Vakıf karşılıksız vermeye dayanır

Güncelleme Tarihi:

Vakıf karşılıksız vermeye dayanır
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2007 00:00

Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, "Patron Patrona"nın konuğu oldu. Genel Müdürlük yaptığı beş yıl boyunca dur durak demeden çalışan, Türkiye’deki vakıfların envanterini çıkarmak için adım atmadık yer bırakmayan Beyazıt "Vakıf karşılıksız vermektir" diyor.

 Vakıf ve dernek farkı nedir?

n Dernekler kişi toplulukları, Vakıf ise mal topluluğudur. Vakıf karşılıksız vermektir. Kişilerin kendilerince önemli gördükleri bir amaç doğrultusunda, sadece bu amaca kullanılmak üzere haczettikleri, rehnettikleri malı, mülkü, parayı söz konusu amaç için harcamalarıdır. Avrupa Birliği müzakerelerinin yürütüldüğü bir dönemde, sivil toplum kuruluşları olarak vakıfların üstlenmesi gereken son derece önemli roller bulunduğu tartışılmaz. Ancak biz bu tartışmalardan çok çok uzun zaman önce sivil inisiyatif geliştirme ve uygulama noktasında toplum olarak çok ileri bir düzeye erişmiş idik. Yüzyıllarca toplumsal bir katılıma açık bir yapı ortaya koyan vakıf anlayışımız günümüze kadar ulaşan muhteşem eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Vakıflara ait ilk yazılı belgenin 1048 yılına dayandığını dikkate aldığımızda, gerçekten köklü bir geleneksel yapının mirasçısı olduğumuz ortaya çıkmaktadır.

VAKIF KURMAK KOLAYLAŞIYOR

n Türkiye’de ne kadar vakıf var?


n Türkiye’de 41 bin 720 adet mazbut vakıf, 288 adet mülhak vakıf, 161 adet cemaat vakfı, 4 bin 449 adet Türk Medeni Kanunu’na göre kurulmuş yeni vakıf bulunmaktadır.

n Türkiye’de vakıf sayısı artıyor mu? Azalıyor mu? Nedenleri?

n 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunundan sonra sadece yeni vakıf kurulabilmektedir. Ülkemizde yeni vakıf sayısının bazı dönemlerde arttığı, bazı dönemlerde ise azaldığı görülmektedir. Örneğin, 14 Haziran 1986 tarihinde yürürlüğe giren 3294 sayılı kanun ile kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları, kamu kurumlarının personellerini desteklemek amacıyla ve kamu kaynaklarını kullanarak vakıf kurulmaya başlanması ile dernek benzeri üyeli vakıflar kurulması nedenleriyle 1985 ve takip eden yıllarda vakıf sayısında önemli artışlar olmuştur. 29 Ocak 2004 tarihinde yürürlüğe giren dernek ve vakıfların kamu kurum ve Kuruluşları ile elişkilerine dair yasa ile vakıflara kamudan kaynak aktarılmasına ve kamunun verdiği hizmetler karşılığında bağış ve benzeri adlar altında vakıfların vatandaştan para almasına son verildiğinden, kamu bünyesindeki bazı vakıflar kendiliğinden kapandığından, bu kanundan sonra vakıf sayısında azalma görülmüştür. 2003 yılından önce, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan tebliğlerde, yüksek miktarlarda vakıf kuruluş mal varlığı tespit edilerek, belirlenen miktarların altında mal varlığı olan vakıfların kuruluşlarında, tescil kararı verilememekteydi. 2003 yılından sonra, Genel Müdürlüğümüzce, vakıfların kuruluş mal varlığı miktarı belirlenmeyip, kuruluş mal varlığının yeterli olup olmadığı hususu mahkemelerin takdirine bırakılarak, vakıf kuruluşundaki bu engel kaldırılmıştır. Son yıllardaki istatistiklere bakıldığında, amacını gerçekleştirme imkanı kalmadığı için kendiliğinden dağılan vakıf sayısı ile kurulan vakıf sayısı arasında önemli bir fark bulunmamaktadır. Ancak, halen TBMM’de bulunan 5555 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile vakıf kurulması kolaylaşacağından, kurulan vakıf sayısında önemli artış olacağı beklenmektedir.

