Üretimi Anadolu'ya kaydırmak gerekli

Güncelleme Tarihi:

Üretimi Anadoluya kaydırmak gerekli
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 22, 2008 07:43

Tekstil sektöründe yaşanan sıkıntıların fotoğrafını çekmek ve çözüm yollarını ortaya koymak üzere hazırladığımız özel dosyanın bugünkü konuğu Umut Oran.

Haberin Devamı

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nin (TGSD) ve Dünya Hazır Giyim Federasyonu'nun eski başkanı olan ve sektörde 1992 yılında kurduğu Domino Tekstil ile faaliyet gösteren Oran, sektörün önemli isimlerinden...

1963 yılında doğan Oran, iş hayatına Koç Holding’in tekstil şirketi Bozkurt Mensucat’ta başladı. 1992 yılında kendi şirketi Domino Tekstil Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret AŞ’yi kurdu. 1993 yılında TGSD’ye üye olan Umut Oran, 2002’den 2005 yılı başına kadar da bu derneğin başkanlığını yürüttü. Aynı dönemlerde Avrupa Hazır Giyim Sanayicileri Başkanlığı ve Dünya Hazır Giyim Federasyonu'nun da başkanlığını yürüten Oran şimdi ise TOBB'un Türkiye Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayicileri Meclis Başkanı..

  

Haberin Devamı

Tekstilde temel sorun olarak girdi maliyetlerini gösteren Oran, özellikle istihdam ve enerji maliyetlerinin yüksekliğinden şikayetçi. Tekstilde kurtuluşun yolunun üretimin rotasını Anadolu'ya kaydırmaktan geçtiğini vurgulayan Oran, sektörle ilgili beklentilerini, düşüncelerini ve hedeflerini hurriyet.com.tr'ye anlattı...
 
- Tekstil sektörünün en büyük sorunu nedir?

Genel olarak makro ekonomik yapı ve bununla bağlantılı olarak da Türkiye’deki yatırım ortamı, bugün karşılaştığımız sorunların ana kaynağı. Bu politikaların sonucunda, sadece bizim için değil, bütün sanayici ve üreticiler için temel girdi maliyetleri yükseliyor. Özellikle istihdam ve enerji gibi temel maliyet kalemlerinde bu durum daha somut bir şekilde ortada.

Bakın, asgari ücretlinin işverene maliyeti 740 YTL düzeyinde. Bu rakamın 305 YTL’si kesintiler. Türkiye’de işçilik ücretleri saat başına 3 dolara yaklaşırken, bu rakam Mısır’da sadece 0.4 dolar.

Üretimi köstekleyen bir başka faktör de yüksek enerji maliyetleri. Son yapılan zamlar ile enerji maliyeti kilowatt başına 8.5 sent düzeyine çıktı. Bu rakam Mısır’da 3 sent...

TEK YOL ÃœRETÄ°MÄ° ANADOLU'YA KAYDIRMAK

TEKSTÄ°L NASIL KURTULUR?

Umut Oran, hazır giyim ve konfeksiyonda rekabetçi olabilmek için atılması gereken 8 adımı şöyle sıraladı:

1) İlk adım olarak sektörün küresel rekabetçiliğini artırmaya yönelik olarak, araştırma-geliştirme, yurtdışı pazarlama gibi konularda devlet sektörü teşvik etmeli. Özellikle İstanbul’da moda-tasarım ve tanıtım faaliyetlerinin gelişmesi için teşvikler sağlamalı.

2) Şirketlerimizin uluslararası pazarlama güçlerini artırmak amacıyla yurtdışı pazarlama konusunda çalışan çok ortaklı şirket modelleri kurulmalı. Devlet bu şirketlerin kurulmalarını teşvik eden adımlar atmalı.

3) Bir an önce bölgesel asgari ücret uygulamasına geçilmeli.

4) 10 yıl gibi bir süre için Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri ve GAP Bölgesi’nde asgari ücret ve enerji üzerindeki vergi ve primleri kaldırılmalı.
 
5) 10 yıl süresince Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri ile GAP Bölgesi’nde istihdam ve ihracat sağlayan sektörlerin bölgede yaptıkları yatırımlardan vergi alınmamalı.

6) Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri ile GAP Bölgesi’nde istihdam yaratan, yerli malı kullanıp katma değer yaratan işletmeler, daha düşük faiz ve uzun vadeli Eximbank ihracat kredileri ile desteklenmeli.

7)  GAP Bölgesi’nde nitelikli sanayi bölgelerinin (NSB) kurulması için ABD ile görüşmeler başlatılmalı.

8) Özellikle İstanbul ve Kocaeli gibi kişi başı gelir düzeyi anlamında en yüksek konumdaki illerde, emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren sanayicilere, üretimlerini Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri’ne taşıma kararı almaları durumunda ekstra taşınma teşvikler sunulmalı.

