Modern çarşı esnafı 3,5 yıldır bekliyor

BUNDAN 3,5 yıl önce yanan Ulus’daki Modern Çarşı esnafı olarak yazıyorum.

Modern Çarşı’da yaklaşık 15 senedır esnaflık yaptım. Yangın sonrası mağdur olan esnaflardan biriyim. Melih Gökçek ne yaptıysa çarşıyı yıktırdı.

Ali Babacan gelip "Ben de eskiden Ulus esnafı idim. Sizleri çok iyi anlıyorum" demişti. Yangın sonrası Modern Çarşı önüne gelip "Sizlere söz, bütçeden para gönderip valilik kanalı ile çarşınızı yaptırtacağım" dedi.

Para geldi çarşı temizliği ihalesine çıkıldı. Çarşı temizliği bitmek üzere iken, Melih Gökçek ihaleyi durdurdu. Yangın günü çarşıda 1 kişi ölür iken, yangın sonrasında bir çok insan öldü,

kalp krizi geçirdi. İntihar edenler, çeki yazılanlar, çek yasağına girenler, evinin dükkanının kirasını suyunu elektriğini veremeyenler, hapse girenler, banka kredisini ödeyemeyenler oldu. Ve yakında hepimiz tek tek bunalıma girip intihar etme noktasına geleceğiz. Türkiye’de insan hayatı bu kadar mı, ucuz!

Bunlar yetmiyormuş gibi Özel İdarelerden binaları belediyelere devrettirdiler. Çarşı esnafının tazminat davaları 3.5 yıl geçmesine rağmen halen bitmedi. İlgili kişiler tarafından davalarımızın kasti olarak zaman aşımına uğrasın diye uzatıldıgına inanıyoruz.

Her devlet erkanının sözlü konuşmaları yangın sonrası ATO’nun kamera kayıtlarında mevcuttur. Bu memleketten çalınan her bir çivi öksüzün, yetimin hakkı değil midir?

Biz Türkiye’nin başkentinde sesimizi duyuramayıp gün aşırı ölüyorsak ya doğudaki insanlar nasıl haklarını arasınlar.

Cemalettin AÇIL

Yeşil düşmanları

DEMETEVLER’de Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün yola cepheli bahçesinde, onlarca ağaç, çevre sakinlerinin gözü önünde kökünden kesilerek yok edildi. Başbakanlığa bağlı devletin önde gelen kurumunun, ağaçları keserek olumsuz örnek teşkil etmesi, geldiğimiz noktada, üzerinde düşünülmesi gereken ’ben yaptım oldu’ uygulamalarından sadece biri değil mi? M.A

Sıra ’el sanatları’nda mı

BEN ’Türk El Sanatları’ halıcısı ve üreticisiyim. Yaklaşık 20 yıldır hiç bir ticari amaç güdmeden Geleneksel Türk El Sanatları’nın geliştirilmesi için üretim yaptım. Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü (DÖSİM) satış mağazalarında satılan ürünlerimin kalitesi, gelenekselliği taşıması, DÖSİM standartlarına uygun olarak tecrübeli elemanlarım tarafından atölyellerde dokunması tartışılmayacak derecede ortadadır.

DÖSİM uzmanlar kurulunda büyük hayal kırıklığı yaşadım ve ürünlerim reddedildi. Uzmanlar kurulunca değerlendirilen ürünlerimden bir tanesinin bile sipariş almayışı düşündürücüdür. Onca yıl ürünlerimin kalitesi tartışılmazken, yeni yönetimle birlikte rahatsızlıklar başladı.

Bazı ürünlerin fiyatı çok düşük tutularak kibarca reddedilmiş, bazıları ise tamaman dışlanmıştır.

Halılarım red edilirken hangi kıstaslar gözönüne alındı? Geleneksel mi bulunmadı? Kalitesi mi düşük? Malzemeler mi ucuz?

Bu kıstaslar gözönüne alındıysa, yıllardır DÖSİM neden ürünlerimi aldı?

Uzmanlar kurulunda kabul gören ürünler incelendiğinde ise büyük bir çelişki yaşanacaktır. Kabuller ve redler kıyaslandığında içler acısı bir durum yaşanacaktır.

Biz üreticiler sahipsiz miyiz? Ürünlerim tarafsız olarak yeni uzmanlar kurulunca incelensin istiyorum. Aytan BİRİCİKOĞLU

Prof. Doğramacı’ya neden TBMM ödülü

"TBMM Başkanlık Divanı’nın, demokrasinin silahların gölgesinde kaldığı bir dönemi temsil eden Prof. Dr. Doğramacı’yı onurlandırması hangi gerekçeyle olursa olsun anlaşılabilir ve açıklanabilir değildir."

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere böyle diyor:

Prof. Dr. Doğramacı’ya TBMM tarafından ’2007 Onur Ödülü’ verilmesini eleştiriyor.

Yeşildere, Doğramacı’nın YÖK Başkanlığının, bu ülkenin üniversitelerin sahibi olduğunun düşünüldüğü bir dönem" olduğunu belirterek "Doğramacı’nın özgür, özerk, demokratik üniversiteyi yok ettiğini" ileri sürerek şöyle diyor:

"TBMM Başkanlık Divanı’nın, demokrasinin silahların gölgesinde kaldığı bir dönemi temsil eden Prof. Dr. Doğramacı’yı onurlandırması hangi gerekçeyle olursa olsun anlaşılabilir ve açıklanabilir değildir. TBMM Başkanlık Divanı’na kendi varlığını ortadan kaldıran süreçleri hatırlamaya, üzerine düşen bu gölgeyi kaldırmak için aldığı kararı iptal etmeye davet ediyoruz."

Kısa kısa kısa

BATI Trakya’da Türk Varlığı" konulu panel yarın 18.30’da Tarihi Türk Ocağı Binası’nda. Konuşmacılar Nuri Gürgür (başkan), Işık Sadık Ahmet, Prof. Şahin Akıncı, Doç. Hasan Ünal ve

Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Korosu’nun konseri.

n ÇUKURAMBAR Öğretmenler Caddesi’nin paralelindeki 453. Sokak’ta yol yok. Yaklaşık 100 hanenin yaşadığı, yeni biten inşaatlarla yüzlerce yeni haneyi barındıracak sokakta evet yol yok. Çünkü böyle bir sokak sadece kağıt üstünde görünüyor, sadece fatura adresi olarak biliniyor.

453.sokak sakinleri

n 5 AY önce Karum Yalçın Optik’ten tagheuer marka bir güneş gözlüğü aldım. Ancak gözlüğüm tamamen benden kaynaklanan bir nedenle kırıldı. Onarımı için Yalçın Optik’e gittim onarımı mümkün değildi. Aynı gözlüğü İtalya’dan ısmarlayarak üstelik ücret almayan Yalçın Optik’e teşekkür ediyorum.

Akber AKTÜN

GÜNÜN SÖZÜ

"13 milyonun işsiz, aç, eğitimsiz olduğu bir Türkiye gündemini değil, yapay bir gündemi tartışıyoruz. Oysaki tartışılması gereken konular Türkiye’nin gerçekleridir... Yolsuzluktur, demokratik ilkelere bağlılıktır."

(Hür Parti Genel Başkanı Sayın Yaşar Okuyan)
Yazarın Tüm Yazıları