Talát Paşa’nın tehcir belgelerini 91 yıl sonra ilk defa yayınlıyorum

Hürriyet’te, yarından itibaren 1915’teki Ermeni tehcirini konu alan "Talat Paşa’nın Tehcir Belgeleri" başlıklı üç günlük bir dizi yayınlayacağım.

Dizide, Ermeni tehcirinin mimarı Dahiliye Nazırı ve Sadrazam Talát Paşa’nın ailesinden temin ettiğim, tehcirle ilgili olan ve bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmayan belgelerin yanısıra, İttihad ve Terakki’nin önde gelen liderlerinin tehcir konusundaki bazı yazışmaları, şifreli telgrafları ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra gittikleri sürgündeki faaliyetlerini anlatan başka evrak da yeralacak. "Talat Paşa’nın Tehcir Belgeleri" dizisi, bu konularda çalışanların önünde umarım yeni bir pencere açar.

UZUN senelerden buyana sergilenen bir oyunun yeni perdesi, yarın açılıyor. Diaspora Ermeniler’i "soykırım günü" ilán ettikleri 24 Nisan münasebetiyle dünyanın dört bir kıt’asında ortalığı birbirine katacak, Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan toplantılar düzenleyip demeçler verecekler, soykırım anıtları açacaklar ve bu koroya birçok yabancı politikacı da katılacak.

Soykırım suçlamalarının yarattığı tablo, artık bütün netliğiyle önümüzde uzanıyor: Senelerdir devam eden bu tartışmada, ibre aleyhimize dönmek üzere! 1915’te yaşananları "soykırım" boyutuna getiren diaspora, hadiseleri "Türkler 1.5 milyon Ermeni’yi kestiler" şeklinde aktarıp bütün dünyayı ikna etmek üzereyken, biz bu propagandalara karşı gözümüzü ve kulağımızı kapatmış, hálá kendimize yönelik yayın yapmakla ve dünyaya değil, Türk kamuoyuna sesleniyoruz.

Ermeni tarafı ölü sayısını milyonların üzerine çıkartırken biz gittikçe aşağılara çekiyoruz, tehcirin "devletin meşru müdafaası" olduğunu anlatmaktan áciz kalıyoruz ve tehcirle ilgili "sevk defterleri"ni de her nedense hálá yayınlamıyoruz. İşin bir başka tuhaf tarafı, çok daha geniş boyutları olan Ermeni meselesi, koyun saymayı andıran bir "ölü sayma" seviyesine iniyor.

BAŞIMIZI KUMA GÖMDÜK

Soykırım iddiasının yalan olduğunu söylemek artık bazı memleketlerde suç sayılırken, biz "Aslında, onlar bizi öldürmüşlerdi" yahut "Evet, az sayıda Ermeni’yi başka yerlere gönderdik ama sonraki senelerde sayıları daha da artmış olarak geri geldiler" şeklinde sadece kendimizi tatmine çalışmakla meşgulüz. Entellektüelliğin şartının milli ve mukaddes kabul edilen bütün değerlere hakaret olduğuna inananların yaptıkları da ortada: Diasporanın her iddiasını áyet gibi kabul etmek, Ermeni Konferansları toplamak, arşivlerden içeriye bir defa olsun adım atmamalarına rağmen bu konferanslarda "Türkiye suçludur" diye ahkám kesmek ve hiç sıkılmadan "Suçumuzu kabul edip özür dilersek işler hallolur" demek!

Herhalde hatırlarsınız: 1915 tehciri konusunda, tehcirin mimarı olan Talát Paşa’nın evrakına dayanan ve sayılar veren ilk yayın, "Talát Paşa’nın Kara Kaplı Defteri" başlıklı bir yazı dizisi halinde geçen sene bugünlerde ve yine bu sayfalarda, tarafımdan yapılmıştı. Paşa’nın belgelerine göre, tehcire tabi tutulan Ermeniler’in sayısı 924 bin 158 idi ve hayli ses getiren bu yayına ilk tepki, 1915 olayları konusunda çalışan resmi araştırmacılardan gelmişti. Zira, Paşa’nın rakamları, senelerden buyana bir türlü kesin bir çizgiye oturtamadığımız ve devamlı değiştirdiğimiz sayıların oldukça üzerindeydi ve bu sebeple tehcirin mimarı olan Talát Paşa’nın "rakamlarda hata yaptığını" yahut birinci derecede kaynak olma özelliği taşıyan bu belgelerin "yanlış olduklarını" söylemeye kalkışanlar bile çıktı.

ÖZEL ARŞİVİN ÖNEMİ

İşte, bir sene aradan sonra, Hürriyet’te yarından itibaren 1915’teki Ermeni tehcirini konu alan üç günlük bir başka dizi daha yayınlayacağım: "Talat Paşa’nın Tehcir Belgeleri"... Dizide, Paşa’nın ailesinden temin ettiğim, tehcirle ilgili olan, bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmayan ve tehciri il il gösteren belgeler yeralacak.

Belgelerin öyküsünü merak edenler için, kısa bir açıklama yapayım: Daha önce de yazmıştım; benim Talát Paşa’nın hatırası ile ilk temasım, bundan 25 sene kadar önce, o yıllarda hayatta olan eşi Hayriye Talát Bafralı ile tanışmamla başlamış ve Hayriye Hanım’ın Milliyet’te "Kocam Talát Paşa" başlığıyla 1982’de yayınladığım hatıraları, ASALA terörünün zirvede olduğu o günlerde geniş yankı yaratmıştı.

