Sigara tiryakileriyle e-tartışma

Yazıyı yazarken bir yandan da msn’deyim (zor oluyor tabii, hem buraya cümle yetiştir hem oraya).

Msn’deki arkadaşlarımın gündemi altı ay sonra uygulanması muhtemel sigara yasağı.

En tiryaki olanı diyor ki; "Tamam bitmiştir, ben artık gece dışarı çıkmam". "Abarttın" diyorum, "Her şey gibi buna da alışırsın, restorana gidip yemek yemeyecek misin bu yüzden?".

Hayır, restorana gidebilirmiş. Yemek yenirken sigara içilmesinden o da hoşlanmıyormuş!

Ama kahve ya da içki içerken sigarasız yapamazmış. Bu nedenle gece kulübüne ya da Starbucks’a gitmeyebilirmiş.

Burası hakikaten doğru, geçenlerde sırf bu yüzden "yollarımız ayrıldı" mesela.

O, Starbucks’ın sigara içilen bölümüne oturmak istedi, ben de ısrarla içilmeyen bölümüne...

Bir başka arkadaşım ise şu açıdan dertliydi: "Sigara içilmesi için yapılan o izbe salonlara hayatta girmem, tam ikinci sınıf vatandaş muamelesi".

"Sokağa çıkıp içersin" dedim, "Bak Avrupalı öyle yapıyor, biraz üşüyorlar, ama olsun".

"Tiril tiril elbisemle nasıl çıkarım?" tepkisini verdi bu kez, "Ya sokaktan tinerciler geçiyorsa, ya üzerime saldırırlarsa?"

Bir de, "Yahu tüm sorunlarımız bitti de sigara yasağı mı kaldı?" diyen arkadaşlarım oldu.

Onlara söyleyecek söz bulamadım.

Açıkçası, herkes kendini düşünüyor işte. Kimsenin bir başkasını düşündüğü filan yok.

İşletmeciler de öyle. "Müşterimiz azalır mı?" diye düşünüyorlar.

Tabii ben de öyle: Sadece bir sosyal içici olduğum için yasak beni ilgilendirmiyor.

Ayrıca, kulüplerin dumanaltı olmaması ihtimali gerçekten süper.

Artık giydiklerimiz sigara kokmayacak demektir!

Ee, madem öyle işte böyle...

Takside nasıl olacak

Her şey bir yana, asıl kafamı kurcalayan şu: Tiryakiler mekan dışında tüttürmeye bir şekilde alışacak. Ama taksilerde yasak nasıl olacak, işte orasını kestiremiyorum.

Hani bazı iyi niyetli taksi şoförleri içmeden önce sorarlar, "İçebilir miyim" diye.

Çok acıklı sorarsa eğer, dayanamaz, "Tabii buyrun" dersin.

O da penceresini açar, dumanı dışarı savurur filan.

Peki bu yasak çıkınca ne olacak? "Yasak kardeşim, içme" diyecek miyiz?

Yoksa, "Cezası var" deyip şikayet mi edeceğiz? Ya da yine pencere açma yöntemi mi uygulanacak?

Hande’nin Romeo’su eski işine dönüyor

Evet, Hande Yener’in nişanlısı Kadir Doğulu eski işine geri dönüyormuş. "Nasıl yani" deme ihtimali olana hemen Bay Doğulu’nun eski işi hakkında malumat verelim:

Cafe Frappe’de garson olarak mekan işlerine girmişti kendisi.

Daha sonra Salomanje’de, oradan da The House Cafe’ye geçmiş ve burada işletmeciliğe kadar yükselmişti. Zaten Bayan Yener’le de House’da tanıştılar.

Uzun lafın kısası, Doğulu eski işine dönüyor, ama bu kez patron olarak.

Bugünlerde açacağı kafe için yer bakmaya bile başlamış Doğulu.

The House Cafe cumhuriyeti

The House Cafe demişken, Teşvikiye Mado’nun yerine açılan yeni House’u gördüm geçen gece.

Hem yol üstü hem de yeni olması sebebiyle herhalde, doluydu ağzına kadar.

İki adım ötedeki en eski House’a gidip oturdum.

Orada da tuhaftır, yeni olan ikinci kata çıktık. Hep yeni olanın peşinde koşuyor ve eskiyi anında unutuyoruz.

Aynı gecenin asıl tesbiti ise şu: Dip dibe iki House var. Her ikisi de birbirinin iş potansiyelini etkilemiyor, bravo. En azından şimdilik.

Starbucks/Gloria Jeans bile buna cesaret edemezdi...
Yazarın Tüm Yazıları