Ama konumuz bu kadar genel değil. ‘‘Aşkı yazan erkekler’’le sınırlı.
Köşe yazısı, roman, şiir, şarkı sözü vs. şeklinde aşkı ballandıran erkekler...
Bunları okuyunca insan ister istemez kara bahtına ve kör talihine söyleniyor, ‘‘Şunlardan birinin eline düşemedim’’ diye.
Kimbilir ne mutlu ediyorlardır kadınlarını.
Özellikle köşe yazarları...
Bakıyorum, bir anlatıyorlar aşkı... Bilimsel, felsefi, kimyasal ve fiziksel olarak çözmüşler meseleyi.
Kendinizi onlara teslim etmeyeceksiniz de kime edeceksiniz bir kadın olarak?
Elinizde çok nadide bir kumaş var. Memleketin en ünlü ve yetenekli terzisine mi teslim etmek istersiniz, yoksa mahalledeki tadilatçı terziye mi?
‘‘Zamanında aşkın bu ordinaryüs profesörleriyle tanışma fırsatı elimize geçmediğinden tadilatçı terzilerle idare etmek durumunda kaldık’’ diye düşünüyor ve hayıflanıyor insan.
Lakin, ben ta Merzifon'dan bir okur olmadığımdan bir gün fısıltı gazetesinin sesi erişiyor kulağıma.
Meğer bizim ‘‘Aşk Tanrı'ları’’ aşkı, 20 ila 23 yaşındaki kızlarla ‘‘Gel bi kere yatalım’’ şeklinde yaşıyorlarmış.
İnsan hayal kırıklığına uğruyor haliyle. ‘‘Sen de mi Brutus?’’ sorusu dökülüyor dudaklardan.
Ama, bir dakika...
Bu adamlar gerçek aşkı bulana kadar abazan mı gezecekler? Olmaz tabii.
Hem belki de onların indiği derinliğe inince görünen budur. Aşk eşittir bir gecelik seks.
Peki gördükleri buysa nedir hálá o analizler, sentezler? Köşeler dolusu...
Gerçeği neden saklarlar bizden?
Neden ‘‘Arkadaşlar aşk dediğiniz sekstir’’ deyip geçmezler?
Hálá edebiyat yaparlar.
Orada burada ‘‘Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni’’ pozunda gezerler?
Neden?
Zira ortada prim yapma durumu var.
Bir yazıyla iki prim.
Hem okur nezdinde... Çünkü en çok okunan yazılar aşka dair olanlar.
Hem de... Kızların karşısına elde bir nevi referans mektubuyla çıkılmış olunuyor.
Buyurun döktürün o zaman arkadaşlar. İki ölçek hüzün de ekleyin, aşka çok yakışıyor. Aynı hüznü bakışlarınıza da kondurabilirsiniz.
* * *
Şimdi diyeceksiniz ki ‘‘Aşkı, kadın erkek ilişkilerini sen de yazıyorsun’’.
Evet, yazıyorum.
Ama gelin bakın bana, tıpkı o yazdığım kadınlardan biriyim.
‘‘Salkım Hanım'ın Talkınları’’ durumu yok yani.
MIŞ-MUŞ
Kapsamı daha da genişletilmek istenen TCK'nın 312. ve 159. maddelerinden dolayı Radikal'in altı yazarı yargılanmaktaymış.