Dostoyevski sansüre mi uğradı?

Güncelleme Tarihi:

Dostoyevski sansüre mi uğradı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2005 14:33

Yazar ve çevirmen Acar Burak Bengi, ünlü Rus yazar Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler adlı romanının Türkçe çevirisinde "İsyan" veya "Başkaldırı" başlıklı bölümün sansüre uğradığını iddia etti. Bunu romanı Constance Garnett’ın İngilizce çevirisinden okurken farkettiğini belirten Bengi, roman kahramanlarından İvan'ın ağzından anlatılan bu bölümün üç ayrı İngilize çeviride yer aldığını buna karşılık 10 Türkçe çeviriden sadece ikisinde sansürsüz olarak bulunduğunu öne sürdü.

Haberin Devamı

Bengi'nin iddiasına göre Karamazov Kardeşler adlı romanını kahramanlarından İvan Karamazov Türler'in Balkanlar'da yaptığı "katliamı" şöyle anlatıyor: “Bu arada, geçenlerde Moskova’da karşılaştığım bir Bulgar, genel bir Slav ayaklanmasından korkan Türklerin ve Kafkasyalıların tüm Bulgaristan boyunca yaptıkları zalimlikleri anlattı. Köyleri yakıyor, öldürüyor, kadın ve çocuklara tecavüz ediyor, esirlerini kulaklarından siper kazıklarına çiviliyor, sabaha kadar öylece bırakıp sonra da asıyorlar—akıl almaz her türlü zalimlik. İnsanlar bazan insan vahşetini ‘hayvani’ diye tarif eder, ama bu hayvanlara karşı büyük bir haksızlık ve hakaret; bir hayvan asla bir insan kadar vahşi olamaz, o kadar maharetle, o kadar sanatkarane bir şekilde vahşi olamaz. Kaplan sadece ısırıp parçalar, bütün yapabileceği budur. İnsanları kulaklarından çivilemek, yapabilseydi bile, asla aklına düşmezdi. Bu Türkler ise çocuklara zulmetmekten zevk alıyorlar—ana rahmindeki bebekleri hançerle kesip almaktan, kundaktaki bebekleri havaya atıp annelerinin gözü önünde süngü ucuyla yakalamaya kadar herşeyi yapıyorlar. Bunu annelerinin gözü önünde yapmak asıl zevk aldıkları şey. Ama Bulgar’ın bana anlattıkları arasında şu sahne özellikle ilgimi çekti. Kollarında bebeğiyle, Türkler arasında çembere alınmış, titreyen bir anneyi gözünün önüne getir. Türkler eğlenceli bir oyun icad ediyorlar; bebeği okşuyor, gülsün diye kendileri gülüyorlar. Sonunda istedikleri oluyor ve bebek gülüyor. Tam o anda Türklerden biri silahını bebeğe doğrultup, yüzünden on santim mesafede tutuyor. Bebek sevinçle kıkırdayıp parlayan silahı minik elleriyle yakalamaya çalışıyor ve sanatkar aniden silahı dosdoğru bebeğin yüzüne sıkıp minik başını paramparça ediyor. Sanatkarane, değil mi? Bu arada, Türklerin tatlı şeyleri çok sevdiklerini söylerler.”
 
Bengi konu ile ilgili iddialarını şöyle sürdürüyor: "“İsyan” veya “Başkaldırı” başlıklı bu bölüm Türkçeye nasıl aktarılmış acaba? On Türkçe çeviriden sadece ikisinde tamamen sansürsüz aktarılmış. İngilizce çevirilerde sürekli “Türkler” denirken, Ergin Altay (İLETİŞİM, enteresandır, editörü Orham Pamuk; ve daha önce CAN) çevirisinde “Türk” veya “Türkler”’in yanısıra, son cümle ile tecavüz teması da sansürlenmiş. Leyla Soykut (SOSYAL; ve daha önce CEM) çevirisinde sadece “Bulgaristan’daki yöneticiler” denmiş. Zübeyde Erol (MORPA) çevirisinde sadece “insanlar” denmiş ve paragrafın ilk yarısı da olduğu gibi sansürlenmiş. Nihal Yalaza Taluy (MEB), Metin İlkin (ODA), Recep Şükrü Güngör (TİMAŞ ve ANTİK) ve Mustafa Bahar (İSKELE) çevirilerinde paragraf olduğu gibi sansürlenmiş. Nesrin Altınova (ENGİN) “kadın ve çocuklara tecavüz” yerine “kadın ve çocukları boğazlıyorlarmış” demek dışında sansürlememiş. Ayşe Hacıhasanoğlu (ÖTEKİ, 1999) ile Koray Karasulu (ALFA, 2005) ise hiç sansürlememişler." (Kaynak: Medyatva)

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!