Bardakoğlu doğruluyor

DİYANET, hac organizasyonu ile ilgili yazılarımız üzerine cuma günü biten kayıt süresini 24 Ağustos Çarşamba gününe kadar uzattığını açıkladı.

Bilindiği gibi, hac için kurada isimleri çıkan 70 bin kişi kayıt yapmak için acentalara gittiklerinde kendilerine standart 1.780 Euro’luk fiyattan yer kalmadığını ve 3.200 Euro’luk yerleri almaya zorladıklarını gündeme getirmiştik. Nitekim Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da, bazı acentaların ‘standart hac doldu’ diyerek hacı adaylarını yüksek fiyatlı (3.000 Euro’luk) gruplara zorladıklarına dair çok sayıda şikayet aldıklarını belirterek ‘Bu ciddi bir yanlıştır. Bu gibi şirketler hakkında işlem yapar, hem de kontenjanlarını iptal ederiz. Paraya tamah eden acentaların, hacı adaylarını mağdur etmelerine kesinlikle göz yummayız’ dedi. Bunun üzerine kayıt süresini uzattıklarını açıkladı.

‘İSKENDERPAŞA’

Dünkü ‘İlginç ittifak’ yazımızda geçen ‘Örneğin, İs-Pa adlı bir acenta vardır; İskenderpaşa tarikatının acentasıdır, zaten baş harflerinden bellidir’ cümlesi üzerine İspa Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Karaduman şu açıklamayı yaptı:

‘Acentamız 1997’de el değiştirmiş olup, İskenderpaşa cemaati ile bir alakamız kalmamıştır. Öyle ki, cemaat liderleri bile yolculuklarında bizi tercih etmemekte, hizmet almamaktadır. Zaten bu yıl hac organizasyonu yapamamaktayız. Sebebi, 18.5.2005 tarihli Hac Komisyonu’nun aldığı kriterlerdir.’

(TÜRSAB Genel Başkanı Başaran Ulusoy’un açıklamalarını da gündeme getireceğiz.)

GÜNÜN SÖZÜ

‘İmanlı kişiler, kimseye zarar veremez.’

(Sanskrit sözü)

Memur ve emekli maaş farkları makası büyüyor

‘VATANDAŞ
Emeklilik-Der’ Başkanı ve eski Bağ-Kur Genel Müdür Vekili Mehmet Koyunoğlu, ‘Bakanlıktan medyaya verilen memur ve emekli maaş listelerine bakıldığında zamlar orantılı gibi gözüküyor. Aslında öyle değil, kamuoyu yanıltıyor’ diyor.

Koyunoğlu, şunları yazıyor:

‘Memurlar ile memur emeklileri arasında fazla fark olmadığı, memurlar lehine % 10-20-30 gibi cüzi farkın da adil ve kabul edilebilir nitelikte olduğu gösteriliyor. Gerçek ise % 100-130 gibi bir farktır. Örneğin, emekli bir şube müdürü, çalışan şube müdüründen % 130 oranında az maaş almaktadır. İşte bu durum, kamuoyundan sanki gizlenmektedir.

Temmuz 2005 ayı itibarıyla geçerli memur ve emeklilerle bunlar arasındaki fark şöyle olmaktadır:

Unvan Memur Emekli Oran(%)

Gen. Müd. Yrd. 2.350 1.450 61

Daire Başkan. 2.250 1.170 92

Şb.Müd. 1.680 729 130

Uzman 1.350 720 87

Memur (5/1) 990 560 75

Bu kadar fark uluslararası standartlara uygun değildir.

Memurların büyük bölümü çeşitli zamanlarda yapılan yasal düzenlemelerle ek ödeme, tazminat, aile yardımı şeklinde ek gelir almış olup, çalıştıkları sürece bunu net olarak (damga vergisi hariç) maaşlarıyla birlikte almaktadır. Bu ek gelir, memur emeklilerine yansıtılmamaktadır.

