Talat’ın eli havada mı kalıyor

DÜN Lefkoşe’de, ülkenin 5 üniversitesinden biri olan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi iletişim öğrencileriyle bir araya geldik.

Modern binalarıyla dikkat çeken bu üniversitede 2 bin 400 öğrenci okuyor. Rektörü, eski Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şan Özalp... Öğrenciler bize Türkiye’yi, biz de onlara Kıbrıs’ı sorduk.

Herkes son gelişmeler karşısında bir bekleyiş içerisinde.

Başbakan Erdoğan’ın Moskova’da, Rum lideri Papadopulos ile görüşmesi burada büyük yankı uyandırmış! ‘Türkiye artık Yunanistan’ı değil, Rumları mı muhatap aldı?’ diye sordular bize!

Özellikle Abdullah Gül’ün, Kıbrıslı Türkleri Rum pasaportu almakla suçlaması Kıbrıs’taki basın tarafından hoş karşılanmadı. Kıbrıslı Türkler rencide olmuş durumda. Halbuki alınan pasaportlar Rum değil, AB üyesi olmuş Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ve bu pasaportları Kıbrıslı Türkler 1960 anlaşmalarından kaynaklanan hak çerçevesinde alıyorlar.

Abdullah Gül’ün bu konuyu, Ek Protokol’ün imza aşamasında gündeme getirmesi dikkat çekerken ‘Gül, Ankara’nın yapmak istediklerini kamufle etmeye çalışıyor’ görüşü yoğunluk kazanıyor.

Dün akşam yerel Kanal T televizyonunda Reşat Akar’ın yönettiği ‘Son Durum’ programında Cumhuriyet Gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya ile birlikte Türk toplumunun tepkilerini tartıştık. Programa katılanlardan bir izleyici ‘Sınır kapılarını açan ve Rum tarafının tek başına AB üyeliğini veto etmeyen Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Kıbrıs Türklerini Rum pasaportu almakla suçlaması haksız bir görüş değil mi?’ diye sordu...

Rum mallarını kullandıkları gerekçesiyle şimdiye kadar 4 Türk hakkında Rum tarafından tutuklama kararı çıkartılmasına yönelik tartışmalar büyüyor. Kuzey’de bulunan Rum mallarının %80 oranında olması endişeyi daha da arttırıyor.

Bu konunun çok tartışılacağı anlaşılıyor.

Gazetelerin manşetlerine taşıdığı bir başka haber de Hellas Jet’in, İstanbul’a sefer başlatması... Bir gazete ‘Türkiye Avrupa’ya, Rumlar İstanbul’a, biz nereye?’ başlığını atmış... Hellas’ın, Kıbrıs Rum Hava Yolları’nın yan kuruluşu bir şirket olması ve 2 Mayıs’tan itibaren Türkiye’ye 3 sefer yapması şaşkınlık yarattı. KKTC hükümet çevreleri de bu olayı gazetelerden öğrenirken, Hellas Jet’in Rum ve Türk turizm acentelerinin anlaşması üzerine Rodos üzerinden charter seferi düzenlediği ortaya çıktı...

RUM’A 5 TIR GELDİ

Bu gelişmelerin ardından dün akşam saatlerinde Romanya’dan, Mersin’e ve oradan da Gazimağusa limanına Türk feribotu ile getirilen 5 TIR’ın içerisinden Rum Telekomonükasyon Şirketi’ne (CTA) ait iletişim kablolarının çıkması kafalarda yeni soru işaretleri yarattı.

‘Bu iki gelişme Türkiye ile Rumlar arasında, perde arkası yürütülen pazarlıkların bir sonucu mu, yoksa tamamen tesadüf eseri olarak mı gündeme geldi’ diye tartışıldı...

