Kredi kartında şifre 100 milyon doları kurtardı

Güncelleme Tarihi:

Kredi kartında şifre 100 milyon doları kurtardı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2007 00:00

BKM Genel Müdürü Sertaç Özinal, 30 Mart 2006’da başlayıp 30 Haziran 2007’de tamamlanan chip&Pin sayesinde kredi kartıyla sahtekarlık oranlarında yüzde 73’lük bir düşüş olduğunu açıkladı. Özinal, "Eğer şifreli kullanıma geçilmeseydi, kredi kartlarında 100 milyon dolara yakın bir sahtekarlık meydana gelecekti" diye konuştu.

BANKALARARASI Kart Merkezi (BKM) ve üyesi olan banka-finans kuruluşları tarafından hayata geçirilen chip&PIN uygulaması pek çok ülkeden övgüler alırken, en büyük darbeyi kredi kartı sahtekarlarına vurdu. BKM Genel Müdürü Sertaç Özinal, 30 Mart 2006’da başlayan 30 Haziran 2007’de tamamlanan chip&Pin’e geçiş sayesinde, sahtekarlık oranlarında yüzde 73’lük bir düşüş olduğunu açıkladı. Özinal, şifre kullanımına geçilmemiş olsaydı, yaklaşık 100 milyon dolarlık bir sahtekarlığın meydana geleceğini söyledi.

İŞLEMLERİN YÜZDE 96’SI ŞİFRELİ: İngiliz Kredi Katları Takas Merkezi’nin (APACS) katılımı ile Londra’da düzenlenen bir toplantıda değerlendirilen chip&PIN, uygulandığı ülkelerde özellikle sahtekarlığa karşı en etkili yöntem olarak gösterildi. BKM Genel Müdürü Sertaç Özinal, 36 milyon kredi kartı, 17 milyon kart müşterisinin bulunduğu Türkiye’de 15 ay gibi kısa bir sürede şifre uygulamasına geçilmesinin büyük bir başarı olduğunu vurgularken, eylül ayı itibariyle Türkiye’de, chip&PIN uyumlu kredi kartı sayısının toplam kredi kartı adedi içinde, yüzde 98 oranına ulaştığını belirtti. Aynı dönemde, chip&PIN uyumlu POS sayısında yüzde 100 ve chip&PIN uyumlu ATM sayısında yüzde 85 oranlarına ulaşıldığını açıklayan Özinal, ekim itibariyle, tüm EMV işlemlerinin yüzde 96 sının, chip&PIN ile yapıldığını ifade etti.

DÖNÜŞÜME 650 MİLYON DOLAR: Geçiş döneminde Türkiye çapında yaklaşık 40 alışveriş merkezinde chip&PIN eğitim toplantıları, 40 bin işyeri ile bire bir chip&PIN saha eğitimleri yapıldığını anlatan Özinal, dönüşümün maliyetinin yıl sonuna kadar 650 milyon doları bulacağını açıkladı. Altyapının tamamlanması kadar üye işyeri ve tüketicinin bilinçlenmesinin de başarı oranını artırdığını vurgulayan Özinal, şu bilgileri verdi: "Chip&Pin’e geçişin en önemli nedeni sahtekarlığın önüne geçmekti. chip&PIN öncesi ve mevcut dönem kıyaslandığında kayıp, çalıntı ve sahte kart gider cirolarında, yüzde 73 oranında bir düşüş sağlandı. Türkiye’de sahtekarlık oranı diğer ülkelere göre zaten çok düşüktü. Daha önce cironun binde 4’ü civarında olan sahtekarlık oranı chip&PIN uygulamasıyla birlikte binde 1’lere kadar geriledi. Şu anda toplam ciro içinde toplam kayıp, çalıntı ve sahtekarlığın 25-30 milyon dolara kadar düştü. Ancak daha da önemlisi, olası sahtekarlıkların önüne geçilmiş olması. Çünkü sahtekarlık chip&PIN uygulamayan ülkelere doğru kayıyor, Türkiye’de kredi kartlarının cirosu günden güne büyüyor. Eğer chip&PIN’e geçmeseydik, sahtekarlık oranı yıllık 100 milyon doları aşacaktı. Kredi kartı ile sahtekarlık belki hiçbir zaman sıfırlanamayacak ama şifre olduğu sürece hiçbir kart kopyalanamayacak."

