Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Babacan açıklamasını geciktiren neden

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, uzun bir gecikmenin ardından başmüzakerecinin Devlet Bakanı Ali Babacan olduğunu açıkladı.

Ali Babacan, AKP bünyesinde başmüzakerecilik için en doğru isimdi. Bürokrasi, iş dünyası ve AB çevrelerinin beklediği isim de Babacan’dı.

Bizim 6 Eylül’deki yazımız, bu üç çevrenin beklentisi nedeniyle de başmüzakerecilik için ilk seçeneğin Babacan olduğu yönündeydi.

Bunun gerekçesini de, Babacan’ın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le uyumu; İngilizce’ye hákimiyeti; görüşmecilikteki yumuşak ama kararlı tutumu; hem teknik, hem de siyasi kimlik taşıması; en aykırı sorulara bile nazik yanıtlar veren kimliği gösteriliyor’ diye dile getirmiştik.

ERDOĞAN YETKİYİ İKİ AY ÖNCE ALDI

Başbakan Erdoğan, günlerdir, ‘Başmüzakereci benim; diğer ülkelerde başmüzakereci yoktu’ deyip durdu; ama atama için Bakanlar Kurulu’ndan yetkiyi tam iki ay önce aldığını biliyoruz.

Ayrıca, Erdoğan da, Gül de başmüzakerecinin en geç mart ayında açıklanacağını söylemişlerdi.

Ciddi bir zaman kaybı olarak görülen bu gecikme, tamamen parti içi dengelerden kaynaklanıyor.

Erdoğan, her ne kadar ‘Başmüzakereci benim’ dediyse de kendisinin ifade etmek istediği anlamda, Türkiye’de gerçek başmüzakereci hep Abdullah Gül olacak.

Bu nedenle seçilecek isim, Dışişleri Bakanı sıfatı nedeniyle doğal başmüzakereci olan Gül’le tam uyum sağlayacak, onun ‘güçlü’ desteğini alacak biri olmalıydı.

Ama AKP içinde, Gül’ün parti ve kabinedeki üstünlüğünü burada da ele almasına itiraz edenler olduğu da bir gerçekti.

Kabinede de hissedilir düzeyde temsil edilen ve sık sık Gül’le çekişen bu grubun önemli bir isminin dün bize,Gül, kendine bir sekreter seçti. Onun için en uygun isim Babacan’dı. Zaten eskiden beri beraber çalışıyorlardı’ dedi.

Bu cümlelerde bir anormallik yoktu; ama ardından gelen, ‘İşte ülkeyi bunlar yönetecek’ cümlesi oldukça manidardı.

Başbakan’ın iki ay önce aldığı yetkiyi, ancak şimdi ve oldukça çekingen bir üslupla açıklamasında bu tepkinin izlerini görmek mümkün.

Yoksa, başmüzakereci gibi önemli bir ismi, konuşmasının ortalarına sıradan bir cümle olarak sıkıştırarak ve hem de, ‘Kendisinin bile haberi yok’ diye açıklamasını nasıl yorumlamak gerekecek ki?

Öyle görünüyor ki, Başbakan parti içi denge hesapları arasında kaldığı için açıklamayı geciktirdi; ama en doğru isim Babacan’dı ve sonuçta bazı riskleri alarak açıklamayı yaptı.

Bu risk ise AKP’deki gruplararası çekişmenin artması olacaktır.

SELÇUK’UN AÇIKLAMASI

12 Mayıs günlü, ‘Edü ile Büdü’ye 2.1 milyon dolar!’ başlıklı yazımız üzerine, Beyaz Enerji davasının bir numaralı sanığı İbrahim Selçuk’un avukatı Jirhat Kılıç’tan bir mektup aldık.

Kılıç, yazımızın görülmekte olan davayı etkilemeye yönelik olduğunu; iddianamede yer alan, bazı harflerin karşısına yazılmış para miktarlarını gösteren belgeyle ilgili gerekli soruşturmanın yapıldığını ve hiçbir suç unsuruna rastlanmadığını belirtiyor.

Kılıç, belgenin müvekkili Selçuk veya sekreteri Demet Göktaş tarafından kaleme alınmadığını ve her iki ismin belge konusunda hiçbir bilgisi olmadığını da aktarıyor.
Yazarın Tüm Yazıları