Beklemelerim...

BEKLEMEDEN nasıl yaşanır?

Bence yaşam beklemektir.

Ben geceleri sabahı beklerim. Gündüz oldu mu akşamı, akşam oldu mu sabahı...

İşte; şu günlerde baharı beklemekteyim.

Arada bir keyiften havada elimi sallayıp, parmaklarımı şaklatıp "Bahar gelsin de..." derim.

Geçen kış da baharı beklemiştim, ondan önceki kış da... Zamanla bahar geldiğinde yapacağım ilk şeyin ne olduğunu öğrendim:

Yazı beklemek...

*

Ya beklemek olmasaydı.

Kimi zaman beklemek, beklenilenden de güzel değil midir?

Ya da; "Bir gün düzelir", "Bir gün olur", "Bir gün gelir", "Bir gün sever", "Bir gün biter", "Bir gün başlar"larımız olmasaydı...

Ne yapardık biz?..

"Birazdan gider" olmasaydı, nasıl katlanırdım otobüs durağında bana "Türkiye’nin altında çok petrol olduğunu, ama dış mihrakların arama kuyularına tıpa çaktıklarını ve bir gün gelip petrolü kendilerinin çıkartacağını" anlatan emekli müdüre?

"Birazdan biter" olmasaydı nasıl dinlerdim kuzenim Remzi’nin uzun havalarını?..

"Birazdan diner" olmasaydı, nasıl çekilir sancılarım?..

"Bir gün....."ler olmasa nasıl dayanılır bu sorunlara, bu acılara, bu boşluklara, bu yalnızlıklara, bu sızılara?..

Nasıl katlanabilir insan?..

*

Yaşam dediğimiz şeyin en kapsamlı, en kaçınılmaz, en önemli, en uzun işidir; beklemek.

Daha doğrusu; beklemelerin toplamıdır yaşam.

Ben beklerim bir tanem...

Bir gün mamasız çocukların ağlamayacağını, açların doyacağını, hırsızların yakalanacağını, bu kepazeliklerin biteceğini...

Bir gün adam gibi adam olacağımızı...

Beklerim de beklerim...

Yazı beklerim...

Kışı beklerim...

Gündüzleri geceyi, geceleri gündüzü beklerim...

Umuttur beklemek...

Ya beklemek olmasaydı iki gözüm?..

Ve güzeldir beklemek; henüz boşu boşuna beklediğimizi bilmediğimiz için...
Yazarın Tüm Yazıları