Sahtekárlıkla savaşta en önemli silah şifre

İNGİLİZ
Kredi Katları Takas Merkezi’nin (APACS) Direktörü Mark Bowerman, kredi kartı sahtekarlığının chip&PIN uygulamasına geçen ülkelerden diğer ülkelere doğru kaydığına da dikkat çekerken, bugün için sahtekarlıkla en iyi yöntemin şifre olduğunu vurguladı. "Şifreli kartları kopyalamak için bir servet gerekiyor" diyen Bowerman, göz bebeğini tanıma, parmak izi okuma gibi "biometric" önlemlerin 10 yıldan önce yaygın olarak hayata geçemeyeceğini söyledi. Şifre uygulamasına ilk geçen ülkelerden biri olarak diğer ülkelerin de güvenlik açısından bu uygulamaya geçmelerini istediklerini aktaran Bowerman, Türkiye’nin bu konuda sahip olduğu deneyim ile diğer ülkelere de destek vermesinden de memnuniyet duyduklarını söyledi. Kendilerinin dönüşümü 2 yılda tamamladığını, Birleşik Krallık sınırları içinde sahte ve kayıp kartlardan oluşan zararın üçte iki oranında azaldığını belirten Bowerman, "2004’te sahtecilik cirosu 500 milyon pound düzeyindeydi. Eğer bu chip&PIN’e geçilmemiş olsaydı bu rakam 800 milyon pounda çıkmış olacaktı. Ama şifre uygulamasıyla zarar geriledi. Sahtecilik ve diğer haksız kullanım uygulamaları, chip&PIN’e geçmemiş ülkelere kaydı. Bu ülkelerde sahtecilikte yüzde 49’lara varan artışlar oldu."

Türkiye’den Avrupa’ya chip&PIN eğitimi

KREDİ
kartlarında imza yerine Chip&PIN uygulamasında Fransa ve İngiltere’nin ardından dönüşümünü tamamlayan 3’üncü ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Sertaç Özinal, bunun başta yazılım sektörü olmak üzere Türkiye’de yeni bir iş kapısı daha açtığına dikkat çekti. Özinal, şöyle konuştu: "Bunu 15 ay gibi kısa bir süre içinde sorunsuz olarak gerçekleştirmemiz dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Aralarında İtalya, İspanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan’ın da olduğu çok sayıda ülkenin BKM ve üyelerinden bilgi talebinde bulunuyor. Başta yazılım sektörü olmak üzere, geçiş sürecinde tedarikçi olarak bulunan farklı sektörlerden bir çok firmaya da, yurtdışından danışmanlık talepleri geliyor, yazılımlar isteniyor. Bu geçiş, chip&PIN konusundaki deneyimlerini gelişmiş Avrupa ülkelerine pazarlayacak olan Türk kartlı ödeme sektörü için de yeni bir pazar yarattı."

Kartlı ödeme sistemi 5 yılda yüzde 43 büyüdü

ULUSLARARASI
danışmanlık kuruluşu McKinsey, Avrupa Birliği’nin (AB) motoru olarak görülen 15 ülke ile Türk kartlı ödeme sektörünün pazar payı ve büyüme oranlarını karşılaştırdı. McKinsey Genel Müdürü Giorgio Bresciani tarafından kaleme alınan rapora göre, Buna göre kartlı ödeme sisteminde Türkiye’de 2001-2006 arasında yüzde 43’lük büyüme gerçekleşti, bu oran 15 AB ülkesinde ortalama yüzde 9’da kaldı. McKinsey’e göre imzadan şifreye geçmeyi sorunsuz başaran Türkiye, büyüme oranıyla da Avrupa’nın kartlı ödeme sistemi açısından "en dikkat çekici ülkelerinden biri" haline geldi. Raporda, "Türk kartlı ödeme sektörünün bundan sonraki dönemlerde de önde gelen pazarlardan biri olacağına inanıyoruz."

Prestijin yanı sıra döviz de kazandıracak

CHIP&PIN uygulamasının Türkiye’ye prestijin yanı sıra önemli bir döviz girdisi de sağladığna dikkat çeken Sertaç Özinal, şunları söyledi: "Eskiden Türkiye’ye gelen turiste ’Aman kredi kartını kullanmayın’ denirdi. Turist de Türkiye’de kredi kartını kullanmamaya dikkat eder, ancak nakiti kadar alışveriş yapardı. Bu da turizm gelirlerimizi etkilerdi. Ayrıca herhangi bir sahtekarlık durumunda oluşan zararı sorgusuz sualsiz Türk bankaları öderdi. Şimdi bu durumlar ortadan kalktı. Yazılım ihracanın yanı sıra bu gibi alanlardaki durum değişikliği de Türkiye’ye önemli bir döviz getirisi sağlayacak."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!