Hakan Şükür pimi çekilmiş bomba

Kim gelirse gelsin, yerli veya yabancı, Hakan Şükür'ü Milli Takım kadrosuna aldığı an Hakan Şükür'ün şekli pimi çekilmiş bomba gibi olacak.

BİNMİŞİZ bir alamete, gidiyoruz kıyamete. Türkiye'de herkes gelmişi ile geçmişi ile hesaplaşmak zorunda. Aynen AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun söylediği gibi... Ne diyordu Barroso; Türkiye'nin AB üyeliği konusunda herkes bir şeyler söylüyor. Gelin, perde arkasında konuşmayalım, kamuoyu önünde açık açık konuşalım.

Tüm spor basınına bakıyorum, Fatih Terim büyük kurtarıcı. Tamam, bizim bu gruptan birinci olarak çıkmamız gerekirdi, ama şu anda kaybettiğimiz bir şey yok, ikinciyiz. Bundan sonraki bütün maçlarımızı kazanırsak ve baraj karşılaşmalarını da halledersek Dünya Kupası'na gideceğiz.

Her şey sahada olacak

"FIFA bizi özellikle istiyor"
cümlesi devre dışı. Çünkü 2006 Dünya Kupası'nın bütün biletleri satılmış durumda. Kavga dövüş derseniz, o tamam. Bizim seyirci, özellikle de Avrupa'da yaşayan gurbetçilerimiz, bu işler için biçilmez kaftan. Yani, biz sahada ne yaparsak, o olacak. Bazı büyük kulüp başkanlarımızın (!..) söylediği gibi bu turnuvada masa başı olmayacak.

Şimdi burada önemli iki nokta var;

1-) Ersun Yanal kendi hatalarından mı görevden alındı? Veya Hakan Şükür'le girdiği sürtüşmeden mi?

2-) Yeni Milli Takım Teknik Direktörü'nün şekli, şemali, sınırları, kudreti (!) nasıl olmalı.

İstenmeyen adam

Hakan Şükür
iyi bir oyuncu. Ama, son 4 yıldaki yurtdışı maceraları, Fethullah Gülen beraberliği, kendi takımı ve Milli Takım içindeki münasebetleri tartışma konusu. 34 yaşına gelmiş Hakan'ın, kendi takımı ve Milli Takım'daki konumu, yaş itibariyle sorun olabilir, bu da doğaldır. Çünkü, geçen zaman, onu takımlarda liderliğe soyundurur ve sorunları çözmeye yöneltir. Hakan Şükür Milli Takım kadrosundan çıkarıldıktan sonra Galatasaray taraftarları ve Fethullah Hoca taraftarları tarafından Ersun hoca 'istenmeyen adam' ilan edildi. Özellikle yurt dışındaki maçlarda Fethullah hoca taraftarları, Ersun hoca ve Milli Takım futbolcularının aleyhine sözlü saldırılarda bulundular. Şimdi burada 5 dakika çay molası verelim...

Niye müdahale etmedi

Milli Takım'daki çok futbolcu, "Hakan Şükür yüzünden bize küfür ediliyor. Ama, ağabeyimiz dediğimiz Hakan Şükür ne televizyonlara ne gazetelere, 'Bu işte futbolcuların hiçbir günahı ve kusuru yok. Lütfen, ne onlara ne de Ersun Yanal'a bu tarz hakaretlerde bulunmayın' demiyor" diye şikayette bulunuyorlar. Son Kazakistan maçında her golden sonra futbolcuların Ersun Yanal'a gitmelerinin sebebi de buydu. Yani, anlayanlara mesaj gönderiyorlardı. Hatta bu maç beraberlik veya mağlubiyetle bitseydi, Kazakistan'da Türk seyirciler tarafından çok etkili olaylar çıkarılacaktı! Hazırlıkları yapılmıştı bile.

Hepsi tesadüf mü

Kim gelirse gelsin, yerli veya yabancı, Hakan Şükür'ü Milli Takım kadrosuna aldığı an Hakan Şükür'ün şekli pimi çekilmiş bomba gibi olacak. Maalesef Türkiye'de artık müslümanlık futbol sahalarında da gruplara ayrılmış durumda. Ben bu işlerin biraz dışında olduğum için, Hakan Şükür ile Fatih Tekke'nin, eğer girmişlerse hangi gruplardan, hangi yolda yürüdüklerini bilmiyorum. Elhamdülillah hepimiz müslümanız. Ama, çirkin olan, dinin sonunda futbol sahasına kadar girip etkili olması. Ersun Yanal'ın görevden ayrılmasından bir önce Fehmi Koru'nun Hakan Şükür ve Ersun Yanal hakkında yazdığı yazı acaba tesadüf müydü? Veya Akdeniz Oyunları öncesi Hakan Şükür'ün bir televizyon kanalına verdiği beyanat yine bir tesadüf müydü?

Elhamdülillah müslümanım demiştim, bir cümle daha ilave edeceğim; bende Allah korkusu çok fazladır.

Unutulma korkusu

ŞİMDİ gelelim Milli Takım Teknik Direktörlüğü konusuna... Fatih Terim teknik adamlık kariyerinde inişli çıkışlı bir grafik çizdi. Üst düzey işler yaptı, sonra inişe geçti. Milan'da çok çabuk biletini kestiler, sonra da ikinci Galatasaray serüveni. Boşa yapılan transferler, sokağa atılan milyon dolarlar, Özhan Canaydın'ın, "İmparator'a emanet ettim" dediği Galatasaray Futbol Takımı'ndaki başarısızlığı... O zaman, bugünkü başarısız Özhan Canaydın yönetiminin başlangıç kilometre taşlarının sorumlusu Fatih Terim olmaz mı? Çünkü, Özhan Canaydın futbol takımını kayıtsız şartsız "İmparatorum" dediğiTerim'e teslim etmişti.

