Aile boyu müzisyen

18 yıl önce evlendiler. Yıllar boyunca hayatlarındaki tek eksik evde koşturan çocuklardı. Nihayet iki yıl önce aileye Volkan ile Baran katıldı. Eda-Metin Özülkü çiftinin evlerinde artık şenlik var. Hatta onların deyimiyle evde "Asmalı Konak havası" hakim!

- Bu minik afacanlar birbirlerine çok benziyor. Hatta ben tek yumurta ikizi sanmıştım onları...

Eda Özülkü: Evet inanılmaz benziyorlar, ama çift yumurta ikizleri...

- İsimlerini kim koydu?

Metin Özülkü: Beraber koyduk... Aslında doğuma giderken çaresizlikten bu isimleri bulduk. İki ay falan isim düşündük, bulamadık çünkü. Herkes bir isim söylüyordu, kafamız karışıyordu. Bildiğimiz tek şey, kızımız olsa adını Duygu koyacağımızdı.

Eda Özülkü: Aslında hiç erkek ismi düşünmemiştik. Hele iki tane hiç!

- Peki bir tanesiyle bile başa çıkmak zorken, siz ikisini nasıl zaptediyorsunuz?

Eda Özülkü: Hiç sorma... Hele şimdi en hareketli zamanları. 22 aylık oldular, iyice ayaklandılar. Her şeyi merak ediyor, her şeye atlıyorlar.

- Doğumdan sonra hayatınızda neler değişti?

Metin Özülkü: Ben gece 01.00 gibi işten gelirdim. Çalışmayı seviyorum, yaptığım iş de çok zevkli. O yüzden uykum gelene kadar çalışıp, öyle dönerdim eve... Ama şimdi 20.00 dedin mi "Çıkmalıyım, çocukları yatmadan görmeliyim" psikolojisi yaşıyorum. İster istemez bir düzen geldi hayatıma. İyi de oldu aslında. Daha erken kalkıp, erken yatıyorum.

Eda Özülkü: Ben de çok evcimen oldum. Gerçi iş sebebiyle çıkıyor, hafta sonları Bursa’da program yapıyorum, ama yardımcılarımız olmasına rağmen anne ilgisinden mahrum etmiyorum onları.

- Kaç yılın sonunda çocuklarınız oldu?

Eda Özülkü: 18 yıl...

Metin Özülkü: Yok, 16 yıl Eda... 1988’de evlendik, şimdi 18 yıllık evliyiz.

- Çocuğunuz olmuyor muydu, yoksa siz mi istemediniz?

Metin Özülkü: İlk başta istemedik...

Eda Özülkü: Ondan sonra da baktık ki zaten olmuyormuş! Tedavi gördük. Biraz da tembellik yaptık aslında, iş derdindeydik. Metin’in kaseti, benim kasetim derken yıllar geçti.

Metin Özülkü: Uzun seneler koskoca evin içinde ikimizdik, sonra bir köpek aldık. Sanki o bize uğur getirdi; 3-5 ay sonra bebek müjdesi geldi. İki çocuk oldu, iki çocukla birlikte iki yardımcı oldu. Evin içi şimdi Asmalı Konak gibi... Yatak odasından salona gelene kadar 20 kişiye selam veriyorum!

- Nasıl geçti 18 yıl?

Eda Özülkü: Hiç anlamadım ki, rüzgar gibi geçti.

Metin Özülkü: Aslında arada bir geriye dönüp neler yaşadığınızı düşünmeniz lazım. Sadece ilk evlendiğimiz günü düşünürseniz, zaman çok çabuk geçmiş gibi gelir. Aradaki anıları düşünmek ise kişiyi motive eder.

- Uzmanlar, evliliklerde 4 yıl, 7 yıl gibi zaman dilimlerini riskli dönemler ilan ediyor. Sizde de böyle kriz dönemleri yaşandı mı?

Metin Özülkü: Evlilikten önce de dört yıllık bir beraberliğimiz var. Ama ne ilişkimiz ne de evliliğimiz süresince uzun süreli kötü dönemler yaşadık. Kavgalar, tartışmalar elbette yaşandı. Ama o patlamalar da güzel, çünkü bir şekilde deşarj oluyorsun.

Eda Özülkü: Hüzünlü geliyor bana dönüp bakınca bu kadar yıl. Buruklaşıyorum. Büyüdükçe daha duygusallaşıyorsun bir de... Çocuk olunca daha da farklı; komedi filminde bile ağlar hale geliyorsun. Çocuk devreye girince durmuyor gözyaşı. Metin’de de öyle oldu, birlikte lohusalık dönemi yaşadık!

Metin Özülkü: Şimdi atlattım, ama ilk aylarda maç seyrediyorum, ağlıyorum; şov programı izliyorum, ağlıyorum. Tuhaf bir durum...

- Hamilelik dönemlerinde aşerdiniz mi peki?

Eda Özülkü: Hayır, hamileliğim o kadar rahat geçti ki... İnsanlar "Hamilelik sultanlık. Otur, yat, canının istediğini söyle, onu iste, bunu iste" diyorlardı. Ama canım istemedi. Şimdi daha çok istiyorum onu al, bunu al diyorum Metin’e gelirken. Hamilelikte uslu ve sakindim.

Metin Özülkü: Dolayısıyla benim için de çok rahat geçti. Ben geceleri hazır bekliyordum aşersin de pasta alayım, karpuz alayım diye. Ama öyle bir şey olmadı. Son 10 gün "Aaa, yeter artık, iste bir şey. Ben de bu duyguyu yaşayayım, karım abuk sabuk bir şey istedi diyeyim" dedim. Ama olmadı.