Üç dilde yayınlanan haftalık ‘Kıbrıs Diyalog’ gazetesinin editörü Reşat Akar, dün öğleden sonra Rum kesimine geçmiş. İki toplum arasındaki yeni bir gelişmeyi bize şöyle anlattı:

‘Barış Harekatı’nın gerçekleştiği 20 Temmuz 1974’ten bu yana ilk defa, Kıbrıs Türk firmaları, Rum kesiminde düzenlenen Uluslararası Ticaret Fuarı’na katılıyor. 20 Mayıs’ta açılacak olan fuara 50 kadar Kıbrıs Türk firması katılıyor.’

Fuarda KKTC’den neler var?

‘Rum Yönetimi sadece yerli ürünlerin teşhir edilmesine izin vermiş. Ancak hellim gibi süt ürünlerine izin vermemişler. Sadece tuğla, mobilya gibi yerli ürünleri teşhir edebilecek KKTC’li iş adamları... Bunun ilginç yanı ürün teşhir etmek veya satmaktan çok iki toplumun ilk defa bir arada olması...’

Bizim de zaman zaman gündeme getirdiğimiz KTHY ile ilgili yeni bir gelişmeyi de bu arada öğrendik. Bilindiği gibi bu şirketin yarı hissesi Türkiye Özelleştirme Kurulu’na İdaresine ait. Türkiye, KKTC’nin ısrarı üzerine hisselerin tamamını Kıbrıs’a verecekmiş. Dün görüşülmesi gereken bu konu pazartesiye ertelendi.

KTHY HİSSELERİ

Ayrıca KTHY ile ilgili yazacak daha çok şey olabilir... AKP döneminde yönetim kurulunun 3 kez , genel müdürün de 2 kez değişmesi ve genel müdürlüğe vekalet eden, THY’nin 2. kaptan pilotluktan çıkardığı Sadettin Gezmek’in KTHY’de ‘kaptan pilot’ olarak ayda 5 bin 500 dolar alarak uçması hala tartışma konusu... Gezmek’e uçuş lisansını THY’nin eski Genel Müdürü Abdurrahman Gündoğdu’nun verdiği konuşuluyor.

Başa dönelim... Mehmet Ali Talat’ın Cumhurbaşkanı seçildiği gece, Papadopulos’a uzattığı barış eli hala havada duruyor. Papadopulos, Talat’ın elini sıkmak yerine, Erdoğan’ın elini sıkmayı mı tercih ediyor?

Kör olası çöpçüler...

KAĞITHANE Belediye Basın Müşaviri Hüseyin Irmak, Türkiye’de ilk kez yapılan ilginç bir çalışmaya imza atmış... Daha önce de ‘Kağıthane, Kemerburgaz Demiryolu-1914’ başlıklı çalışması ile dikkat çeken Irmak, şimdi de ‘Osmanlı’dan günümüze Temizlik işçileri ve Aletleri’ adlı kitabı ve sergisini hazırlamış. Belediye Başkanı Fazlı Kılıç kitabın önsözünde, sokaklarımızı temizleyenlerin bugüne kadar ‘arayıcı esnafı’, ‘tanzifat amelesi’, ‘çöpçü’ ve nihayet ‘temizlik işçisi’ olarak adlandırıldığını, sergi ile çevre bilincini aşılamayı çocuklardan başlayacaklarını söylüyor. Sergide, 1. Dünya Savaşı döneminde kadın çöpçülerden, Kemal Sunal’ın ‘Çöpçüler Kralı’ filmine kadar kullanılan alet ve araçlar maketler halinde yer alıyor. Sergi; Kağıthane Belediyesi’nde bugün 16.00’dan itibaren gezilebilir. Bu arada Erkin Koray’ın meşhur ettiği ‘Tövbekar Şarkıcı’ Ali Toprak’ın ‘Kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler’ plağı da dinletilecek.

Akaryakıt mafyasına karşı kimse direnemiyor

AKARYAKIT
kaçağı ile ilgili Meclis Araştırma Komisyonu çalışmalarını sürdürürken, ben bir okuyucu olarak soruyorum:

Devlet akaryakıt kaçakçılığının boyutunu biliyor, neden önlemiyor. Mersin dolum tesislerinden Irak’a gitmesi için yüklenen tüm akaryakıt yurtiçinde satılıyor. Bu da çok büyük vergi kayıplarına yol açıyor. Ara sıra basına yansımasına rağmen ne sebepledir ki kaçak akaryakıt satışları artarak devam ediyor.

