Ok: Yılmaz ve Taner’in davası zamanaşımına uğradı, düşmeli

Güncelleme Tarihi:

Ok: Yılmaz ve Taner’in davası zamanaşımına uğradı, düşmeli
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2006 00:00

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Topçu’nun ardından Mesut Yılmaz ve Güneş Taner’in Yüce Divan’daki Türkbank davasının da "suç vasfının değiştirilmesini" ve "zaman aşımından düşürülmesini" talep etti. Ok, sanıkların suçunun yeni TCK’ya göre, "ihaleye fesat karıştırma" değil, "görevi kötüye kullanma" olduğunu ve bu suç için aranan beş yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu belirtti. Ok bu nedenle davanın düşürülmesini talep etti.

Haberin Devamı

YARGITAY Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, eski Başbakan Mesut Yılmaz ile Devlet eski Bakanı Güneş Taner’in, Yüce Divan’da yargılandıkları Türkbank davasında, "İhaleye fesat karıştırma" olan suçun vasfının "Görevi kötüye kullanma" olarak değiştirilmesini ve davanın zamanaşımından düşürülmesini talep etti. Heyet de Başsavcı’nın bu görüşünü benimserse, Yüce Divan’da yargılanan ilk Başbakan olan Yılmaz ile birlikte yargılandığı Bakan Taner’in davaları düşecek. Ok, önceki gün Bakan Topçu’nun yargılandığı davanın da aynı şekilde suç vasfının değişitirilerek, düşürülmesi talep etmişti.

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA

İddia makamındaki Ok dün esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Ok, yeni TCK’ya göre "ihaleye fesat karıştırma" suçunun oluşmadığını belirtti. Ok, suçun eski TCK’ya göre "görevi kötüye kullanma" olduğunu, bu suç için aranan beş yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu ve davanın düşürülmesini istedi. Ok, Türkbank’ın satışına ilişkin hisse devrinin yapıldığı 4.9.1998 tarihinden sanıkların Yüce Divan’a sevk edildiği 12.7.2004 tarihine kadar asli zaman aşımı süresi olan beş yılın dolduğuna dikkat çekti. Sanıklara zamanaşımından kurtuluş imkanı sağlayan düzenleme ise Anayasa’nın 100. maddesinde yeralıyor. Başbakan ve bakanların dokunulmazlığına ilişkin 100. maddede zamanaşımına ilişkin hiçbir düzenleme yok. Ok, Topçu’nun davasında olduğu gibi 100. maddedeki bu boşluğu bu davada da sanıkların lehine yorumladı.

Haberin Devamı

HİLENİN VARLIĞI

Yılmaz ve Taner’e ağır suçlamalar getiren Ok’un, yeni TCK’ya göre "İhaleye fesat karıştırma" suçunun oluşabilmesi için "hile unsuru"nun da arandığına, bu durumun sanıkların "lehine" olduğuna dikkat çekti. Ok, bu anlamda bakıldığında işadamı Korkmaz Yiğit’in Türkbank ihalesine girmesi için "ön izin" verilmesinde ve "açık artırmaya katılmasında" bir etki yapıldığı ve güç oluşturulduğu, yani "hilenin varlığının" tespit edilemediğini belirtti. Ok, dolayısıyla sanıkların suç unsurları ve cezası bakımından lehlerine olan yeni TCK’daki "ihaleye fesat karıştırma" suçunun oluşmadığını söyledi. Ok, eski TCK’ya göre ise bu suçun oluştuğunu ve devletin zarara uğratıldığına vurgu yaptı.

EK SAVUNMA İÇİN SÜRE

Haberin Devamı

Yüce Divan heyeti, suç vasfındaki olası değişmeyi de dikkate alarak, sanıkların ve avukatlarının ek savunma ve esas hakkındaki savunmalarını yapabilmeleri için duruşmayı 20 Nisan’a erteledi. Yılmaz, duruşmadan ayrılırken, gazetecilerin soruları üzerine,  "Başsavcılığın görüşü üzerine açıklama yapmayacağım. Mahkeme kararını   bekleyeceğim" dedi. Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan ise "Her şeyi mahkemede söyleyeceğiz" diye konuştu.

