"Çözümü Papadopulos engelledi"

Güncelleme Tarihi:

Çözümü Papadopulos engelledi
Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2006 14:21

Krizlerin önlenmesi konusunda çalışmalar yapan International Crisis Group (Uluslararası Kriz Grubu), şu anda Kıbrıs’ta bir anlaşmanın önünde en büyük engelin Rum lideri Papadopulos’un politikası ve yaklaşımı olduğunu bildirdi.

Kıbrıs’ta çözüm sağlanmasında en büyük engelin Rum Lideri Tasos Papadopulos’un politika ve yaklaşımları olduğu bildirildi. Krizlerin önlenmesi konusunda çalışmalar yapan International Crisis Group (Uluslararası Kriz Grubu), Papadopulos’un çözüm için engel oluşturduğunu belirtirken Türkiye’den Gümrük Birliği’ni tam uygulamasını, Kuzey Kıbrıs’taki Türk askerlerinin geri çekilmesini istedi.

Merkezi Brüksel’de olan ve krizlerin önlenmesi konusunda çalışmalar yapan International Crisis Group (Uluslararası Kriz Grubu) Kıbrıs ile ilgili bir raporu yayınladı. Kıbrıs’ta durumun çıkmazda olduğu belirten kuruluş, ilerleme sağlamanın tek yolunun, ilgili yerel ve uluslararası tarafların bir dizi tek taraflı adım atması gibi gözüktüğü kaydedildi.
KKTC basınına yansıtılan raporda, dış aktörlerin ellerinden geldiği ölçüde, müzakerelere hemen başlanması için her iki toplumun siyasi elitlerine baskı yapmaya çalışması ve bu süre zarfında da, kuzey kesimin izolasyonunu azaltmak için mümkün olan her şeyin yapılması gerektiği vurgulandı.

YOL ALMAYI REDDEDERLERSE KKTC BAĞIMSIZ OLACAK

Kıbrıs’ta bir anlaşmanın sağlanmasının önündeki en büyük engelin, "Kıbrıs Rum yönetiminin ve özellikle Başkan Papadopoulos’un politikası ve yaklaşımı" olduğu belirtilen raporda şu uyarı yapıldı: "Farkına varmalıdırlar ki eğer Birleşmiş Milletler ve Kıbrıs’ın diğer uluslararası ortaklarıyla bu konuda yol almayı reddederlerse; Ada’nın kalıcı bölünmesi ve resmen tanınsın ya da tanınmasın, kuzey kesimin bağımsızlığı kendiliğinden gerçekleşecektir. Kıbrıs Türklerinin, merkezi bir Kıbrıs Rum devletinde azınlık statüsünü kabul edebileceği düşüncesi gerçekleşmeyecek bir hayaldir."

Mevcut ortamda güven artırıcı önlemlerin gerçekçi bir şekilde görüşülmesinin beklenilmeyeceğini savunan International Crisis Group, "Buna rağmen bu tarz adımlar tek taraflı olarak atılabilir" ifadesini kullandı.

AB, BM ve ABD’nin ilerlemenin mümkün olduğu bir ortam yaratmada önemli rolleri bulunduğu kaydedilen raporda, 2004 yılında BM Genel Sekreteri, AB Bakanlar Konseyi ve ABD Dışişleri Bakanının Kuzey kesimin izolasyonunun sona erdirilmesi için çağrıda bulundukları anımsatılarak şöyle devam edildi:

"Şimdi bu sözlerini gerçeğe dönüştürmeleri gerekmektedir. AB, Kıbrıs’ın vetoları karşısında zorlansa da, 2004 Nisan ayında verdiği söz doğrultusunda Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik gelişmesini ve Avrupa’yla bütünleşmesini ilerletmek konusunda bilhassa sorumluluğa sahiptir. AB Komisyonu, Konsey, Parlamento ve diğer üye ülkeler; Kuzey Kıbrıs için yeni mali fon aracını uygulamaya koymalı, bu yardımın dağıtılmasını denetlemek üzere Komisyon delegasyonunun kuzey kesimde bir şubesinin açılması ve AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği’ne Kuzey Kıbrıs’ın da dahil edilmesi için baskı yapmalıdır. Yine buna benzer olarak ABD de kuzey kesimdeki mevcut bürosunun seviyesini yükseltmelidir. Kuzey kesimin izolasyonunu ortadan kaldırmak, eşitliğe dayalı uzun vadeli ve sürdürülebilir bir çözüm geliştirmenin anahtarıdır."

Kıbrıslı Rumların, evlerini terk etmek zorunda kalan ve kayıplarının ardından yas tutan tek tarafın kendileri olmadığını kabullenmesi gereğine de işaret edilen raporda, "Yunanistan da, buna benzer bir şekilde, tarihsel yaklaşımını gözden geçirmelidir. Birbiri ardına gelen Yunan hükümetlerinin ’Kıbrıs karar verir, Yunanistan takip eder’ yaklaşımı, günün şartlarına uymamakta ve sorunun çözümüne yardımcı olmamaktadır" denildi.

TÜRKİYE ADIM ATMALI

International Crisis Group, Kıbrıslı Türklerin hükümetleri aracılığıyla, çözüm bekleyen mülkiyet davaları sorunlarına eğilmesini de istedi. AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği’nin fiilen kuzey kesimi de kapsayacak şekilde genişlemesini de talep eden grup, Türkiye’nin askeri varlığını azaltmaya ve son otuz yılda Türkiye’den Ada’nın kuzey kesimine göç eden Türk yerleşimcilerin sayısını azaltmaya teşvik etmesi gereği vurgulandı.

Türkiye’nin, AB’ye verdiği taahhütleri yerine getirmesi istenen raporda bu çerçevede Türkiye’nin Gümrük Birliği’ni, 25 üye ülkenin hepsini kapsayacak şekilde tam olarak uygulaması istendi. Raporda şöyle denildi:
"Ada’nın kuzey kesiminde bulunan 35 bin askerin bir kısmının geri çekilmesi Türkiye’nin güvenlik alanındaki çıkarlarını tehlikeye düşürmeksizin Kıbrıslı Rumların korkularını gidermekte önemli bir adım olacaktır. Türkiye ayrıca, Ada’da bir nüfus sayımı yapılmasından sonra, belirli bir sayıda yerleşmecinin ülkelerine geri dönmesi için taslak bir planın hazırlığını üstlenmelidir."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!