Doğan Hızlan

Yemekle siyasi dönem arasındaki bağlantı

23 Nisan 2024
Siyasal tarihimizi inceleyenler yemekle ilişkisini de bilirler.

Bu konuda yapılan çalışmalar verdiği bilgi kadar karikatürleriyle de beni etkiler.

Yıllar önce lokantalarda bulacağımız yemeklerin bir bölümü bugün pişirilmiyor. Hızlı tempodaki yaşamın mutfaktaki süreyi kısalttığını söylemek bir hakikatin itirafıdır.

Çoğumuz çocukluğumuzda sevdiğimiz yemekleri ailelerimize söyler, sofraya onun gelmesini beklerdik. Ben öyleydim.

Şimdi akşam trafiğine kapılan kuryeler ailelere yemek taşıyor. Televizyonlardaki sipariş listeleri bizim atıştırmalık dediğimiz yiyeceklerden oluşuyor.

Yeni çıkan bir kitap; yazısıyla, tarifleriyle, karikatürleriyle de çok hoşuma gitti.

Yıllar geçse de sofraya ait sorunlar değişmiyor.

25 Aralık’ta yayımlanan bir karikatür.

Alt yazı:

Yazının Devamını Oku

Andante’nin çağrıştırdıkları

21 Nisan 2024
Andante dergisinin yeni sayısını okurken geçmişte müziğe emek verenler belleğime sökün etti.

Önce Aydın Gün’ü anmalıyız, İstanbul’da Devlet Operası’nı kurdu. İKSV’ye de uzun yıllar emek verdi. Müzisyen Azra Gün, oğulları ressam Mehmet Gün...

Bir sanatçı ailenin güzelliğini yansıtırlardı.

Ankara’da operanın kuruluş yıllarını ince bir ironiyle anlatırdı. “Sahnedeki sanatçılar seyirciden daha çoktu” demişti.

Panayot Abacı hem müzisyendi hem de Filarmoni Derneği’nin yöneticisiydi; Opus dergisini çıkarırdı. Zaman zaman Taksim’deki bürosuna uğrardım, ayrıca Nuri İyem Ödülleri’nde Evin Galerisi’nde buluşurduk.

Önemli Yunan yazarlarını da dilimize kazandırdı.

Filarmoni Derneği’nin kurucuları arasında Nadir Nadi de vardı. O da keman çalardı, son zamanlarında ayakta karınlı mandolinde sevdiği bestecilerin eserlerini icra ederdi. Belleğim yanıltmıyorsa Filarmoni Derneği’nin konserleri de Saray Sineması’nda verilirdi.

Birkaç kez onunla birlikte Aya İrini’deki konserlere gitmiştik. Konser aralarında

Yazının Devamını Oku

Yapı Kredi’de önemli bir sergi: Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi

19 Nisan 2024
KÜRATÖRLÜĞÜNÜ Nihat Tekdemir’in, bilimsel danışmanlığını Tayfun Yıldırım’ın yaptığı “Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi”ni, Yapı Kredi Müzesi Müdürü Nihat Tekdemir’in eşliğinde gezdim.

Yapı Kredi Müzesi, Atatürk’ün direktifiyle 1935 yılında Çorum’da başlatılan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası ölçekte ilk arkeoloji projesi unvanına sahip Alaca Höyük kazılarında çıkarılan arkeolojik eserlerin önemli bir bölümünü geçici süreyle müzesine taşıdı. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü işbirliğiyle Cumhuriyet’in 100. yılına özel hazırlanan Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alaca Höyük sergisinin kitabı da basıldı.

Kitabın önemli bir özelliğinden söz etmeliyim: Serginin 3D karekod bilgisi de var içinde. Böylece kitabı edinen okurlar sergiyi 3D sanal sergi turu olarak gezebilecek ve aradan yıllar geçse de eserlerin sergi temasındaki yerini ve pozisyonunu bir bütün olarak görebilecek.

1935 yılında başlatılan Alaca Höyük kazılarında açığa çıkarılan ve Türkiye’nin farklı müzelerinde korunan arkeolojik eserlerin önemli bir bölümü ilk defa bir arada sergileniyor. Sergi kapsamında Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Alaca Höyük Müzesi, Çorum Müzesi ve İstanbul arkeoloji Müzeleri’nden 235 arkeolojik ve etnografik orijinal eser İstanbul Yapı Kredi Müzesi’ne getirilerek kronolojik ve tematik bölümler altında sunulmuş. Türk Tarih Kurumu Arşivi’nden seçilen fotoğraflar ve Mahmut Akok tarafından yapılan orijinal çizimlerin bir kısmı da sergide görülebilir.

İLK BÜYÜK VE MODERN KAZI

Nihat Tekdemir’in verdiği bazı bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum:

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk arkeoloğu Remzi Oğuz Arık ve etnolog Hâmit Zübeyr Koşay tarafından 1935 yılında başlatılan Alaca Höyük kazıları Atatürk’ün önderliğinde başlatılan ulusal arkeoloji seferberliğin ilk büyük ve modern kazısı unvanına sahip. Sergide Alaca Höyük kazılarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kazıları sayılan Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Karaoğlan ve Trakya Vize Tümülüsü kazılarından çıkarılan eserler de yer alıyor.

