İmam hatipten her şey çıkar

İMAM hatipten okey oynayan çıkar.

Gizli gizli sinemaya gidip disiplin cezalarına çarptırılan ve bir türlü uslanmayan fırlama çıkar.1

Özal’a ‘Mehdi’ diyecek kadar ileri giden muhafazakár kapitalist çıkar.

‘Komünist Manifesto’yu elinden düşürmeyerek dikkat çekme arzusu içinde yanıp tutuşan özentili taşra delikanlısı çıkar.

On tane cemaate girip hiçbirinde dikiş tutturamayacağını anlayınca kendisini din dışı bir hayatın kollarına atıp hedonizme vuran çıkar.

İmam hatipte okuduğunu utanıp saklayan çıkar.

İmam hatipli olmayı tuhaf bir gurur vesilesi sayan çıkar.

Ülkücü’nün üç hilalcisi çıkar.

Akıncı’nın en radikali çıkar.

Bir an önce okulu bitirip uzak bir dağ köyünde üç kuruşa imamlık yapmak için yanıp tutuşan da çıkar, ‘Bizim okuldan başbakan çıkıyor’ diye tatlı hülyalara dalan da...

Onca azar işittiği halde kızlarla gezip tozmaktan vazgeçmeyeni de çıkar, bir kızla karşılaştığında iki kelimeyi yan yana getiremeyip kızarıp bozaranı da.

Kısacası abilerim, ablalarım...

Lütfen ‘imam hatip’ deyip geçmeyin...

Tuhaf bir dengenin üzerine oturan bu ‘acayip mektep’, türlü gariplikler ve acayiplikler üretme konusunda fazlasıyla beceriklidir.

Arıza adamlar yetiştirme konusunda fazlasıyla münbittir.

Öyleyse imam hatip denilen bu tuhaf okuldan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Yaşar Akbıyık türünden adamlar da çıkar!

İşte nitekim çıkmış da...

* * *

Evet... Meğer bizim ‘uyanık bekçi’ Yaşar Akbıyık, imam hatipli imiş.

Çorum İmam Hatip’i bitirmiş, ardından da iki yıl İzmit’te imamlık yapmış.

Şimdi cevaplamam gereken zor sorular şunlardır:

Madem ‘imam hatipten her şey çıkar’ diyorsun, söyle bakalım, o vahim hatayı neden yaptın?

Yaşar Akbıyık’ın imam hatip mezunu olamayacağını neden yazdın?

Bu olasılığı neden atladın?

Seni sigaya çekecek bir Molla Kasım’ın çıkacağını neden hesap etmedin?

Tamam... Tamam...

İşte itiraf ediyorum:

Son zamanlarda geçirdiğim değişim nedeniyle iyi bildiğim bütün gerçekleri bir anda atlayıverdim.

Ben de ‘İslami camiaya uzak tipler’ gibi yapıp, ‘İmam hatipli mi? Canım ne olacak onların hepsi aynıdır’ havasına girdim.

Züppece bir tutum takınıp içinden çıktığım çevreye yabancılaştım.

Ve basit gerçeği unuttum.

Eh sen misin böylesi özenti triplere giren!

İşte ilahi adalet gerçekleşti ve şiştim!

* * *

‘Bir musibet bin nasihatten evladır’ derler ya...

‘Acemi yazar’ bir kez daha dersini almıştır sayın seyirciler...

Bundan böyle bırakın Yaşar Akbıyık’ı...

Yekta Güngör Özden’in küçükken hafızlık yaptığını...

Çevik Bir’in imam hatibin orta kısmından terk olduğunu...

Bedri Baykam’ın çocukken lakabının ‘Küçük molla’ olduğunu...

Kemal Gürüz’ün beş vaktine beş vakit kattığını...

‘İmam hatipli başbakanı içime sindiremiyorum’ diyen Barolar Birliği Başkanı’nın has bir imam hatipli olduğunu...

Duysam şaşırmayacağım.

Özüme dönmüş bulunmaktayım.

Ve artık ‘İmam hatipli mi? Canım onların hepsi aynıdır’ züppeliğine zerre kadar prim vermeyeceğim.

Tövbe. Tövbe. Tövbe.
Yazarın Tüm Yazıları