Dolayısıyla ciddi bir haksızlık ve adaletsizlik doğmakta ve denge sarsılmaktadır.

Bunun düzeltilmesi için ek önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Ancak daha önce memurlara verilen ve yeniden verilmesi düşünülen seyyanen zammın emeklilere yansıtılmaması fikri, bu adaletsizliği ve dengesizliği daha da artıracaktır.’

2B arazileri ‘ak’lanıyor

2B arazilerinin satışının yapılacağı tartışmalarının olduğu bugünlerde Sapanca Maşukiye’de ilginç olaylar yaşanıyor.

Beldemizde ikamet eden AKP Kocaeli Disiplin Kurulu Başkanı Hüseyin Yusuf, 2B kapsamındaki orman arazisindeki kaçak villasının kaba inşaatını bitirmiştir.

Yazılı ve sözlü şikáyetlerimize rağmen Kocaeli Belediyesi göstermelik bir ekip göndermekten başka bir şey yapmamıştır.

Maşukiye Belediyesi ise vatandaşların evlerine çatı yaptırmalarına izin vermezken söz konusu kaçak villanın yapımına ‘yolunu yaparak’ destek vermiştir.

TCK’nın 184. maddesi, ‘kaçak inşaat yapana, yaptıranlara ve hizmet götürenlere’ 2 ila 5 yıl arasında ceza öngörmektedir.

Eğer başında ‘adalet’ kavramı yazan bir partinin, bir de disiplininden sorumlu başkanı bunu yapıyor ve aynı partili belediye başkanı göz yumuyorsa ülkemizin vay haline...

Maşukiye sakinleri adına Melis DENİZ

Makiler Akdeniz ormanıdır

SAYIN Hıncal Uluç’un Sorgun’da golf tesisi uğruna kesilecek ağaçlık alanı çalı çırpı sayması, anlaşılan derin ormancılık bilgisinden kaynaklanıyor. Uluç, ‘Akdeniz makisini orman sanıyoruz’ diye kendi sanısını yazmış köşesinde. Hayır! Makiler, Akdeniz kıyı ormanlarıdır. Onların bodur, kısa oluşları iklime uygun yaşamak zorunda oluşlarındandır. TÜBİTAK yayınlarından, defalarca baskısı yapılmış olan Sayın Hikmet Birand’ın ‘Alıç Ağacı ile Sohbetler’ adlı bir şaheser olan kitabı okumasını salık veririm Uluç’a...

Birand, ünlü ormancımız, doğa bilginimiz ‘Makiler ormandır’ diyor. 1960’larda AP iktidarı sırasında, makiler orman arazisi olmaktan çıkarılmış; böylece kıyılar yağmaya açılmıştı. Demek ki, 60 öncesi hükümetlerimizin ormancılık anlayışında, maki ağaç sayılıyordu. Tesbih ağacı, antepfıstığı, sakız ve karabiberler, delice zeytinleri, defne, pırnal meşesi birer makidir. Kocayemiş ağacı ve yaban zeytini de öyledir. Onların altında yeşeren, Manisa laleleri, sahlepler, ıtır ve ısırganlar, türlü otlar da Akdeniz’in bitki örtüsüdür.

Uluç’un golf alanı yeşil değil midir, diye savunduğu çim ise üretilmiştir, bencildir, kendisinden başkasını yaşatmaz, diğerlerine yaşam hakkı tanımaz. Solmasınlar ve kurumasınlar diye kimyasal ilaçlar takviye edilir. Tonlarca su harcanır, onları canlı tutmak için. Suyla zemine giden kimyasal zehirleri anlatmaya dilimiz varmaz.

Uluç’un istediği böyle bir doğa mı?

(Sayın Çevre ve Orman Bakanı Pepe’nin de, havadan gezisinde Sorgun’a iki golf sahasının çok olduğunu itiraf etmek zorunda kaldığını hatırlatırım.)

