BDDK: Bankacılık sektörü sağlam

Güncelleme Tarihi:

BDDK: Bankacılık sektörü sağlam
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2006 14:16

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, piyasalarda yaşanan son dalgalanmaları, "Paniğe gerek yok. Oldukça sağlam, istikraralı bankacılık sistemine sahibiz. Güven ve istikrar devam ettiği sürece şu anda herhangi bir endişemiz yok" dedi.

Bilgin, kısa vadeli sermayenin sermayenin "kuzunun kalbine, filin beynine, ceylanın bacaklarına" sahip olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.

MÜSİAD’ın perşembe toplantılarının bu haftaki konuğu BDDK Başkanı Tevfik Bilgin oldu. Bilgin gazetecilerin ve katılımcıların sorularını yanıtladı. Yıllardır söylenen, yazılan, çizilen ekonomistlerin bahsettiği sıcak para, dengeler, bilançolar büyüklükleri ithalat ve ihracat büyüklüklerinin bilinerek analizinin yapılması gerektiğini kaydeden Bilgin, "Bu dengeler bilinerek özellikle kısa vadeli sermayenin, küresel sermayenin kuzunun kalbine, filin beynine, ceylanın bacaklarına sahip olduğunu unutmayalım. Dengelerin bunu gerektirdiğini bilmek yeterli" diye konuştu.

"SAT-ÇIK FORMÜLÜ TÜRK BANKA PATRONLARINA UYGUN DÜŞMÜYOR"

Bilgin yabancıların finan sektöründeki payına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, yabancı bankaların krizlerden sonra, kriz yaşayan ülkelere ilgisinin arttığını belirtti. Yabancı sermayenin disiplin, ülkeye yeni kaynak getirme ve bankacılık yapış şeklini değiştirme gibi artılarının olmasının yanı sıra, kriz döneminde geri çekilme, en iyi müşteriyi seçme gibi eksilerinin de bulunduğunu anlattı. Şu anda sektörde yabancı sermayenin oranının yüzde 14.5 olduğunu, bu oranın yabancıların İMKB’de aldıkları hisselerle birlikte yüzde 28’ler düzeyine çıktığını kaydeden Bilgin, bu oranın artma eğilimide olduğunu ve artacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.

Bilgin, potansiyel alıcılarla tek tek konuştuklarında, "Türkiye’de kalıcı olmalarını, sadece tüketici kredilerinden kar elde edip zamanı gelince terk edip gitmememlelerini istediklerini, Türkiye’nin KOBİ kredileri ve kurumsal kredilere ihtiyacı olduğunu" söylediklerini belirtti.

Bilgin şöyle konuştu: "Otoritenin her zaman orda olduğunu bunlara söylüyoruz. Yabancılarla görüşmeler oluyor ama yönlendirme yapamayız. Bankalarla görüşmeye başladığımız zaman bize iletin, getirin, tanıştırın, ondan sonra açıklmamanızı yapın. İMKB’ye veya kamuoyuna yapılan açıklamaların bizim nezdimizde hiçbir değeri yoktur. En son kararı BDDK verir. BDDK’nın 7 üyesinden 4’ünün imzası yoksa o bankanın satışı gerçekleşmez. Bunu bankacılarımızın çok iyi idrak etmesi lazım. Maalesef bazı Türk banka patronları kendi güçlerini küçümsüyorlar. O kadar kriz geçirmiş, o kadar engelleri aşmış, bankasını belli noktaya getirmiş patronlarımız kendi kaynaklarını idrak ekmekten kaçınıyorlar. Bunun muhtelif etkileri olabilir. ’en iyi fiyattan buldum ordan satıyım’... bana göre belli bir dönem getirilmiş olan 5020 sayı kanun etkilerinden uzaklaşmak istemek gibi nedenlerle hareket eden patronlar var. Bu sat-çık formülü Türk banka patronlarının krizlerden geçirip bu noktaya getirdiği bankalarını, satmada kullanmaları uygun düşmüyor."

İNGİLİZCE YAZILAR

Bilgin bazı bankaların BDDK’yla yazışmalarını İngilizce yapmalarını da eleştirdi. Bu tür yazıları yırtıp attığını belirten Bilgin, "Bizlerle aynı dili konuşan kişiler çalıştıracaksınız. Bu hususlara dikkat etmek lazım" dedi.
Tevfik Bilgin, BDDK’nın yakından izlediği ve 5 Mayıs’ta 9.2 milyar dolar olan bankalarn bilanço içi açık pozislyonunun dalgalanma sonrasında 6.6 milyar dolara düştüğünü, bunun da bankaların piyasadan dolar aldığını gösterdiğini kaydetti.

"KREDİ FAİZİNE MÜDAHALE YOK"

Bilgin, BDDK’nın bankaların konut kredisi faiz oranlarını yükseltmesine müdahale edemeyeceğini söyledi. Bilgin, piyasalardaki dalgalanmalarının 6 aylık bilanço sonuçlarına nasıl yansıyacağının ise haziran sonunda belli olacağını söyledi.