YILMAZ: AKLANMADAN OLMAZ

Eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın, Türkbank davası için yakın çevresine "Zamanaşımına        girmeyi kabul etmiyorum. 20 Nisan’da yapılacak olan     duruşmada savunmamı      yapacağım. Mahkemede aklanmadan bu işten kurtulduğumun düşünülmesini istemiyorum" dediği öğrenildi.

Haberin Devamı

Savcı, Topçu için de ’düşmeli’ demişti

YÜCE Divan’da "İhaleye fesat karıştırmaktan" yargılanan, Bayındırlık ve İskan eski Bakanı Yaşar Topçu için de önceki günkü duruşmada, savcı tarafından davanın düşürülmesi istenmişti.  Başsavcı’nın görüşüne göre, Topçu’ya zamanaşımından kurtuluş imkanı sağlayan düzenleme ise Anayasa’nın 100. maddesinde yeralıyor. Başbakan ve bakanların dokunulmazlığına ilişkin 100. maddede zamanaşımına ilişkin hiçbir düzenleme yok. Anayasa’nın 100. maddesindeki bu boşluğun sanığın lehine yorumlanması gerektiğini vurgulayan Başsavcı Ok, Topçu’nun 19 Eylül 1997 olan suç tarihinden Yüce Divan’a sevk edildiği 10 Kasım 2004 tarihine kadar geçen süre içinde zaman aşımını kesen herhangi bir işlem de yapılmadığına ve eski TCK’daki 5 yıllık asli dava zaman aşımının gerçekleştiğini belirtti. Ok, bu nedenle davanın düşürülmesini talep etmişti.

Haberin Devamı

Suçladı ama hile bulamadı

BAŞSAVCI Nuri Ok, esas hakkındaki görüşünde Yılmaz ve Taner’e şok suçlamalar getirdi. Bu suçlamalar özetle şöyle:

Sanıklar koalisyonun bir kanadının (DSP) Türkbank ihalesinin iptaline ilişkin kararına rağmen girişimde bulunmadılar. Çakıcı-Yiğit kaseti Fikri Sağlar tarafından kamuoyuna açıklanana kadar sessiz kalmışlardır. Korkmaz Yiğit’in kurmakta olduğu medya gücünden siyasi alanda yararlanmak istediler. Bu nedenle böyle davrandılar.

İhalenin iptalinde sanıkların özgür iradesi değil, hükümetin bir kanadının baskısı ve kasetin kamuoyuna açıklanması etkili olmuştur. Fikri Sağlar kaseti 13 Ekim 1998’de kamuoyuna açıkladıktan sonra Güneş Taner’in ihaleyi durdurma talimatı verdiği tanık ifadelerinden belirlenmiştir.

Korkmaz Yiğit, Türkbank ihalesinde kendisine ciddi rakip olabileceğini düşündüğü kişilerin baskı altına alınması için Alaattin Çakıcı ile görüşüp, anlaştı. Bu Emniyet’in yazılarından bellidir. Yiğit’in Sedat Peker’i de telefonla arayarak ihaleye girmeyi düşünen diğer kişiler hakkında bilgi topladığı belirlenmiştir.

Haberin Devamı

Dönemin İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Yiğit ve Çakıcı arasındaki dinlemeden haberdar olduğunu, bilgileri Başbakan Mesut Yılmaz ile paylaştığını tanık ifadesinde söylemiştir. Yılmaz’ın ve Taner’in bu bant kayıtlarından haberdar olmadığı düşünülemez.

Yılmaz ve Taner bant kayıtlarına ilişkin istihbarat raporlarının "İhaleyi iptal ettirecek ağırlıkta bilgiler olmadığını" savundular. Ancak, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, organize suç örgütlerine yönelik yaptıkları bir operasyonda bu bilgilere ulaştıklarını, konuyu Yılmaz’a ilettiklerini tanıklığında söyledi. Korkmaz Yiğit-Çakıcı ilişkisi başından beri biliniyordu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!