Dünün şüphesi, bugünün kanıtı

DÜN sabah erkenden Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel aradı ve aramızda şöyle bir konuşma geçti:

‘Amacım işinize karışmak değil ama merak ediyorum. Bu Vahdettin tartışması niye açıldı?’

Kendisine şu cevabı verdim:

‘Haberi önce Zaman Gazetesi verdi. Bizzat kendim Sayın Ecevit’e telefon ettim. Aynı sözleri söyledi. İlginç bir konuydu.’

O şöyle devam etti:

‘İlginçlik konusunu anlıyorum. Ama acaba her ilginç konu gündeme getirilmeli mi?’

* * *

Bir gazeteci için böyle ilginç bir konuyu göz ardı etmenin ne kadar güç olduğunu anlatmaya çalıştım.

Ama Vahdettin konusunun bu şekilde tartışmaya açılması onu belli ki çok rahatsız etmişti.

Ayrıca şu sözleri yabana atılır cinsten değildi:

‘Atatürk hepimizin referansıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin referansıdır. Onun bu konuda ne dediğine bakmak lazım.’

Atatürk
’ün ‘Nutuk’ta ne dediği, Hürriyet’in ilk günkü haberinde vardı.

Vahdettin hakkında çok ağır ifadeler kullanıyordu.

Demirel sözlerine şöyle devam etti:

‘Atatürk hepimiz için referanstır derken çok önemli bir şeyin altını çiziyorum. Bugün Türkiye’yi birbirine bağlayan en kuvvetli referans odur. Bakın din, dil, bölge gibi konularda giderek ortak referanslar kayboluyor.’

* * *

Bu sosyolojik saptamada büyük bir gerçeklik payı olduğunu ben de kabul ediyorum.

Demirel’in beni en çok etkileyen saptaması şu oldu:

‘Cumhuriyetçi elit bugün büyük sıkıntı içindedir. Oysa daha en az yüz yıl bu büyük Atatürk referansına ihtiyacımız var. Onu sarsmamak lazım.’

Ya Vahdettin?

O konudaki sözleri de şöyle:

‘Cumhuriyet döneminde çok büyük işler yapılmıştır. Cumhuriyet, Atatürk’e çok şey borçludur. Ama Vahdettin’e değil. Ayrıca ona hain denmesi utanılacak bir şey değil. Fransa da geçmişte Vichy dönemini hainlikle suçlamıştır. Hem de resmi kararlarla.’

* * *

İtiraf edeyim, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel’in bu tartışmadaki hassasiyeti benim için sürpriz oldu.

İtiraf etmem gereken ikinci nokta ise yaptığı tahlilin beni etkilediği.

‘Atatürk referansına daha yüz yıl ihtiyacımız olduğu’ yolundaki sözlerine bütün gönlümle katılıyorum.

Atatürk, benim ve çevremdeki insanların gönlünde bundan 15 yıl öncesine göre çok daha kuvvetli durumda.

* * *

Vahdettin
tartışmasını açan herhangi bir insan değil, Bülent Ecevit...

Herhalde onun Atatürk sevgisinden kimse şüphelenemez.

Dahası ben, Başbakan Tayyip Erdoğan dahil, AKP içinde çok sayıda insanın Atatürk ve Cumhuriyet konusunda samimi görüşlere sahip olduğunu düşünüyorum.

Dinci fanatikler ve marjinal bazı aydınlar dışında Türkiye’nin ‘Atatürk referansı’ konusunda konsensüsü bulunduğuna inanıyorum.

Dolayısıyla Vahdettin tartışmasının bu büyük referansı zedeleyeceğini sanmıyorum.

Olsa olsa entelektüel hayatın kenar süsü olarak kalır.

* * *

Ben yine de, Demirel gibi tarihi bir kişiliğin bu tartışmaya getirdiği bakış açısından son derece mutluyum.

Benim yaşımda olanlar hatırlayabilir. Genç kuşaklar ise son 40 yılın arşivlerine bakarak öğrenebilirler.

Özellikle CHP kökenli sol, geçmişte, Demirel’in Atatürk’e bağlılığını sorgulayan epey çıkış yapmıştır.

Ama o Demirel, bugün en kuvvetli Atatürk savunucusu olarak karşımızda.

Demek ki Türkiye, siyasi elitinde kuvvetli bir Atatürk sevgisi ve inancı yaratmayı başarmış.

Ben de diyeceğim ki, dün samimiyetinden şüphelendiğimiz Demirel bugün böylesine kuvvetli bir irade ortaya koyuyorsa, bugün takıyye yapıyor diye kuşkulandığımız insanlar hakkında da daha insaflı olmalıyız.

Bunun için illa da yarını beklemek gerekmez...
Yazarın Tüm Yazıları