Sorunlar ortada. Aslında şöyle de diyebiliriz: Sorunlar ortak... Tekstilin diğer patronları da benzer şeyler söylüyor. Özellikle girdi maliyetleri en büyük sorun. Fotoğraf çok açık, peki ya çözümü?

Haberin Devamı

"Biz uzunca bir süredir, sadece sektörün değil genel olarak Türk sanayi ve üreticileri için çıkış noktasının ihracat hedefli, istihdam odaklı bir kalkınma modelinden geçtiğini söylüyoruz. Bu modelin genel çerçevesi ise bölgesel kalkınma perspektifiyle çizilmeli. Yani, tekstil ve hazır giyim sektörünün tasarım, ticaret merkezinin İstanbul olmaya devam ederken, üretimin Anadolu’ya kayması gerektiğine inanıyoruz.

Özellikle emek girdisinin daha yüksek olduğu hazır giyim sektöründe üretiminin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’ne kayması için uygun bir ortam oluşturulmalı. İlk adım ise ülke genelinde bölgesel asgari ücret uygulamasına geçmek olmalı. Özellikle İstanbul ve Kocaeli gibi illerde, emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren sanayicilere, üretimlerini Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri’ne taşıma kararı almaları durumunda ekstra taşınma teşvikler sunulmalı. yine, bölgedeki sanayicilere, üreticilere belirli bir süre için, lojistik maliyetler anlamında avantajlar sağlanmalı.

Haberin Devamı

İSTİHDAMA GÖRE TEŞVİK

Umut Oran, sektörün güç kazanması ve zemin kaybetmemesi için Türkiye genelinde yapılması gerekenler olduğunun da altını çiziyor...

"Türkiye genelinde, enerji ve istihdam üzerinden devletin aldığı vergi ve primler yeniden düzenlenmeli. Burada, sektörlerin sağladığı ihracat, istihdam dikkate alınmalı. Yine bölgelerin kalkınmışlık düzeylerine göre, ihracat ve istihdam konusunda yatırımcılara farklı düzeylerde avantajlar sağlanmalı.

Ä°HRACATA DÄ°KKAT!

Umut Oran'ın şirketi Domino Tekstil özellikle ihracat konusunda oldukça iddialı. Şirket, Zara, Marks&Spencer, H&M gibi dünya devleri için üretim yapıyor, ürünleri dünyanın dört bir yanında satılıyor. Dolayısıyla tekstil ihracatı ile ilgili söz söyleyebilecek en etkin isimlerden biri de Umut Oran...

Haberin Devamı

"Düşük kur politikası, Türkiye’nin genel olarak ihracattaki gerçek performansını gizliyor. 2007 yılında ihracatımız dolar cinsinden yüzde 23 arttı. Ama YTL cinsinden bakarsanız, bu artış yüzde 13 düzeyinde kaldı."

Umut Oran, tekstil ihracatının lokomotif konumunu sürdürebilmesi için hükümeti göreve çağırıyor...Â

/images/100/0x0/55eb48bcf018fbb8f8b741ed
"Eğer, hükümet üretimi, reel sektör yatırımlarını desteklerse, tekstil ve hazır giyim sektörü en az önümüzdeki 25 yıl daha Türkiye’nin ihracat ve istihdamında lokomotif görevini devam ettirir. Bunun için, ihracat ve istihdam sağlayan sektörlerin önündeki engelleri kaldıran bir siyasal yaklaşım gerçekleştirilmeli. Yine, teşvikler aracılığıyla sektörün bölgesel bir yapılanmaya yönlendirilmesi gerekiyor. Bu yapıldığı takdirde İstanbul moda, Anadolu üretim, GAP bölgesi ise organik pamuk ve organik tekstil üretim merkezi olur."

Haberin Devamı

NASIL ÖNE GEÇERİZ?

Tekstil sektöründe rekabet önemli. Özellikle UzakoÄŸu ülkelerinin bu sektöre damgasını vurmasıyla kıran kırana rekabet yaÅŸanıyor. Kimisi ucuz işçilikle öne çıkmaya çalışırken, kimisi ÅŸirketlere teÅŸvik veriyor, kimisi de kaliteye ağırlık veriyor. Peki Türkiye bu ortamda nasıl rekabet avantajı saÄŸlayabilir? Â

"Türkiye’nin rakipleri sadece Çin ve Uzakdoğu ülkeleri değil. Bölgemizdeki Mısır, Ürdün ve Fas gibi ülkeler de Türkiye’ye ihracat anlamında önemli rakipleri. Gerek Uzakdoğu gerekse bölgemizdeki rakip ülkelerin avantajı ucuz girdi. Sanayicinin girdi maliyetleri açısından sadece Mısır ile bir kıyaslama yaptığımızda dahi, Türk sanayicisinin rekabetçiliğinin hangi noktalarda zorluk çektiği rahatlıkla görülüyor. Türkiye'de işçilik Mısır'ın beş katı, elektrik 3 katı, doğalgaz ise tam 10 katı.