Bu işlere tevessül etmeyen kamyoncusundan benzincisine birçok insan mağdur ediliyor.

Devlet istese bu kaçağı çok kısa sürede çözer. Ama kaçakçılığın hızının artarak devam etmesi bu konunun üzerine ciddiyetle gidilmediğini gösteriyor. Bazı istasyonlarda resmi fiyatın çok altında motorin satışı yapılıyor. Rafineri çıkışı tüm vergiler dahil 1.77 YTL olan motorin bu istasyonlarda 1.50 YTL’ye faturasız olarak satılıyor. Bu durum çok büyük vergi kayıplarına ve haksız kazançlara neden oluyor. Bu vergi kaybı da akaryakıta sürekli zam yapılarak telafi ediliyor. Bazı grup ve kişilerin yaptığı vurgunun cezasını tüm Türkiye çekiyor.

Niyazi KAVRAR

Sualtı kültür mirasımız

‘BİZİM Sualtı Arkeolojisini Kim Yapıyor’ (30.4.2005) başlıklı yazının sahipleri Mehmet Şener ve Ayşe Budak’a cevabımdır:

Türkiye kıyılarında yapılan sualtı arkeolojik araştırma ve kazılarının sadece Amerikan ekipleri tarafından yapılmakta olduğunu ve neden bizim sualtı arkeologlarımızın bu konuda çalışmaları olmadığını, bunun sizde ‘hayal kırıklığı yarattığını’ yazmışsınız. Öncelikle, Amerikan ekipleri tarafından bugüne kadar yapılan çalışmalarda benim de içinde yer aldığım birçok Türk arkeolog bulunarak ciddi katkılar sağlamışlardır. Öte yandan, ülkemizin bir STK’sı olan Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD) 20 yıldan bu yana farklı bölgelerde yaptığı araştırmalarla sualtı kültür mirasımızın tespit ve ortaya çıkarılması adına öncü çalışmalar gerçekleştirmiştir. Özellikle Doğu Akdeniz kıyılarında, Mersin’den İskenderun’a SAD’ın tespitini yaptığı antik batıklar ve sualtında kalmış yerleşimler, Çeşme’de Osmanlı-Rus deniz savaşı batıklarının belgelenmesi, Sinop’ta yapılan araştırmalar yurtdışından alınan davetlerle birçok konferansta sunulmuş ve bilimsel yayınlarda yer almıştır. Bu çalışmalar dışında SAD üyesi Sn. Nergis Günsenin’in Marmara Adası’nda gerçekleştirdiği Türkiye’nin ilk sualtı kazısı, yakın zamanda kurulmuş olan Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı (TINA), üniversitelerimizde açılmakta olan sualtı arkeolojisi programları gibi yeni oluşumlar ülkemiz kurumlarının bu alanda çok daha başarılı çalışmalar yapması açısından fırsatlar doğurmaktadır. Sualtı Araştırmaları Derneği’nin yakın zamanda pilot bölgeler seçerek hayata geçireceği ‘Sualtı Kültür Mirasımız Envanter Projesi’ yine bu alanda bulunan eksikliği doldurmak üzere ilgili tüm kişi ve kurumları bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Dileğimiz devletin kurumları vasıtasıyla bu alandaki çalışmaların desteklemesi ve bu alandaki en büyük engel olan bürokratik zorlukların araştırmalara imkan sağlayacak şekilde çözülmesidir.