Mahmut ŞENOL

Tabancalı başhekim

SSK
ve tüm devlet hastanelerinde son dönemdeki gelişmeleri takdir etmekle birlikte, yetersiz olduğunu belirtmeliyim. Bunun çarpıcı bir örneğini bizzat yaşadığım için sizinle paylaşmak gereği duydum. Ankara’da bir sağlık merkezindeki (ismi bizde saklı) başhekim, tabanca ile (hem de önlüğünün altından rahatça görülebilecek şekilde) vatandaşa ve hastane personeline korku salan tavırlarıyla servisleri denetliyor! Çevresine sertçe talimatlar yağdırıyor. Sağlık hizmeti almaya gelen vatandaşın, sağlıksız bir otorite karşısında umudunu yitirmesi kaçınılmaz olmaz mı? Zaten ağrısı, sızısı nedeniyle sıkıntılı olan hastaların bir de başhekim stresi yaşadığı bir ortamda hasta yoğunluğundan bunalan doktorlar ve diğer personelin de başhekimden ne derece çekindiği gözlerinden okunuyor.

Sağlık hizmeti vermek için önce sağlıklı olmak gerekmez mi?

A.C.

Radyoevimizi vermeyiz!

GÜN geçmiyor ki, bir varlığımıza saldırmasınlar, bir değerimizi satılığa çıkarmasınlar! Bir vapurlara takıyorlar kafalarını, bir güzelim Haydarpaşa Garı’na... Önce Taşkışla ve AKM’ye diktiler gözlerini, şimdi de Harbiye’deki İstanbul Radyosu’na...

Peki ne istiyorlar bu şehirden, bu ülkeden, bizden?

Tabii ki rant!

Anı defterimizi çalamazsınız!

TRT çalışanları

Biliyor musunuz

BÜYÜKŞEHİR’in şirketlerinden İSTON’da 7.5 yıl, İGDAŞ’ta 2.5 yıl genel müdürlük yapan ve 15 aydır İSFALT Genel Müdürlüğünü sürdüren Süreyya Polat’ın ‘bir başka kurumda görevlendirmek üzere’ iş akdinin feshedildiğini, yerine 1974 doğumlu Endüstri Mühendisi Çağatay Kalkancı’nın getirildiğini... ŞİŞLİ Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün bugün Frankfurt’ta, SPD’nin Türklere yönelik seçim çalışmalarına katılacağını, bu arada Genel Başkan Oskar La Fontaine ile görüşeceğini... ŞAİR merhum Can Yücel’in eşi Güler Yücel’in, yüksek tansiyon nedeniyle Bodrum Hastanesi’nde tedavi altına alındığını... ÖDP İstanbul İl Başkanlığı’nın, ‘İETT bilet zamlarının geri alınması’ için topladıkları imzaları çarşamba günü 13.00’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na teslim edeceklerini...

MESAJ PANOSU

FLORYA’
nın sahil kesimi ‘katledilerek’ yapımına başlanan dev akvaryum için Büyükşehir Belediye Başkanımız göreve geldiğinde, akvaryuma verilecek para olmadığını beyan ederek, inşaatı durdurmuştu. İnşaat bir süredir harıl harıl devam ettiğine göre, deprem önlemleri için bulunamayan para dev akvaryum inşası için bulundu!

Ateş İRENGÜN

KASIMPAŞA’
daki Dilnihat Özyeğin Lisesi öğrencileriyiz. Basketbol sahamız, laboratuvarımız, yepyeni sıralarımız var. Ancak kütüphanemizin içi bomboş. Okuyarak eskittiğiniz kitap ve ansiklopedilerinizi lütfen bize ulaştırın.

4. ULUSLARARASI Satranç Festivali 22 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında Feshane Kültür Merkezi’nde yapılacak.
Yazarın Tüm Yazıları