Kireçlenmeye karşı yeni düşünceler gündemde

Güncelleme Tarihi:

Kireçlenmeye karşı yeni düşünceler gündemde
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2006 00:00

Halk arasında kireçlenme olarak da bilinen artroz hastalığında ağrılar iyice şiddetlendiğinde, hastalar protez ameliyatına başvuruyorlar. Artroz ağrılarının ne şekilde ortaya çıktığı bile henüz tam olarak bilinmiyor. Bilim adamları yeni protez teknikleri üzerinde araştırıyorlar.

Yaşlı nüfusta, özellikle diz ve kalça eklemlerinin aşınmasına bağlı olarak ortaya çıkan artroz (kireçlenme), doktorlar tarafından dejeneratif eklem hastalığı olarak da tanımlanmakta Hastalık, eklemlerin hatalı duruşu, aşırı kilo veya ağır bedensel çalışma sonucunda eklemlerdeki koruyucu kıkırdak tabakanın aşınmasına bağlı olarak gelişmekte.

Yaygın olan kanının aksine artroz, baskı hastalığı değil. Çünkü eğer öyle olsaydı, baskı görmeyen eklemler çok daha sağlam olurdu. Oysa tam tersi bir durum söz konusu. Düzenli olarak yük taşıyan eklem daha dayanıklı. Artroz, daha çık baskı ve bozuk kıkırdak arasındaki dengesizliğin bir sonucu.
/images/100/0x0/55eb57c4f018fbb8f8bb2189

Merdiven çıkarken meydana gelen ağrılar genelde hastalığın ilk belirtileridir. Daha sonraları kemik yapısında değişimler oluşur, eklemler tutuklaşır. Ve hastalık süreci ağır yürüme zorluğuyla tamamlanır.

ISO normları var

Bilim adamları hastalara yardımcı olabilmek için yeni teknikler geliştiriyorlar. Mesela Avusturyalı bilim adamları tarafından geliştirilen ESIM kalça simülatörü, yapay bir kalçanın hasta bedeniyle ne kadar zaman sonra kaynadığını ölçüyor.

Avrupa’da eklem protezleri birkaç yıldan bu yana ISO ĞNormlarına göre hazırlanan testleri geçmek zorunda, ancak bundan sonra sertifika alabiliyorlar.

Almanya’daki IMA Malzeme Araştırmaları ve Uygulama Teknikleri Enstitüsü bu simülatörün yardımıyla, özellikle de test laboratuvarları bulunmayan küçük üreticilerin protezlerini test ediyorlar. Almanya’da büyük bir protez pazarı var. Mesela yapay kalçalar için 300’ü aşkın ürün çeşidi bulunuyor.

Yararsız önlemler

Frost & Sullivan danışmanlık hizmetlerine göre Avrupa’daki kalça ve diz protezi piyasasında beş yıl içinde iki milyar dolarlık bir büyüme sağlanacak.

Kalça protezi, yapay eklem oyuğu ve yuvarlak başlı bir protez sapı olmak üzere iki parçadan oluşmakta. Bu iki parça özel bir bir taşıyıcı sistemle bir arada tutulmakta. Protez bu sayede ESIM kalça simülatöründe test edilebilmekte.

Elektromotorla çalıştırılan sap öne doğru hareket ettikten sonra hafif bir daire çizerek geri dönüyor. Yuvarlak baş bu hareketin etkisiyle oyuğun içinde dönüyor. Bu testi izlediğinizde sanki en uygun artroz tedavisinin bir mühendislik sorunu olabileceği hissine kapılıyorsunuz.
/images/100/0x0/55eb57c4f018fbb8f8bb218b


Hastalar eklem ağrılarından kurtulmak için her yolu deniyorlar. Ağrıları dindirmek için kullanılanlar arasında ortopedik tabanlar, ağrı kesiciler, iğneler hatta köpek balığı kıkırdağı veya avokado/soya yağları içeren besin takviyeleri bile var. Fakat bunların birçoğa yararsız ve tartışmalı.

Süreç geri dönmüyor

Artroz sürecini geri döndürmek mümkün değil. Birçok uzmanın görüşüne göre hastalık sürecini yavaşlatmakta egzersiz daha önemli. Sonuçta kıkırdağın sadece eklem sıvısından beslendiği ve bunun için de eklemin hareket ettirilmesi gerektiği bilinmekte. Zorlanmadan yapılan hareketler en iyi çözüm olarak görülmekte.

Bisiklet kullanmak ve yüzme gibi sporlar eklem rahatsızlığına iyi geliyor.

ESIM simülatörü, havalı basınç sisteminden aldığı 300 kiloya kadar basıncı yapay eklemin üzerinde yükleyebiliyor.

Protezin yuvarlak başı ve oyuk arasındaki açıklık, düzenli olarak su ve dana serumu karışımından oluşan bir sıvıyla beslenmekte. Simülasyonun gerçeğe en yakın bir şekilde gerçekleşmesi için test beden sıcaklığında yapılmakta.

İngiliz cerrah John Charnley’in elli yılların sonunda ilk başarılı kalça protezlerini üretmesinden sonra, eklem protezi belki de en umut verici cerrahi girişimlerden birine haline geldi.

Halihazırdaki metal veya polietilenden üretilen standart protezlerin ömrü yaklaşık olarak 15-20 yıl kadar. Buna göre 65 yaşında bir hastaya artroz ameliyatı yapıldığında, protezi ömrünün sonuna kadar taşıyabilme olanağı doğuyor.