Türkiye'de çalışmayacaktı

Şu anda hiçbir kulübü çalıştırmayan, yurt dışından teklif bekleyen Fatih Terim'in, "İki sene daha çalışamazsam unutulurum" endişesi... Terim'in, "Artık Türkiye'de görev yapmayacağım" cümlesine bir basın mensubunun, "Buna Milli Takım da dahil mi?" sorusuna verdiği, "Evet, o da dahil" cevabı. Ve şu andaki 'Fatih Terim gelsin' rüzgarı. Ersun Yanal'ın acemiliğinden, telaşından, aceleciliğinden doğan 'Ufak olsun benim olsun' hatasına, Milli Takımlar Teknik Patronu olamaması ve kendi özel(!) hataları da eklenince 'mutsuz son' kaçınılmaz oldu. Fatih Terim'in, "Ersun Yanal varken ben sizle konuşmam" mesajı... Bütün bunların hepsi üst üste toplanınca görünen tablo ortada...

Heyecan kaybolur

Eğer Fatih Terim Milli Takım'ın başına gelirse ve Dünya Kupası'na gidemezsek şu cümleleri söyler mi acaba?..

"Zaten her şey çok kötüydü. Ben bir enkaz devraldım. Herkes beni istedi. Durum çok kötüydü... Başka çıkış yolu yoktu... Gel bizi kurtar dediler."

Ama Fatih Terim Kanal D'deki Yunanistan maçının naklen yayınında İlker Yasin'e, "Bizim takım bu grubun en iyi takımı. Birinci olarak Dünya Kupası'na gitmesi gerekirdi. Yüksek adamımız yok. Onun için ayağa top oynamamız lazım" gibi cümleler sarfetti.

Fatih Terim Milli Takım'a gelmezse çok kısa sürede bir kulüp takımı çalıştırmalı. Çünkü, hiçbir teknik adam 3 yıl gibi uzun bir süre futbol sahasının içinden uzak kalamaz, heyecanını kaybeder.

Yanal'ın payı yüzde kaç

"ERSUN Yanal başarısız"
denildi, "Hata yaptı" denildi, şu anda Milli Takım ikinci. Hepsi tamam. Peki, bugünkü durumda Ersun Yanal'ın etkin payı yüzde kaç? Bence 3'te 1, yani yüzde 33. Yüzde 67'si Futbol Federasyonu'na ait.

Yeni seçilen Futbol Federasyonu'ndan bazıları sanki hazine bulmuş gibi milli takımlar sorumluluklarına saldırdı. Herkes bir şey koparmaya kalktı. Hepsi televizyonlarda, gazetelerde arz-ı endam ettiler. Ama futbolda kazın ayağı öyle değildi. Mağlubiyetlerden sonra hiçbirini oralarda göremedik. Şu anda sondan bir evvelki operasyonu yapıyorlar. Yani, ateşin üzerindeki ipten geçiyorlar...

Sopayı kim yiyecek

MÜSLÜMANLIK, Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm... Daha çok sayabiliriz. Dünyada din grupları çok fazla. Ama, Allah bir tane. Sen doğru yaparsan, o sana yardım eder. Ama, art niyetin varsa, aklın cin olmadan şeytanlığa çalışırsa, o Allah seni çarpar. Sonunda derler ya; Allah'ın sopası yok ki. Bekleyeceğiz, hep beraber göreceğiz. O sopayı kim yiyecek?


Gel bizi kurtar

FATİH Terim işi ağırdan alarak, şu mesajı mı vermek istiyor? Yarın bir gün olası bir başarısızlıkta; hepiniz beni istediniz, yazılar yazdınız, beyanatlar verdiniz, durum çok kötü, gel bizi kurtar demediniz mi? Şimdi mi istemiyorsunuz? Milli Takım son maçlarda kötü futbol oynamıyor. Ama dönüp yurt içine bakıyorsunuz; iki senedir hiçbir şey oynamayan Fenerbahçe şampiyon oluyor. Ama onun başkanı Aziz Yıldırım, Daum'a sahip çıkıyor. Bu arada da mesaj gönderiyor; "Ersun Yanal'a sahip çıkalım, o bir Türk çocuğudur" diyor. Fenerbahçe'de görev yapan Rıdvan Dilmen ile Mustafa Denizli başka ülkenin çocukları mıydı?

Gücünüz kime yetiyor

"ERSUN Yanal gitsin" diyen Galatasaray lobisi şimdi mutlu. Peki, yarın 1-2 başarısızlıktan sonra bağıracak Fenerbahçe seyircisinden federasyon nasıl etkilenecek? Ersun Yanal'ın geçmişinde teşvik primi aldığı iddiaları var. Tamam, eğer yaptıysa son derece yanlış. Peki, bu teşvik primini gönderen kim, kimler? Bunlar şimdi nerede? Türk futbolunda etkililer mi? Bunlar niye konuşulmuyor? Teşvik primi konusunda Ersun'a mı gücünüz yetti. Hadi, gönderenin üstüne gitsenize. Yoksa, Ersun Yanal'a sahip çıkanlar teşvik primi gönderenler mi acaba?
Yazarın Tüm Yazıları