Düşük kolesterol kanser riskini yükseltiyor mu?

Yeni araştırmalar kolesterolün sadece yüksekliğinin değil, düşüklüğünün de problem olabileceğini gösteriyor.

"Kolesterolün yüksekliğinin kalp-damar hastalıklarına yol açtığını, damar sertliğini hızlandırdığını çoktan öğrendik! Şimdi de düşüklüğü mü problem oldu hocam?" dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız! Şimdiye kadar hep kolesterol yüksekliğinden bahsettik ama araştırma sonuçları bu yaşamsal maddenin düşüklüğünün de sorun yaratabileceğini gösteriyor. Kolesterolü çok düşük kişilerde bazı kanser türlerine yakalanma riskinin artabileceğini gösteren çalışmalar var. Ama bu çalışmaların sayısı henüz yeterli değil. Daha yeni ve geniş toplum kesimlerinde incelemeler yapmak gerekiyor. Kısacası kolesterol yüksekliği ciddi bir risk ama, kolesterolsüz de olmuyor!

GENETİK MİRASI KÖTÜ

Sani Şener’in genetik öyküsünde; kolesterol yüksekliği sorunu var ve kalp hastalığına yakalananların da, kalp krizi geçirenlerin de sayısı fazla. Ayrıca ailesinde kanser sıklığı yüksek gibi görünüyor. Sani Bey’in genetik miras bakımından bazı sorunları olduğu açık. Genetik miras notu bu nedenle düşük: 7

Sani Bey kolesterol yüksekliğinin tedavisi için statin grubu bir ilaç kullanıyor. Kolesterol seviyesini ilaç kullanarak kontrol altında tutabiliyor. Besin desteği olarak omega-3 ve C vitamini de doğru ürünler. Gerçi C vitamininin antioksidan faydasının, koroner kalp hastalığından korunmada yararı bulunmadığı gösterildi ama, C vitamini miktarı abartılmaz ve kür halinde kullanılırsa güçlü bir antioksidan fayda sağlar. Omega-3 desteğini özellikle kolesterol sorunu bulunanların kullanmasında fayda var. Omega-3 yağ asitleri kanın akışkanlığını arttırıyor, kanı inceltiyor, pıhtı hücresi trombositlerin yapışma gücünü zayıflatıyor. Bu yağların damar duvarını koruduğu, trigliserid seviyelerini dengelediği ve özellikle aort gibi büyük damarlarda aterosklerozu engellediği belirtiliyor. Sani Bey’in ilaç ve besin desteği uyumu yönünden notu iyi görünüyor: 8

KİLO SORUNUNU ÇÖZMEK ZORUNDA

Sani Şener’in kilo sorunu var. Muhtemelen kilo vermekte zorlandığı için mevcudu korumaya çalışıyor ama bunda bile zorlanıyor. Sık sık yaptığı diyetler metabolizmasında sorunlar yaratmış olabilir. Stresle bağlantılı yiyecek tüketimindeki artış da önemli bir etkendir. Sani Bey’in her ne kadar hareketli bir iş yaşamı olduğunu söylese de daha aktif bir hayat tarzı benimsemesi, haftada üç veya daha fazla gün 30-40 dakikalık sıkı yürüyüşler yapması şart. Bu aktiviteler sadece kilosunu korumakta değil, kalbini güçlendirmekte ve iyi kolesterolü yükseltmekte kendisine destek olacaktır. Besin seçimleri ve beslenme alışkanlıkları bir hayli iyi. Muhtemelen toplam kalori tüketimi yüksek ve bu nedenle kilosunu yönetmekte sıkıntı çekiyor. Sani Şener’in kilo yönetimi notu düşük olduğu için beslenme notu da otomatikman düşük kalıyor: 6

STRES YÜKÜ FAZLA BİR İŞ YAPIYOR

Sani Bey iyi bir stres yönetimi uzmanı gibi görünüyor. Başarılı bir iş yaşamı ve çalışkan bir kişiliği var ve bütün bunları akıllı bir stres yönetimiyle dengelediği anlaşılıyor. İşini sevmesi ve keyif alarak yapması, huzurlu, dengeli bir iç dünyaya sahip olması stres yönetimini kolaylaştırıyor. Muhtemelen olumlu bakışa sahip bir kişilik yapısı var. Sani Bey havalimanı işletmeciliği yapıyor ve bu çok yüksek stres yönetimi gerektiren bir meslektir. Sani Şener’in stres yönetim notu da fena değil: 8

YENİ BİR YIL, YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR

Sani Şener yaşam tarzı alışkanlıkları bakımından sınıfta kalmak üzere. Kendine ayırdığı zaman dilimleri yetersiz görünüyor. Egzersiz ve bedensel aktivite yok denecek kadar az. Kilo yönetiminde başarılı olduğunu söylemek de bir hayli güç. Sigara kullanmıyor ama alkol tüketimi aşırıya kaçma sınırında! Bütün bunlar kolesterol sorunu bulunan ve genetik mirasında kalp-damar riski taşıyan biri için kötü notlardır. Sani Bey’in yaşam tarzı alışkanlıkları notunu düşük tutuyorum: 6

Sani Şener’e egzersizi daha bol, kendine ayırdığı vakitler daha geniş, alkol tüketimi daha sınırlı, kolesterolü az, keyifli, huzurlu ve verimli bir yaşam diliyorum.