Bir arkeolojik kazıda kullanılan malzemelerin, çizim tekniklerinin, Hatti kralı mezar ve halk mezarı modeli, Kalkolitik Dönem kerpiç ev modeli gibi deneysel arkeoloji öğelerinin arkeolojik veriler ışığında canlandırıldığı sergi, Türk arkeolojisinin 1930’lu yıllarda eriştiği bilimsel ve teknik seviyeye de ışık tutuyor. 1935 yılında Türk Tarih Kurumu adına Remzi Oğuz Arık ve Hâmit Zübeyr Koşay başkanlığında yapılan Alaca Höyük kazıları günümüzde Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına Prof. Dr. Tayfun Yıldırım başkanlığında sürdürülüyor.  

Yazının Devamını Oku

Hacettepe Üniversitesi’nde Azerbaycan Dili ve Edebiyatı toplantısı

16 Nisan 2024
Hacettepe Üniversitesi Sözlük Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’nün 17 Nisan’da gerçekleştireceği etkinliğe Azerbaycan’ın tanınmış kadın yazarı ve Devlet Tercüme Merkezi Başkanı Afak Mesut katılıyor. Toplantıda Azerbaycan dilinin yazım kılavuzunun tanıtımı da yapılacak.  

Üniversitelerin Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları ile Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin programlarında yer alan Azerbaycan Dili ve Edebiyatı ile ilgili derslerde öğrencilere, bu alanda çalışan akademisyenlere, araştırmacılara ve ilgililere yardımcı olmak üzere hazırlanan Azerbaycan dilinin yazım kılavuzu Türkiye’de ilk kez yayımlandı.

Toplantıda Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, Prof. Dr. Nurettin Demir, Prof. Dr. Emine Yılmaz, Azerbaycan dili ve yeni yayımlanan yazım kılavuzu üzerine konuşacak. Doç. Dr. Nurtaç Ergün Atbaşı konuşmasında Afak Mesut’un Azerbaycan edebiyatındaki yerine ve romanlarına, öykülerine değinecek. Tevfik Ergun da konuşmasında Azerbaycan şiiri üzerinde duracak.

Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesindeki K Salonu’nda 13.30’da Afak Mesut’un açış konuşmasıyla başlayacak toplantıdan sonra 904 sayfalık Azerbaycan Dilinin Yazım Kılavuzu, yayımcı kuruluş Erkmen tarafından ilgili bölümlerin bulunduğu üniversitelerin kütüphanelerine ücretsiz olarak gönderilecek.

AFYONKARAHİSAR KLASİK MÜZİK FESTİVALİ 23 YAŞINDA

Bu yıl 23. kez gerçekleştirilecek olan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali, 17-23 Nisan tarihleri arasında yapılacak.

Genel Sanat Yönetmenliğini Hüseyin Başkadem’in üstlendiği Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali, 23’üncü yaşını yepyeni mekânında kutluyor. Yeni açılan Afyonkarahisar Yeni Müze ve Kültür Merkezi Kompleksi, Klasik Müzik ve Caz Festivali konserlerinin de bu yılki yeni mekânı oldu.

Festivalin konserleri bu yıl çok ödüllü sanatçılarla sürdürülüyor. Festivalin olmazsa olmazı Okul Söyleşileri ve Okul Konserleri bölümleri ise yerli ve yabancı sanatçılardan oluşan çok zengin bir kadroyla yine Afyon’un köy ve kasaba okullarında gerçekleştirilecek.

Afyonkarahisar festivallerinde klasik ve caz olarak bugüne kadar toplam yaklaşık 750 ücretsiz konser gerçekleştirildi. Yalnızca Klasik Müzik Festivali’nde bugüne kadar toplam 10 bin izleyiciye ulaşan konserler verildi. Aynı zamanda okul söyleşi ve konserlerinde de geçtiğimiz 23 yılda yaklaşık 900 bin öğrenciye ulaşıldı.

Yazının Devamını Oku

Dinleyici için gerekli kitaplar

14 Nisan 2024
HANGİ tür müziği dinlerseniz dinleyin solistler ve akımlar üzerine bilgi içeren bir kitaplığınız olmalı. İnterneti bu konuda yetersiz ve eksik görüyorum.

Türk müziği konusunda çok az kitap var, besteciler, solistler için bilgi almak isteyen bir dinleyici yeterli sayıda kaynak bulamaz. Sanatçıların yıl dönümlerinde çıkarılan tekrar basılmadığı için işlevini göremez.

Sözgelimi son yıllarda bir tane Nevzat Atlığ’la ilgili bir kitap yayımlandı.

Yıllar önce de Radi Dikici, Zeki Müren ve Müzeyyen Senar üzerine birer kitap hazırlamıştı.

Onları dinlerken iyi bir dinleyici ayrıntılı bilgiye ulaşmak isteyecektir.