Enver ARCAK- Sualtı Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

Yatırım yapan elime çivi çaksın

AKP Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı ‘Bu arazi MÜSİAD’a peşkeş çekildi’ (11.5.2005) haberi üzerine arayarak şunları anlatıyor:

‘Yerel gazetedeki ilanları ben de okudum. Bölgemiz çok hassas, işsizlik çok. Yatırım yapılsın diye her hafta bir yatırımcıyı getiriyorum Erzurum’a. Çivi çakana gel avcumun içine çak diyorum. Tepki gösteren Çöğender köylülerinin kurduğu şirket bugün yok; 3.11.2004’te lağvedilmiş. Teşvik Yasası geçen yıl çıktı; başvurular Valilik makamına yapılıyor. Böyle bir başvuru olsaydı haklarını alabilirlerdi. Daha sonra DAPAN Ekolojik-Organik Tarım A.Ş. diye bir şirket kurulmuş, onun da teşvik için bir başvurusu çıkmadı. Bir tek (MÜSİAD’cıların kurduğu) Eges A.Ş. adlı firma başvurmuş, başka da başvuru olmadığından 1000’den fazla araziyi almış. Bizde o kadar yer var ki, yatırımcı gelsin istiyoruz.’

Teşvik yasasından sonra Erzurum’a kaç kişi yatırım için başvurdu?

- 10’u geçmez... Çöğendirliler istiyorlarsa başvursunlar, yardımcı olalım, yer verelim. Bakın bölgemizde 4 bin ton organik buğday üretilmiş ama satılamamış... Ben bunu (Büyükşehir’in) İstanbul Halk Ekmek’e götürdüm. Onlar beğendi, şimdi anlaşma imzalanacak. İstanbullular sağlıklı ekmek yiyecekler. Bir daha söylüyorum; isteyene yer veririz. Kıskançlık olmasın, Erzurum kaybetsin istemeyiz biz... İTO ile kış turizm projemizi de hayata geçireceğiz. www.mustafailicali.com

TOPRAK VIP’te

İŞADAMI Halis Toprak
geçen pazar günü 12.45 uçağıyla İzmir’den İstanbul’a gidiyordu. Aynı uçağa ben de bindim. Toprak yanında eşi, küçük oğlu ve onun bakıcısı ile birlikte İzmir’de VIP salonundan geçti. İstanbul’a da aynı şekilde uçağın yanına gelen bir VIP aracı kendisini kapıdan alarak ‘önemli kişilerin’ ağırlandığı VIP salonuna götürdü. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in kulakları çınlasın... (Bankası batmış bir patronu havaalanı VIP salonunda gördüğünü, daha iyi bir duruma geldiğini, parfümeri dükkanı gibi her yerinden ayrı bir koku geldiğini, ayakkabısının fiyatına evrak memuru çalıştırdığını söylemişti.)

GÜNÜN SÖZÜ

‘Otoritesini korumak isteyen yönetici iyi olmamayı öğrenmeli ve bu bilgiyi kullanmalı, ancak zorunlu olmadıkça kullanmaktan kaçınmalıdır.’

(N. Machiavelli)

MESAJ PANOSU

CHP’
de kongre süreci başladı. Partimize sahip çıkalım. ASKİ’deki üye listelerini kontrol edin. Son itiraz bugün.

Demokratik CHP’liler-ANKARA

DÜNYANIN
en güzel doğal plajlarından Konyaaltı sahili sebze kamyonlarının, TIR’ların geçiş güzergahı haline geldi. Üstelik 90-100 km süratle gidiyor, havalı kornalarıya selamlaşıyorlar. Acaba İtalya, Yunanistan, İspanya’nın turistik plajlarında ve tesislerinde böyle bir trafik var mıdır? Daha önce 100. Yıl Bulvarı’nı kullanan bu ağır vasıtaların yine aynı yolu kullanması sağlanmalı.

Barbaros AKYOL-ANTALYA

ANKARA’
da seçimlerden önce şehir içine otoban yapıldı. Sincan-Ulus hattı 20 dakikaya indi. Fakat yayalar düşünülmediği için her gün kazalar oluyor. Belediyenin seçim öncesi yol yapma konusundaki yüksek hızı nedense üst geçitler için geçerli değil.

Gökhan VARDARERİ
Yazarın Tüm Yazıları