DÜNYAYA ÖNDERLİK YAPACAĞIZ

n AB üyesi ülkelerle ve komşularımızla kıyasladığımızda vakıfçılıkta Türkiye nerede?


n Vakıf medeniyeti, Türk kültürünün bir parçası olarak doğmuş ve Anadolu üzerinden tüm dünya medeniyetlerini etkilemiş bir büyük geleneksel yapıdır. Vakıf yoluyla; Cumhuriyet öncesi dönemde devletin alt yapıdan şehirciliğe, çevreden sağlığa, eğitimden kültüre, ekonomiden ticarete tüm hizmetler yürütülmüş olup; cami, mescit, medrese, han, hamam, kervansaray, imaret, darüşşifa, daruleytam, çeşme, kale, su yolu gibi eserler yaptırılmıştır.

Türk Medeni Kanunu gereğince kurulan vakıflar açısından bakıldığında diğer Avrupa ülkelerine benzer düzenlemeler görmekte isek de halen TBMM’de bulunan 5555 Sayılı Kanunla yapılan düzenlemeler incelendiğinde yürürlüğe girmesi halinde yine Avrupa ülkelerinden daha ileri daha katılımcı, daha demokratik, daha şeffaf vakıf anlayışının olduğu ve bu alanda dünyaya önderlik rolümüzü yerine getirdiğimiz görülecektir.

n Ankara’da ne kadar vakıf var? Bunların ne kadarı aktif?

n Ankara’da halen 756 adet yeni vakıf bulunuyor. Hepsi de aktif.

n Vakıf kurmak isteyenlere hangi tavsiyelerde ve uyarılarda bulunursunuz?

n Vakıf kurmak isteyenlere öncelikle geçmişte atalarımızın kurduğu vakıfları incelemelerini öneririm. Geleneksel vakıf ruh ve anlayışını kavramanın öneminin bilinmesinden yanayım. Vakfın hayri, karşılıksız verme temeline dayalı çok önemli bir kurum olduğu unutulmamalıdır. Vakıf, kurucunun kendisince kutsal saydığı amaca mallarını tahsis etmesidir. Bu nedenle, vakıfta odak noktası amaçtır. Vakıf büyük bir ihtimalle lükse harcanacak veya atıl tutulacak kişisel tasarrufların kamu hizmetine yönlenmesini sağlamaktadır.

n Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak önümüzdeki yıllarda Ankara’ya ne tür yatırımlarınız olacak?

Ankara’nın merkez ve ilçelerinde bulunan eski eserlerin restorasyonuna devam edilecek. Projesi tamamlanan 23 eski eserin onarımı 2008 yılında gerçekleştirilecek. Ülkemizin her yöresinde olduğu gibi 2009 yılında Ankara’da da restorasyonu yapılmamış eski eser vakıf taşınmaz kalmayacak. Ankara’nın merkezi Ulus semtinin çehresini değiştirecek bir proje olan Uluslararası Ticaret Merkezi, yeni sanayi olarak bilinen bölgeye yaptırılacak. Bağlıca semtinde bulunan vakıf arsaya 231 konut, Dikmen semtinde beş katlı bir kültür ve eğitim merkezi, Ulus’ta dört yıldızlı bir otel ve bir öğrenci yurdu yaptırılacak.

Vakıflar kardeş belirleyecek

VAKIF Medeniyeti Yılı etkinlikleri kapsamında, vakıf olgusunun toplum gündemine girmesine sağlayacak çok ve çeşitli faaliyetler yürütülecek. Bunlardan biri de "Kardeş Vakıflar Projesi." Genel Müdürlüğümüzdeki bilgi ve belgelere bakıldığında Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde kurulmuş, aynı yahut benzer gayelere yönelik olarak faaliyet gösteren çok sayıda vakıf bulunduğu görülmektedir. Bu vakıflarımız arasında iletişim, diyalog ve dayanışmayı artırmak, böylece ortak projeler üretip bunları uygulama konusunda işbirliği, dayanışma ve tecrübe paylaşımı kültürü oluşturmak, verimliliği artırmak ve zaman, emek ve kaynak israfını önlemek istiyoruz.

20 bin esere dijital kayıt

VAKIFLAR Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarında 19 bin 500 adet korunması gerekli tescilli eski eser bulunmaktadır. Eserlerin üç boyutlu kameralarla ayrıntılı video çekimleri yapılarak, vakıf eserleri video film arşivi projesi yürütülmektedir. Bu proje ile eserlerin halihazır durumları tespit edilerek, gelecekte de eserlerin birebir projelendirilmesi ve aslına uygun restorasyonuna imkan sağlanacaktır. Ayrıca, Genel Müdürlük arşivindeki 20 bin rölöve, restitüsyon ve restorasyon projesi ile eski eserlerle ilgili 150 bin belgenin dijital ortama aktarılması sağlandı ve araştırmacıların istifadesine sunuldu.