Operalar, batı müziği için de geçerlidir bu dileğim. Bir senfoni, bir opera dinlerken konusunu, bestecisini merak edersiniz. Böyle bir gereksinim şefler için de geçerlidir. İzahlı müzik eski yıllarda radyolarımızda, televizyonlarda vardı.

Halk müziği, Türk müziği, Batı müziği üzerine konuşmalar yapılırdı. Televizyonlar böyle programlar düzenlemeli. Neyi dinlediğimiz konusunda aydınlatılmalıyız.

Siyasetin, siyasetçinin her anını haberleştiren bir anlayışta müziğin olmaması izah edilecek bir durum değil. Özellikle genç kuşaklar bu tür programlarla bilgilendirilecek, müziği sevecek.

Güfte kitaplarından da söz etmeliyim, açıklamalı birkaç kitap yeterli değil.

Yazının Devamını Oku

Ankara’yı tanımak

12 Nisan 2024
KENTLER üzerine yazılanları merakla, öğrenme arzusuyla okurum.

O kente gittiğimde yazılanlara göre de tadını çıkarırım

Başkenti tanıtan her kitap mutlaka okunmalı, kitaplığımıza konulmalı.

Umut Özkan’ın “Ankara’nın Kayıp Tarihi-Kente Mektuplar-Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 Yıllık Son Başkenti” kitabı bayram okuma listemde yerini aldı, isabetli bir seçim yapmışım.

Kısa tanıtması ile söze başlayalım:

“Ankara, kentin dört büyük tarihi sembolü ile adlandırılır. Bir tarafında burçlarında bayrağımızın dalgalandığı Ankara Kalesi, bir tarafta Hacı Bayram Veli Camii, bir yanda ise Resim Heykel ve Etnografya Müzeleri’nin bulunduğu Namazgâh Tepesi, Eski Türk Ocağı sonrasında halk evleri binalarının olduğu yer. Bir tarafta Büyük Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı Anıtkabir. Bu güzel şehir Kurtuluş Savaşı’mızı yöneten Gazi Meclisimize ev sahipliği yapmıştır. Bu kısa özgeçmiş çok şey anlatır.”

Kitap kime ithaf edilmiş?

“Annem Sulhiye Özkan’ın anısına.”

Önsöz’de yaşadığı kente duyduğu sevgiyi yazıya getiriyor:

Yazının Devamını Oku

Bayramı yaşadığın şehirde geçirmek

11 Nisan 2024
Mecbur kalmadıkça yaşadığım kentten, kitaplarımdan, plaklarımdan uzaklaşmayı pek sevmem.

Gittiğim yere bütün sevdiğim şeyleri de götürdüğümden, evimden uzaklık bir haftayı geçmez.

Bugün Hürriyet’te, İstanbul’un tadını çıkarma yazısını görünce bu çağrıya herkes katılmalı diye düşündüm.

Yaşadığımız kenti ne kadar tanıyoruz?

Semtimizi biliyor muyuz?

Bugünkü hızlı yaşamda kentimizi, semtimizi ne kadar tanıyoruz? Bu bilinmezliğe mutfak da dahil.

Acaba gittiğiniz yerlerin yazarlarını, sanatçılarını tanıyor musunuz?

Kaç kişi evet diyebilir, anket yapılsa sonuç ne çıkar?

Bodrum’a koşanlara soruyorum; Bodrum’u Bodrum yapan Halikarnas Balıkçısı’nı okudunuz mu?

Yazının Devamını Oku

İhsan Işık’ın ardından

9 Nisan 2024
Şair, yazar, filolog, STK yöneticisi, ansiklopedi yazarı, bürokrat, gazeteci İhsan Işık’ı (1952 – 2024) kaybettik.

İLESAM eski Genel Başkanı ve TYB’de iki dönem başkan yardımcılığı yapan İhsan Işık çocuk kitaplarında Savaş Yüce imzasını kullandı. 

Kitap hacmindeki lisans tezi ‘Necip Fazıl Kısakürek’in Oyunlarında Tipler’ başlığını taşıyordu.

1969 yılında arkadaşlarıyla birlikte, Diyarbakır İmam Hatip Okulu adına aylık edebiyat ve sanat gazetesi ‘Özlem’i çıkardı. 1974 yılında, Diyarbakır’da aylık ‘Çile’ dergisini çıkardı.

Akabe Yayınevi ve Mavera dergisi yönetmenliği, reklâm ajansı yöneticiliği, Ünlem Yayınları sahipliği ve yöneticiliği (1990-95), İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Genel Müdürlüğü basın danışmanlığı (1995-96) görevlerinde bulundu.

İhsan Işık, yazar biyografisi alanında yarım yüzyıla yakın bir sürede yürüttüğü çalışmalarının ana gövdesini 2006 yılında, 10 cilt halinde ‘Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi’ adıyla yayımladı.

Daha sonra 11. cildi de çıkan bu eseri, kendi alanında yapılmış en kapsamlı çalışma oldu. 

METİN ALTIOK ŞİİR ÖDÜLÜ ‘KÂĞIDIN ÖLÜMÜ’NÜN

Metin

Yazının Devamını Oku