Kürtler Mondros’u bekledi

ZAZA, Lulu, Mahmudi, Şirvani, Çekvani, Hariri ve Rojiki.

Bunlar Kürt lehçeleri. ROJ TV, işte bu lehçelerden Rojiki’nin kısaltılmışı. Tıpkı, daha önce yine yurtdışından yayın yapan MED TV gibi. Teoriye göre, MED’ler Kürtlerin ataları. Milattan önce sekizinci yüzyılda yaşıyorlar.

PKK ile başlayan ve yirmi yıla yakın süren terör, günümüzde sanki yeni bir aşamaya gelmiş gibi. Oysa, tarihe bakıldığında, geçmişteki Kürt isyanlarının bir benzeri.

Osmanlı 1846’da ilk kez Kürdistan deyimini kullanıyor. Sınırları belirli, özerk yapıya Kürdistan Eyaleti adını veriyor. Eyaleti, Botan Emiri Bedirhan yönetiyor. Bir yıl sonra, Bedirhan özerklikte ileri giderek, kendi çapında bir devlet kurmaya kalkıyor ve isyan ediyor. Osmanlı 1847’deki bu ilk Kürt isyanını bastırıyor.

Bedirhan Ailesi devam ediyor ve 1898’de ilk Kürtçe gazeteyi çıkartıyor.

KANUNİ FERMANI

Osmanlı yönetiminde Kürtler zaman zaman isyan etse de, Osmanlı kendilerine anlayışla yaklaşıyor.

Örneğin, 1533’te Kanuni Sultan Süleyman yayınladığı bir fermanla, Akkoyunlu ve Safeviler tarafından dışlanan Kürt soylularının, kendi bölgelerinde iktidarını koruyor. "Kanuni, Osmanlı yönetiminde istisnai bir imtiyaz olan hükümdarlığın babadan oğula geçiş hakkını, Osmanlıya sadık Kürt beylerine bahşediyor". (Hakan Özoğlu, Osmanlı Devleti ve Kürt Milliyetçiliği, s.73).

Buna rağmen, birkaç yüz yıl sonra, 1847’de özerklik tanındığında, Kürtler isyan ediyor.

1883’teki Ubeydullah İsyanı Kürtlerin amacını çok net ortaya koyuyor:

"Kürt milleti ayrı bir halktır, biz de kendi işlerimizin bizim elimizde olmasını istiyoruz, bizim isyanımızdaki amacımız budur". (Hakan Özoğlu, adı geçen kitap, s. 99).

Bu isyan ve Ubeydullah’ın sözleri Kürt milliyetçiliğinin istemlerini çok net sergiliyor. Bunlar günümüze kadar uzanıyor.

DÖNÜM NOKTASI

Kürt isyanlarında yabancı parmağı hiç eksik değil. Özellikle, İngilizler.

1920 Sevr Anlaşması
yabancı parmağının doruğu. Sevr, Türkler’in Kürt ulusal haklarını tanıma koşulunu getiriyor. Bir adım ötesi, Sevr’le birlikte, bağımsız Kürdistan hayali. Bu hayale Lozan son veriyor.

Ancak, hayali körükleyen tarihi olay Osmanlı’nın çöküşü. Osmanlı’nın çöküşü, Kürt hareketinin dönüm noktası.

Daha önce eyalet, özerklik gibi önceliklere sahip olan, ama bunları isyana giden yol olarak kullanan Kürtler, kendi açılarından en önemli adımı, 1918’de atıyor. Günümüzdeki olayları anlamak için şu tarih inanılmaz çarpıcı.

30 Ekim 1918 Mondros Anlaşması, Osmanlı’nın yıkılışı. 17 Aralık 1918 Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kuruluşu. Teali, yükselme anlamında. İlk ayrılıkçı kuruluş.

Zaman zaman isyan etse de, Kürt hareketi Osmanlı yönetimini yine de kabul ediyor. Ama, ne zaman ki, Osmanlı resmen ve fiilen çöküyor, bu çöküşü belgeleyen anlaşmadan birbuçuk ay sonra ayrılıkçı cemiyet kuruluyor. Sonraki yıllarda bu cemiyetleri başkaları izliyor.

Cumhuriyet dönemi boyunca, günümüze kadar bu hep böyle gidiyor.

Birkaç gündür Diyarbakır ve Siirt’te yaşanan olaylara, onbeş yıl süren PKK terörüne bu tarihsel açıdan bakmak gerek.

Müthiş bir kitap

BU yazıda alıntı yaptığım ve kullandığım temel kaynak Osmanlı Devleti ve Kürt Milliyetçiliği kitabı. (Ekim 2005, Kitap Yayınevi).

Kitabın yazarı Hakan Özoğlu ABD’de Chicago Üniversitesi Türkiye Araştırmalar Bölümünde öğretim üyesi. Özoğlu kitabı İngilizce yazıyor. Altı, yedi ay önce Türkçe’ye çevriliyor.

Kürt sorununu tarihsel yerine oturtan, bu konuda bugüne kadar okuduğum en iyi kitap. Ana kaynaklara inen, günümüz Kürt milliyetçiliğinin amacını sergileyen, bilimsel cesareti elden bırakmayan bir kitap.

Güneydoğu’da sık sık görülen, günlük eylemler içinde kaybolmayı önleyen bilgi ve düşüncelerle dolu.
Yazarın Tüm Yazıları