İşte, ‘damardan girme’ fırsatı

‘SENİN hiçbir şeyden haberin yok, sen önce git araştır.’

‘Sen sakin ol, sana da anlatırım, öğrenirsin.’

‘Aferin böyle davran, seni de Mehter Takımı’na kaydettik.’

Bu sözler önceki gün TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında Başbakan Erdoğan’a ait.

Çok nazik bir Başbakanımız var. Muhalefet milletvekillerine sürekli ‘sen’ diye hitap ediyor. Meclis kürsüsünden sürekli senli-benli konuşuyor. Ne de olsa, onlarla çok samimi.

Ayrıca, çok bilgili. O anlatacak, herkes öğrenecek. Bu kubbenin altında ne varsa, biliyor. Bu kadar bilgi bir Başbakanımızla ne kadar övünsek, az.

YOLSUZLUK SÖZÜ

Erdoğan
’ın konuşmasını dikkatle dinliyorum.

İktidara gelirken ‘yolsuzlukla mücadele için halka söz verdiklerini’ anımsatarak, şöyle diyor:

‘Yolsuzluk noktasında ayyuka çıkmış isimler, firmalar, bunların hepsi belliydi. Biz damardan girdik.’

Nerede yolsuzluk varsa, damardan girdiklerine ve halka bu yönde söz verdiklerine göre, şu anda Erdoğan’ın önünde muhteşem bir fırsat var.

Tam, damardan girme fırsatı.

Yolsuzluk tartışmaları ne zaman başlasa, TBMM’deki partiler ortak bir isteği dile getiriyor:

Dokunulmazlıkların kaldırılması.

Çünkü, adı yolsuzluk iddialarına karışmış milletvekilleri var.

ERDOĞAN VE ARKADAŞLARI

Meclis’te yolsuzluk iddiasıyla, dokunulmazlıkları kaldırılmak istenen ve üç yıldır her yolsuzluğa damardan giren AKP’nin, kanının donduğu dosyalar var.

Kendisi ve arkadaşlarıyla ilgili iddialar. İşte, dökümü:

Başbakan Erdoğan. İstanbul Belediye Başkanı iken, görevini kötüye kullanmak.

Abdullah Gül. Kayıp trilyon davasıyla bağlantılı, özel evrakta sahtecilik.

Abdülkadir Aksu. Kayıp trilyon davasıyla ilgili, evrakta sahtecilik.

Mahfuz Güler (Bingöl). Görevi kötüye kullanmak ve özel evrakta sahtecilik.

Akif Gülle (Amasya). Devlet İhale Yasası’na muhalefet.

Mustafa Ilıcalı (Erzurum). Nitelikli zimmet.

Adem Baştürk (Kayseri). Nitelikli zimmet, ihaleye fesat karıştırmak.

Nevzat Pakdil (Kahramanmaraş). Nitelikli zimmet.

Hüseyin Besli (İstanbul). İhaleye fesat karıştırmak.

Mehmet Sekmen (İstanbul). Bazı kooperatiflere usulsüz arsa vermek.

İdris Şahin (İstanbul). İhaleye fesat karıştırmak.

Mustafa Açıkalın (İstanbul), Zülfü Demirbağ (Elazığ), Selami Uzun (Sivas). İstanbul Büyükşehir Belediyesi bağlantılı, 1994-2000 dönemi.

Bu iddialarla ilgili adı geçen bakan ve milletvekillerinin dokunulmazlık dosyaları üç yıldır uyuyor. Ne hikmetse, AKP bu dosyalara ‘damardan girip’, dokunulmazlıkların kaldırılmasına yanaşmıyor.

Adı geçen milletvekillerine bence haksızlık yapılıyor.

Belki de, bu iddialar asılsız. O dosyalar orada, milletvekilleri genel kurulda, insan rahatsız olmaz mı?..

Üstelik, millete söz vermişsin, haydi işte bir ‘damardan girme’ fırsatı.

Unakıtan ayrı olay

CHP Konya milletvekili Atilla Kart, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan’la ilgili soru önergesi veriyor.

Kart’ın sorusuna göre, Abdullah Unakıtan ithal ettiği arpa ve mısırı piyasada satamadığı ve malı elinde kaldığı için, bunu TMO’ya peşin fiyatla satıyor.

Bu iddiadan hareketle, Kart, oğul Unakıtan’ın bu işleminin doğruluğunu, ayrıca ödediği vergiyi soruyor. Maliye Bakanı Unakıtan’ın yanıtı evlere şenlik:

‘İstenen ticari muamelelere ilişkin bilgiler, özel yaşamlara ilişkindir. Maliye Bakanının görevinin gereği olarak, yükümlülerle ilgili öğrendiği ticari sırlar, vergi mahremiyeti kapsamında olup, açıklanması mümkün değildir.’

Unakıtan
’ın özel yaşam konusundaki titizliğine hayranım.
Yazarın Tüm Yazıları