Bilgin, pazar payı kapmak amacıyla çok analiz ve derinlemesine tahlil yapmadan kredi verilmesinin bankaların risk alması anlamına geldiğini kaydederek, özellikle bireysel kredilerde Tüketicileri Koruma Kanunu gereğince sabit faiz uygulanması gerektiğini hatırlatarak, "Eğer faizler yükseldiyse -bugün bir miktar yükselmiş durumda- bankalarımız eskiden düşük faizle verdikleri kredilerde zarar yazmak zorunda kalabilirler" dedi.

"KONUT KREDİLERİ İLK DEFA KREDİ KARTLARINI GEÇTİ"

Bilgin, konut kredilerinin ekonomik canlanmayı ve istihdamı sağladığını, bankaların bilançolarını büyüttüğünü kaydetti. 2004-2005 döneminde konut kredilerinin yüzde 371 oranında arttığını belirten Bilgin, 5 Mayıs itibariyle de 18 milyar YTL seviyesine geldiğini bildirdi. Bilgin, "Konut kredileri ilk defa kredi kartlarını geçti. Bunun devam edeceğini düşünüyoruz" dedi. Bu yılın şubat ayında 333 bin 465 kişinin konut kredisi kullandığına dikkat çeken Bilgin, halkın daha fazla faiz ödememek için konut kredisinde uzun vadeye girmediğini, 5-6 yıl vadeyle kredi almayı tercih ettiğini söyledi.

"BEDAVA BANKACILIK DÖNEMİ BİTTİ"

Bankacılık sektörünün şeffaflığı sağlamakta çok yol kat eederek belli noktaya geldiğini belirten Bilgin, reel sektörün de şeffaf olması ve standartlara yakın bilançolar açıklamaları gerektiğine dikkat çekti. Bankaların faaliyet dışı gelirlerinin de arttığını söyleyen Bilgin, bedava bankacılık döneminin artık bittiğini, bankaların en küçük ilişkilerde bile müşterilerinden belli bir ücret alacağını kaydetti.

"BDDK GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ"

Bilgin, reel sektörün açık pozisyonlarını izlemediğene yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Reel sektörün bir açık pozisyonu var. Bu rakamlara yansıyor. Bunun gerçek miktarını en iyi bilen kurum Merkez Bankası’dır. Eleştiriyi yapan kişiler Merkez Bankası’nın eski çalışanları veya Hazine’dir. BDDK bunu takip edecek en son kurumdur" diye konuştu.

Tevfik Bilgin, 2001 krizinde 90’lı yıllarda gerekli müdahaleyi yapmayan diğer kurumlar kenara çekildikten sonra BDDK’nın günah keçisi ilan edildiğini vurgulayarak, "İmar’da da bunu yaşadık, bir daha bunu yaşamak istemiyoruz. Reel sektörün açık pozisyonu vardır, takip edecek öncelikli kurum BDKK değildir. Uygulanan politikalar sonucunda belli bir kur seviyesinden, belli bir açık pozisyon yaratılmışsa, lütfen kitabı tersten okumayın diyorum" dedi.

"HALKMIZ YETERİ MİKTARDA TASARRUF YAPMIYOR"

Bilgin, halkın yeterli miktarda tasarruf yapmadığınıbu nedenle de mevduatın bankaların pasifi içindeki ağırlığının azaldığını kaydetti. Bilgin, "Bankalar kaynak bulamazsa, bu tüketimi nasıl fonlayacak, nasıl kredi verecek. Cevabı yurtdışından alınan krediler. Şubat 2006 itibariyle yurtdışından 16.2 milyar dolarlık sendikasyon ve sekrizasyon kredileri alındı" dedi. Bankacılığın bir risk alma sanatı olduğunu, riskin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Bilgin, bankaların açık pozisyonlarına bir şekilde limitlemek, yakından takip etmek ve belli marjda oynaması sağlamak gerektiğini dile getirdi.

"BANKALARIN ÜZERİNE TİTREMEMİZ LAZIM"

BDDK Başkanı Bilgin, Türkiye’deki 4’ü katılım bankası toplam 51 banka bulunduğunu kaydederek, "Bunların üzerine titrememiz lazım. Bunların birindeki yara tüm Türkiye’yi etkiliyor" dedi. Bilgin, Türkiye’de güven ve istikrar devam ettiği sürece bankacılık sektürünün ekonomik büyümeden daha hızlı büyüyeceğini ifade etti.
Bankaların verdiği toplam kredilerin 170 milyar YTL’yi bulduğunu, bunların yüzde 68’ini ticari ve kurumsal, yüzde 30’unun ise bireysel kredilerin oluşturduğunu belirten Bilgin, eleştirilere rağmen bankaların KOBİ’leri fonlamaya devam ettiğini kaydetti. Bireysel kredilerde doyuma ulaşıldığına dikkat çeken Bilgin, bankaların artık parıyı KOBİ’lere, işletmelere satmak zorunda olduğunu ifade etti.

MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat da piyasalarda yaşanan son gelişmeler nedeniyle reel kesime sağduyu çağrısı yaptı. Bolat, "Tetikleme yabancı bankalardan gelmiştir. Yabancı bankalara sınırlama getirilmelidir. Bankaların kar açıkladıkları bir ortamda, ısrarla yabancılara banka satmalarını yadırgıyoruz" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!