Türkiye, başta enerji ve istihdam girdilerini düşürecek üretimin önündeki engelleri kaldırmalı. Özellikle, adı geçen ülkeler için rekabetçi şartlar oluşturabilmemiz için öncelikle gelir düzeyinin düşük olduğu Doğu ve Güneydoğu illerinden işe başlanabilir. Çünkü, bu bölgedeki vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümü zaten Mısır, Fas, Çin gibi ülke şartlarında yaşıyor."

EN BÃœYÃœK AVANTAJIMIZ TEDARÄ°K ZÄ°NCÄ°RÄ°

Piyasalardaki dalgalanma sektörü etkiler mi?

Son dönemde piyasalarda yaşanan huzursuzluk herkesin malumu. ABD verilerine bağımlı bir hale gelen piyasalar bir yandan resesyon (ekonomik küçülme) korkuları ile uğraşırken, diğer yandan finasal krizin yaratacağı tahribatı hesaplıyor. Peki bu tedirginlikler sektöre nasıl yansır?
 
"Finansal piyasalardaki dışsal etkilerin sektör üzerinde 2 ana olumsuz etkisi olacak. Birincisi, tüketim harcamalarında özellikle AB pazarına bir durgunluk oluşursa bu ihracatımızı doğrudan etkileyecek. İkincisi, kredi maliyetleri yükselecek. Bu zaten finansman olanaklarına kısıtlı erişim imkanı olan sektörü olumsuz etkileyecek."

"Bizim rekabette en büyük avantajımız, sektörün güçlü tedarik zinciri. Türkiye’de pamuktan moda tasarıma kadar sektördeki tedarik zincirinin bütün halkaları son derece güçlü. Şirketlerimiz geçtiğimiz 20 yılda sektörde büyük bir deneyim kazandılar ve patron, yönetici düzeyinden işçisine kadar sektördeki işgücü gelişmiş ülke standartlarına yükseldi. Ayrıca dünyadaki en gelişmiş makine-teknoloji altyapısı da bizde. Yine bütün bunların sonucunda, batılı büyük şirketler nezdinde Türkiye ve Türk şirketleri güvenilir bir tedarikçi konumunda."

TÃœRKÄ°YE MARKA OLABÄ°LÄ°R MÄ°?

Tekstilde en çok konuÅŸulan konulardan biri markalaÅŸma. Ä°talya, Fransa gibi ülkeler yarattıkları markalarla sektöre hükmediyor. Türkiye'nin ise bu konuda maalesef çok büyük baÅŸarıları yok. Peki Türkiye bundan sonra yurtdışında marka olmayı baÅŸarabilir mi? Umut Oran, bu soruya biraz farklı bir perspektiften yanıt veriyor... Â

"Maalesef, ürünlerin markaları ile çıktıkları ülkenin imajı arasında doğrudan bir ilişki var. Türkiye’nin yurtdışındaki imaj problemini çözmediğimiz bir ortamda Türkiye’den uluslararası markaların çıkması çok kolay değil.

Türkiye yurtdışındaki insanlar nezdinde, özgürlük, bağımsızlık türban, ılımlı İslam ve ekonomik kırılganlık gibi sorunlarla özdeşleştiriliyor. Bu nedenle Türkiye olarak, eğitim, sağlık ve hukuk gibi temel evrensel alanlardaki sorunlarımızı çözmeye odaklanmalıyız.

Diğer taraftan, Türk şirketleri, birçok batılı şirket nezdinde güvenilir, stratejik tedarikçiler olduğu için kurumsal algı anlamında iyi bir noktada. Ama bu sorunlar burada da elimizi ayağımızı bağlıyor."

TEKSTİL SEKTÖRÜ HÜKÜMETTEN NE BEKLİYOR?

Tekstil sektörü genel anlamda hükümetten önemli beklentileri olan bir sektör. Çünkü gelinen nokta itibariyle hükümetin desteğine ve teşviğine ihtiyaç duyuyorlar. Sektörün yarattığı istihdam ve ekonomiye katkısının sürebilmesi için hükümetin tavrı da önemli. Umut Oran Ankara'dan beklentilerini şöyle anlatıyor:
 
"Hükümetten tek beklentimiz, ‘kazan-kazan’ bakış açısıyla sektöre yaklaşması. Tekstil ve hazır giyim sektörü bugün, Türkiye’de ihracata ve istihdama en fazla katkı sağlayan sektör. Eğer, sektörün önündeki engeller kaldırılırsa sektör Türkiye’ye daha fazlası kazandırabilir. Bu bağlamda, eğer girdi maliyetleri düşürülürse sektörde kayıtdışı azalacaktır. Böylece hem sektör daha fazla istihdam sağlayacak hem de toplamda devletin vergi gelirleri artacak.
 
Yüksek girdi maliyetleri sonucunda üreticinin rekabetçiliğini düşüren engeller kaldırılmalı. İstihdam ve enerji maliyetleri üzerinden yapılacak her türlü indirim, sektöre olumlu şekilde yansıyacak."

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!