, IMF ile uygulanan stand-by programları ile ilgili bir soru üzerine şöyle konuştu: "Bizden önce yapılan programı devir aldık ve başarı ile sonuçlandırdık. Bir tane de biz program yaptık. O da başarılı oldu. Biz ekonomi programını öyle ele aldık ki, IMF olsa da olmasa da uygulayacaktık ve başarılı olduk. Artık 3 yıllık bütçe yapıp açıklıyoruz. Mali disiplin devam ediyor, yapısal reformlar yapılıyor. IMF olsa da olmasa da biz bu programı bütün ciddiyeti ile uygulayacağız. Asıl olan siyasi iradedir."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!