Bütçemiz 15 kat arttı

n Yaklaşık beş yıldır Vakıflar Genel Müdürüsünüz. Göreve geldiğinizde vakıfların durumu neydi bugün ne oldu?

n Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün geçmişten emanet olarak aldığı vakıfların vakfiyelerinde yer alan amaç ve hizmetlerinin yerine getirilmesi şartı bütçe büyüklüğüne bağlıdır. Nitekim, Genel Müdürlük bütçesi son beş yılda 15 kat arttı.

Bu bağlamda; 2002 yılında 14 bin kişiye 23 imarette sıcak yemek dağıtımı yapılırken, 2007 yılında ise 81 ilde 108 imaretten her gün 100 bin kişiye evlerine sıcak yemek servisi yapılmak suretiyle devam ediliyor. Ayrıca, 794 ilçede 71 bin 850 aileye her ay 10 kalemden oluşan kuru gıda yardımı yapılıyor. Sosyal yardım kapsamında muhtaç özürlü ve yetim maaşından yararlanacak kişi sayısı 2002 yılında bin 200 iken 2007 yılında 5 bine çıkarılmış olup, 2008 yılında 6 bine çıkarılması hedeflenmektedir.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce mazbut vakıfların vakfiyelerinde yer alan eğitim şartının gereği olarak orta öğretimde okuyan şehit, dul, yetim ve tabii afetlerden zarar gören ailelerin öğrencileri öncelikli olmak üzere ilk kez 2006-2007 öğretim yılında 5 bin öğrencinin her birine aylık 50 YTL burs verildi. 2007-2008 öğretim yılında da 10 bin öğrenciye burs verilmeye devam edilecek.

Ulus’un çehresi değişecek

n Ankara’nın sosyal gelişiminde vakıfların etkisi nedir?

n Vakıfların, ülkemizin her yöresinde olduğu gibi, Başkentimiz Ankara’nın sosyal gelişiminde de önemli katkıları bulunmaktadır. Genel Müdürlüğümüzce, Ankara’da, 2003 yılından bu yana 60 adet eski eser vakıf taşınmaz restore edilerek hizmete sunulmuştur. Ankara il merkezinde yaşayan bin 350 fakir vatandaşın evine her gün üç çeşit sıcak yemek servisi yapılmaktadır.

Ankara’nın 16 ilçesinde bin 525 fakir aileye kuru gıda yardımı yapılmaktadır. 475 adet muhtaç veya özürlü vatandaşımıza aylık 251 YTL muhtaç maaşı verilmektedir.

Maddi durumu yetersiz ailelerin ve özellikle şehitlerin ortaöğrenimde okuyan 500 çocuğuna aylık 50 YTL burs verilmektedir.

Vakıf eserlerinin gün ışığına çıkarılması ve halkımızla paylaşılması amacıyla müzecilik faaliyetine önem verilmektedir. Bu kapsamda Türkiye genelinde yeni müzeler açılmış olup, yeni müzelerin açılması ile ilgili faaliyetlere devam edilmektedir. Bu çerçevede Ankara Vakıf Eserler Müzesi Mimar Kemalettin eseri olan ilk Hukuk Mektebinin binasında hizmete açılmıştır.

Ülkemizdeki bazı eski eser vakıf taşınmazların restore et-işlet-devret modeli ile restore ettirilerek, kültürel amaçlı kullanıma sunulmasının bir örneği de Ankara’da gerçekleştirilmiş ve Samanpazarı semtinde bulunan Çengelhan müze olarak hizmete açılmıştır.

Ankara’da faaliyet gösteren 756 adet yeni vakıf, 5 adet vakıf üniversitesi, 12 adet hastane ve sağlık merkezi, 15 adet ilk ve orta öğretim okulunda 19 adet öğrenci yurdu, 2 adet kültür merkezi, 3 adet kütüphane, 2 adet spor salonu, 1 adet sergi salonu, 4 adet misafirhane ile Ankara’nın sosyal gelişimine önemli katkılar sağlamaktadırlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!