BİR SORU BİR CEVAP

Kolesterolün fazlasının cinsel gücü iyileştirdiği, kolesterol azlığının cinsel yaşamı güçleştirdiği bir şehir efsanesinden başka bir şey değildir. Kolesterolün fazlalığı cinsel performansı arttırmaz, olsa olsa azaltır. Bunun nedeni; yüksek kolesterol seviyelerinin, damarları sertleştirip, daraltmasıdır. Daralmış ve sertleşmiş damarlar özellikle erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğunun en önemli nedenidir.

HDL KOLESTEROLÜNÜZ DÜŞÜKSE KALP RİSKİNİZ YÜKSELİYOR

Kolesterol sorunu denince akla sadece LDL-zararlı- kolesterolün artışı geliyor. LDL kolesterol artışının en önemli risk faktörlerinden biri olduğu biliniyor. Yeni araştırmalar; HDL yani faydalı kolesterolün düşüklüğünün de en az LDL yüksekliği kadar ciddi bir risk faktörü olduğunu gösteriyor. Eğer damar duvarına yapışıp kalan LDL parçacıklarını temizleyecek kadar HDL kolesterolünüz (ona çöpçü veya hayırlı kolesterol de diyebilirsiniz) yoksa zararlı kolesterol seviyenizin yükselme riski çoğalıyor. Hele bir de LDL’niz yüksek ve HDL’niz düşükse işiniz daha da zor. Gözlemlerimiz LDL’nin 160-180 mg’dL’den yüksek olduğu durumlarda HDL kolesterol azlığının daha da tehlikeli olduğudur. HDL kolesterolü 45 mg’dan az olan kadın ve 40 mg’dan az olan erkeklerin bu durumu önemsemesi gerekiyor. Eğer 35 mg’dan daha az HDL kolesterolü düzeylerine sahipseniz (kadın veya erkek fark etmiyor) kalp-damar hastalığı riskiniz iyice yükseliyor. HDL kolesterolü değerleri 30mg’dan daha az olanların ise çok dikkatli bir risk planlaması yapması öneriliyor.


HDL KOLESTEROLÜ ARTIRMAK İÇİN

HDL kolesterolü artıran özel bir ilaç şimdilik yok. Önemli bir firmanın bu yöndeki yeni molekül geliştirme çabaları maalesef başarısızlıkla sonuçlandı. Firma çalışmaları askıya aldı. LDL kolesterolü azaltan Statin grubu ilaçlardan bazıları HDL’yi artırıyor ama etkileri sınırlı. Trigliserit seviyelerini düşüren fibrik asit türevleri de HDL’yi bir miktar yükseltebiliyor, fakat bunların da etkinlikleri beklenenin çok altında. B grubu vitaminlerinden Niacin’in oldukça güçlü bir HDL artırıcı etkisi var. Ne yazık ki bu doğal desteği sık görülen yan etkileri nedeniyle yaygın kullanamıyoruz. Niacin HDL’yi yüksek dozlarda kullanıldığı zaman artırabiliyor ama bu dozlarda dayanılması güç baş ağrılarına, yüz kızarmaları ve yanmasına, bazen de karaciğer zararlanması ve kan şekeri artmasına yol açıyor.

Sani Şener (51)

TAV Holding CEO’su

Bugüne kadar ciddi bir rahatsızlık geçirmedim. Ama yüksek kolesterolden mustaribim. Bir de zaman zaman yorgunluk çekiyorum. Buna karşılık kansere yakalanan veya kalp krizi geçiren aile bireyleri vardı. Ayrıca kolesterol yüksekliği da ailemde yaygın. Alemden bana geçen bu miras için de Zocor isimi ilacı kullanıyorum.

Maalesef pek fiziksel aktivitede bulunamıyorum. Haftada üç gün yürümeye çalışıyorum. Tek tesellim çok hareketli bir günlük tempoya sahip olmam. Belki de bu yüzden kilomu korumakta biraz zorlanıyorum. Bu yüzden sık sık diyet yapıyorum. Aslında, öğünlerim düzenli, yalnız sosyal ortamlarda ve stresli dönemlerde yiyecek tüketimim artıyor. Sevdiğim yiyecekler arasında balık, enginar ve ıspanak en başta geliyor. Tatlı, hamurişi ve makarnadan ise uzak duruyorum. Meyve ve salatayı severek yiyorum. Kırmızı et yerine tavuğu tercih ediyorum. Besin desteği olarak omega 3 ve ester C500 alıyorum. Kahveyi günde bir fincanla ve çayı da iki bardakla sınırlıyorum. Sigara kullanmıyorum. Haftada altı gün aşırıya kaçmadan sosyallik düzeyinde alkol kullanıyorum.

Strese gelince; bundan dolayı bazen sabah yorgunluğu çekiyorum. Zaman zaman erken yatarak uykumu iyi almaya çalışıyorum. İşimi keyif alarak yapıyorum, genelde huzurlu bir yapıya sahibim.

Sani Şener’in not ortalaması: 7
Yazarın Tüm Yazıları