Bayiler kimlikleri çoğaltıyor abonenin adı tacizciye çıkıyor

Çünkü, her gün geliştirdikleri yeni yöntemlerle karşımıza çıkan sahtekarlar, şimdi de sayıları 35 milyona ulaşan cep telefonu abonelerinin adlarına hat açtırmak için GSM operatörü bayilerine verdikleri kimlik bilgilerine göz dikti. Bu da, sahtekarlarla işbirliği yapan bazı GSM bayilerinin, bu kimlik fotokopilerini çoğaltarak, abonelerin adına birden fazla telefon hattı tahsis edilmesini sağlayarak gerçekleşiyor. Daha sonra da bu hatlar, başta çalıntı telefonlar olmak üzere, tehdit, hakaret ve taciz amaçlı aramalarda kullanılıyor. Bir şikayet durumunda ise ilk suçlanan bilgisi dışında adına hat tahsis edilen abone oluyor. Abonelerin bu yüz kızartıcı suçlamalardan aklanabilmesi için de hattın kendine ait olmadığını ispat etmesi gerekiyor.

PROSEDÜRLER VAR: Arkadaşımız Meltem Kara’nın yaptığı araştırmaya göre, cep telefonu hattı tahsisi sırasında, bayilerin uymakla yükümlü olduğu bazı prosedürler bulunuyor. Hat alacak abonelerin şahsen başvurarak, abonelik sözleşmesini doldurması ve imzalamaları gerekiyor. Abonelik işlemleri sırasında bayiler, başvuru sahibinin kimlik kontrollerini yapıyor ve nüfus cüzdanı fotokopisi istiyor. Nüfus cüzdanının ibraz edilemediği durumlarda avukatlık kimlik belgesi, evlilik cüzdanı, pasaport, sarı basın kartı, ehliyet, askeri kimlik, işyeri kimliğinin fotokopisi de abonelik işlemlerinde kullanılabiliyor.

İSPAT ZORUNLULUĞU: Her hangi bir sorun yaşanması durumunda ise ise ilk önce cep telefonu hatı tahsis edilirken verilen kimlik fotokopilerinde yer alan bilgilere bakılıyor. İmza ve adres bilgilerinin tutup, tutmadığı fazla bir önem arz etmiyor. GSM operatörü şirketler, bu tür sorunlarda, sadece hat bilgilerini kontrol edip, yetkili kurumlarla paylaşıyor. Aydın İnşaat’ın ortaklarından Yalçın Bodur gibi hattın kendine ait olmadığını ispat etmek, aboneye kalıyor.

YÜZ KIZARTICI SUÇLAMA: Yalçın Bodur, bilgisi dışında adına düzenlenen cep telefonu hatlar, çeşitli suçlarda kullanıldığını pasaport işlemleri için Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğinde öğreniyor. Hırsızlık suçlamasıyla anında göz altına alınan Bodur, bir anda kendini Sultanbeyli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanırken buluyor. Buna da, Bodur’un adına tahsis edilen bir telefon hattının Sultanbeyli’nde bir evden çalınan cep telefonunda kullanılması yol açıyor. Delil yetersizliğinden serbest bırakılan Yalçın Bodur, çok geçmeden bu kez de kendi adına tahsis edilen bir başka telefon hattı yüzünden mahkemelik oluyor. Bu kez, çalıntı telefondan hakarette bulunduğu suçlamasıyla Kadıköy İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade vermek zorunda kalıyor. Tüm bu suçlamalar karşısında hattın kendine ait olmadığını ispat etmek için GSM operatörü şirketten yardım talep ediyor. Hatların açılmasında kullanılan kayıtlı kimlik bilgilerinin Bodur’a ait olduğu, imza ve adres bilgilerinin ise tutmadığı ortaya çıkıyor. Bunun üzerine kendini aklamak için GSM şirketi ve cep telefonu hatlarını tahsis eden bayi hakkında dava açmak zorunda kalıyor.

YARGI ÇÖZÜYOR: İşlemlerin abone kimlik belgelerini belgelere göre yapıldığını söyleyen GSM operatörü kuruluşların yetkilileri, "Bu belgelerin başkasına ait olup olmadığını tespit etmemiz mümkün değil. Bu ancak, adına hat tahsis edilen abonenin şikayetiyle ortaya çıkabiliyor. Bu da özellikle ön ödemeli hatların tahsisinde ortaya çıkıyor. Şayet, hattın tahsisinde bayilerin bir ihmali tespit edilirse uyarıdan başlayıp, ticari yaptırımlara ve bayiliğin iptaline kadar uzanan bir süreç uygulanıyor. Ancak profesyonelce yapılmış kimlik sahteciliklerinde, kişilere karşı kimlik hırsızlığı-dolandırıcılık yapıldığı ihtimalini ortaya çıkarmak için, konunun daha ileri seviyede araştırılarak, yargı kanalı ile çözümlenmesi gerekiyor. Abonelerimizden Yalçın Bodur da bu şekilde yönlendirilmiştir. Konu yargıya intikal etmiş olup, dava sürecinde talep edilecek bilgiler yetkili mercilere ayrıca verilecektir" dediler.