Hayriye Talát Hanım, Paşa’nın Berlin’de 1921’in 15 Mart’ında bir Ermeni terörist tarafından katledilmesinden sonra ikinci bir evlilik yapmış, ama Paşa’sının hatırasına ikinci evliliğinden doğan çocuklarından birine "Talát" adını verecek derecede bağlı kalmıştı. Sürgün yıllarında memleket memleket dolaşırken Talát Paşa’nın evrakını büyük bir titizlikle muhafaza etmiş ve 1983 Ocak’ında hayata veda etmesinden kısa bir müddet önce de, Paşa’nın hususi arşivindeki bazı belgeleri bana vermişti.

Ben, bu belgeleri tam çeyrek yüzyıl boyunca muhafaza ettim. Hiçbirini yayınlamadım, zira o yılların şartlarında değil yayınlanmaları, varlıklarından bahsedilmesi bile gayet netameliydi. Aradan geçen 25 sene boyunca, başta Hayriye Talát Hanım’ın torunu Ayşegül Bafralı olmak üzere, İttihad ve Terakki’nin lider kadrosunun soyundan gelenlerden sağladığım diğer belgelerle beraber bu arşiv daha da zenginleşti.

TEMİZLİKYAPMADIK

İşte, yarın başlayacak olan "Talat Paşa’nın Tehcir Belgeleri" isimli dizi, çeyrek asır boyunca topladığım bu belgelerin sadece bir bölümünden ibarettir.

Paşa’nın evrakı dikkatli bir şekilde incelendiğinde, tehcirin "Anadolu’yu Ermeniler’den temizlemek" maksadıyla yapılmadığı ve uygulamanın güvenlik amacıyla düzenlenen geniş çaplı bir "yer değiştirme" olduğu görülüyor. Meselá, Van’daki Ermeni nüfusun bir kısmı İzmit’e, İzmit Ermenileri’nin bir bölümü Kütahya’ya, Kütahya’dakilerin bazıları da Afyon’a naklediliyor ve bu nakiller birçok viláyette tatbik ediliyor. Dolayısıyla, tehcirin Anadolu’daki Ermeniler’i iddia edildiği gibi "çöllere nakledilmesi" değil, yerleşik ve yoğun olan nüfusu dağıtma maksadına yönelik olduğu anlaşılıyor.

Geçen sene yayınladığım "Talát Paşa’nın Kara Kaplı Defteri" başlıklı dizinin sunuş yazısı "Paşa’nın vereceği ve çoğumuza bir hayli farklı gelecek olan sayılar, bu konularda çalışanların önünde umarım yepyeni bir pencere açar" cümlesiyle sona eriyordu.

Bu dizinin öncesinde de aynı temennide bulunuyor ve yarın başlayacak olan "Talat Paşa’nın Tehcir Belgeleri" dizisinin taraflar arasında kısır tartışmaların nihayet bulmasında katkı yapmasını temenni ediyorum.

Tehcirin bütün ayrıntıları Paşa’nın bu belgelerinde gizli

YARIN başlayacak olan "Talat Paşa’nın Tehcir Belgeleri" başlıklı dizinin temelini, tehcir sayılarının yerleşim merkezlerine göre dağılımı teşkil ediyor.

Talát Paşa’nın Dahiliye Nezareti’nin "İskán, Aşiretler ve Muhacirler Müdürlüğü"ne hazırlattığı ve bir nüshasını kendi arşivi için sakladığı bu listelerde 23 adet viláyet, mutasarrıflık ve livádaki yerli Ermeniler’in sayısı, bu yerleşim merkezlerine nakledilenler ve buralardan başka bölgelere gönderilenler ayrıntılarıyla yazılı. Bu sayıları, sayfadaki yer ölçüsünde nakledeceğim.

Dizide, tehcir rakamlarının yanısıra, Paşa’nın İttihad ve Terakki’nin önde gelen liderleriyle yine tehcirle ilgili olarak yaptığı bazı yazışmalar ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki sürgün günlerinde giriştiği faaliyetlerini anlattığı bazı belgeler de yeralacak.

Burada, geçen yıl yayınladığım "Talát Paşa’nın Kara Kaplı Defteri" başlıklı diziden sonra çıkan bazı rivayetlere kısaca cevap vermem gerekiyor:

Hürriyet’te dizilerle ilgili genel teamül, bir dizinin üç gün yayınlanmasıydı ve "Kara Kaplı Defter" dizisi de üç gün için hazırlamıştı. Ama, yayının hemen ardından "Dizinin aslında çok daha uzun olarak planlandığı fakat devletin yayını durdurduğu" yolunda söylentiler çıktı. "Durdurma sebeplerinden" biri de, güya, bir gün öncesinden anonsunu verdiğim ama yayınlamadığım "Ermeni binaları" başlıklı liste idi! Yayının tamamlanmasından sonra en yakın dostlarımdan bile "geçmiş olsun" telefonları aldım ve "Neyse ki başına bir iş gelmedi" diyenler hálá çıkıyor.

İşin aslı şudur: Diziyi üç günlük olarak hazırlamıştım, yayın planlandığı gibi sona erdi ama bu arada benim de bir hatam oldu ve üçüncü günün altına "son" ibáresini koymayı ihmal ettim! "Ermeni binaları" başlıklı listenin yayınlanmama sebebi ise gayet basitti, fotoğrafları büyük kullanmamızdan dolayı sayfada listeye yer kalmamıştı.

Geçen sene yarım bıraktığım işi bu yıl tamamlayacak ve "durdurulduğu" iddia edilen "Ermeni binaları" listesini iki gün sonra yayınlayacağım.
Yazarın Tüm Yazıları