Hayat havadan sudan geçiyor

ARAL Gölü. Asya’da ve dünyada en büyük göller arasında. Geride kalan elli yılda suyunun yarısını kaybediyor.

Göldeki su kaybı, son üç yılda daha da hızlanıyor. Tuzlanma ile birlikte, gölün kıyı şeridi 250 kilometre kısalıyor.

Sarı Irmak. Çin’de dünyanın en uzun nehirleri arasında.

Beslediği 800 göl kuraklıktan ortadan kalkmak üzere. Su miktarı hızla azalan nehir, yağmur yağdığında taşıyor ve sel baskınlarına neden oluyor.

Rio Grande. Meksika-ABD sınırını çiziyor. Üç bin kilometre uzunluğu ile dünyanın en uzun yirmi nehri arasında. Son yıllarda 400 kilometrelik bölümünü kaybediyor. O bölüm şimdi çorak ve tuzlu.

Owens Lake. 800 bin yıldır var. 520 kilometrekare büyüklüğünde. Kuzey Amerika’daki Owens Gölü, şimdi kurumaya yüz tutuyor. Saldığı zehirli tozla kentleri tehdit ediyor.

Çad Gölü. Afrika’nın en önemli göllerinden. Yanlış kullanım nedeniyle, suyunun yüzde 95’ini kaybediyor. Tamamen kurumakla karşı karşıya.

Ganj Nehri. Hindistan’da 450 milyon insana hayat veren efsanevi Ganj artık çok az su tutuyor.

Platte Gölü. Orta Avrupa’da en büyük göllerden olan Platte, kirlenme sonucu yarı yarıya küçülüyor.

GLOBAL ISINMA

Dünyanın beş kıtasında kurumaya yüz tutan, yağmur yağdığında ise, sel baskınlarına yol açan daha pek çok nehir ve göl var. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, hiç fark etmiyor. Çünkü, ortak bir tehdit var:

Global ısınma.

Geçen yıl yaşadığımız kuraklık, bu en büyük tehlikeden bizi de haberdar ediyor. Son günlerde ise, yağmur duasına çıkarken, bu kez sel baskınları.

Sel, kentlerin altyapısına göre, daha zalim olabiliyor. Bizde dökülen altyapılar, hayatı çığırından çıkartıyor.

Bununla birlikte, sellerin Amerika, Almanya dahil, pek çok gelişmiş ülkeyi vurduğu da, bir gerçek.

HAVADAN SUDAN

Birkaç ay önce New York’ta dünyanın en büyük kentlerinin belediye başkanları ile su uzmanları bir araya geliyor. Havadan sudan konuşmak üzere. Dünya Bankası su uzmanı şunu söylüyor:

"Kısa dönemler içinde, birbirine tamamen ters iklim yaşayacağız. Aşırı kuraklık ve aşırı sel baskınları. Şimdi kentlerdeki su kaçaklarını kapatmak, eski boruları yenilemek gerek. Varolan ormanları korumak bir yana, hızla ağaçlandırma şart. Kullanılan suyun yeniden kullanımı ile ilgili teknolojiyi geliştirmek ve ucuzlatmak bir başka şart".

Su krizi hesaplanandan çok daha önce geliyor. Susuzluk nedeniyle göç, su savaşları, ülke içinde ve dışında anlaşmazlıklara dönük senaryolar arka arkaya sıralanıyor.

Bu arada İspanya, Avrupa’nın ilk çölü olmak tehlikesiyle karşı karşıya. Avustralya ise, aynı tehdide en yakın kıta.

SU BAKANLIĞI

Bizdeki kuraklık ülkeyi yönetenleri alarma geçiriyor. Ancak, hala yetersiz.

TV’lerde hava durumu tek başına program olmakla beraber, ana haber bültenlerinde de tekrar ediliyor. Halkın ilgisi fazla. Çünkü, pratik hayat havadan ve sudan geçiyor.

Merkezi hükümet ve belediyeler aynı tempoda değil. Oysa:

1 - Çevre Bakanlığından ayrı bir Su Bakanlığı kurmak gerek.

2 - Bütün Türkiye’de ağaçlandırmaya hız vermek gerek.

3 - Belediyelerin öncelikle su borularını yenilemesi gerek.

4 - Deniz suyundan arıtma teknolojilerini geliştirmek gerek.

5 - Tarımda sulama tekniğini değiştirmek gerek.

6 - Suyu her zaman, her yerde tasarruflu kullanmak gerek.

Dünyanın bugüne kadar karşılaştığı en büyük ortak tehlike. Ve kısa sürede geçici değil.

Türkiye’de ilgili bilim adamlarının katılımıyla Su Kongresi toplama zamanı. Çıkacak kararları, terörle mücadele gibi, kararlı ve titizlikle uygulamak şartıyla.

PKK durdu, terörle mücadele sanki durdu

BİR Türk vatandaşı olarak içim acıyor.

Türkiye’nin terörle mücadele politikası, araçları, stratejisi PKK eylemlerine endeksli gibi. Sanki terörün fonksiyonu gibi.

PKK terör yaptığında, herkes ayağa kalkıyor. Arka arkaya toplantılar, yurt dışı görüşmeler, yurt içi mitingler, konu ne olursa olsun, her konuşmada teröre mutlaka yer vermeler.

Birbiriyle çelişen açıklamalara rağmen, dünya bizim için terörle mücadelede dönüyor.

Ama, PKK teröre ara verdiğinde, hayat sanki normale dönüyor. Hiç bir şey yokmuş ve olmamış gibi, sanki geri plana düşüyor.

Son günlerde yine aynı hava var. PKK duruyor, biz de duruyoruz.

Tartışma çok başka bir alana kayıyor. Şimdi tüm dikkatler Barzani üzerinde. Acaba kendisi mi hasta, yoksa kardeşi mi ya da Milano’da alış veriş turunda mı?

Biz bunun peşinde koşarken, onun adamları PKK ile mücadelede Türkiye’nin henüz hiç bir kazanım elde etmediğini açıklıyor.
Yazarın Tüm Yazıları