Peki 40 yaş hastaları

Ancak günümüzde örneğin çocukluk romatizması yüzünden genç yaşta ağır eklem bozuklukları yüzünden ağrı çeken 40’lı yaşlardaki hastalar bile protez taktırıyorlar. Genç yaşta protez taşımaya başlayan hastanın ileride yeniden ameliyat edilmesi gerekiyor.

Cerrahlar bu yüzden farklı yöntemlerden yararlanmaya başladılar. Bunlardan biri kalça ameliyatlarında kullanılan minyatürleştirilmiş protezler. McMinn protezi olarak adlandırılan bu implantlar, doğrudan doğruya kemiğin üst tabakasına yerleştirilmekte ve bu şekilde kemik korunarak, ikinci bir girişim önlenmeye çalışılmakta.

Protez araştırmalarındaki patlama öte yandan daha uzun süre dayanan protezler de yaratabilir. Bu konuda yuvarlak kısım ve sap arasındaki sürtünme en önemli rolü oynamakta. Gerçi sürtünmeye bağlı aşınma, beş milyon dönüşten sonra bile genelde miligram ölçütünde kalıyor ve çıplak gözle görünmüyor bile.

Yeni arayışlar

Ama düşük oranda sürtünme partiküllere bile beden reaksiyon göstermekte. Sürtünme partikülleri protezin etrafındaki kemiği kemiren hücreleri çekiyorlar. Bu şekilde implant gevşiyor ve zamanından önce değiştirilmesi gerekiyor.

Kimi bilim adamları eklem oyuğu için elektron ve gamma ışınlarının etkisinde bırakılarak sık kafesli bir moleküler yapıya sahip olan ve kullanılmakta olan malzemeye kıyasla sürtünmeye karşı daha dirençli olan yeni bir polietilen türündün yararlanmak isterken, diğerleri de plastikten tamamen vazgeçerek tüm protezi metal veya seramikten üretmeyi öneriyorlar.

Şu sıralar tıp kongrelerinde her türlü malzemenin olumsuz tarafları ele alınmakta. Mesela sık dokulu polietilen son araştırmaları göre sanıldığının aksine aşınmaya daha müsait. Kırılmaz olan metal protezlerden ise zamanla metal iyonlar yayılmakta ki bu da alerji riski hatta kanser riskini bile yükseltmekte.

Seramik aşınmıyor ve beden tarafından reddedilme olasılığı yok gibi ama ender de olsa seramik implantlar kırılabiliyor.

Artroza bakış değişiyor

Tüm bu sorunları bir tarafa bırakacak olursak geriye bir tek önemli soru kalıyor: Bir protez aslında ne zaman gereklidir? Bu konuda doktorlar arasında bir görüş birliği yok.

Protez ameliyatı oranı ülkeden ülkeye değişmekte. İsviçre, Fransa ve Almanya’da örneğin, Macaristan, Portekiz, Japonya ve ABD’ye kıyasla iki misli kalça protezi takılıyor hastalara.

Ülkelerdeki yaşlı nüfusunun çokluğu veya azlığı ve sağlık sistemleri arasındaki farklılıklar bu konuda sadece kısmen etkili. Anlaşıldığı üzere toplumun beklentileri daha önemli bir rol oynamakta. Eklem protezinin mantıklı bulunması ve arzu edilmesi gibi faktörler bir ülkedeki protez ameliyatı üzerinde çok daha etkili oluyor.

Bu arada bilim adamlarının artroza bakış da değişti. Mesela kalça eklemindeki bozukluklar gibi mekanik etkiler veya çarpık bacak duruşunun eklem kıkırdağını aşındırabileceği artık tartışılmaz bir durum.

Fakat anlaşıldığı kadarıyla hastalık süreci, moleküler düzlemde bedendeki çeşitli iltihap süreçlerinden bilinen interlökin veya tümör nekroz faktörü alfa gibi çok sayıda uyarı maddesiyle çalıştırılmakta. Ve bazı doktorlar interlökin-1’i önleyen bir maddeyi ekleme aşılayarak test ediyorlar.

Şiddetli ağrılar konusu

Bununla birlikte İngiliz doktor Paul Dieppe, İsveçli artroz uzmanı Stefan Lohnmander, kısa bir süre önce Lancet dergisinde hastalığın daha ayrıntılı bir şekilde araştırılmasını önerdiler.

Sonuçta artroz ağrısının tam olarak ne şekilde ortaya çıktığı bile doğru dürüst bilinmemekte. İlginç bir şekilde röntgen filminde iyice aşınmış görünen bir eklem hiç ağrı yapmıyor veya çok az ağrı yapabiliyor.

Öte yandan eklem zarında ve kemiğinde sinirlerin bulunduğunu ama kıkırdakta sinir olmadığı için eklem kıkırdağının ancak dolaylı yoldan ağrıyabileceği de bilinmekte.

Uzmanlar bu yüzden artrozun, anatomik eklem bozukluğundan çok eklemdeki iltihap süreçleri ve sinir sistemindeki ağrının işlenişi arasındaki karşılıklı etkiyle açıklanabileceğine inanıyorlar.

Kabul gören diğer bir nokta ise ağrı hissinin sübjektif faktörlerle ilgili olması. Ve şiddetli ağrılar, uyarı maddesi salgısıyla bir eklem iltihabını iyice güçlendirebilir, diyor araştırmacılar.

Die Zeit’de yer alan yazıda şöyle deniyor (48/05): Bu uzmanlara göre mesela meslek yaşamında yaşanan bir kriz, bir eklem bozukluğunun ne derece ilerleyeceği ve bir ameliyatın ne kadar arzu edileceği üzerinde etkili olabilir. Ve bilim adamlarına göre bu bağlantılar olmadan hastalık açıklanamamakta.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!