Çölde vaha gibi

Derbideki o kadar menfi olayın yanında F.Bahçe seyircisinin Beşiktaş'ı alkışlaması bana çölde bir vaha gibi geldi. Yarın F.Bahçe ikinciliğe inerse ve o zaman Kadıköy'de küfür olmazsa, onları canı gönülden alkışlarım.

FUTBOL Federasyonu ve emniyet önemli bir karar aldı. Misafir seyirciler maçlara toplu halde gitmeyecek diye. Nitekim bunun doğru meyvasını Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçında gördük. Ama geldik Kadıköy'e... Ne federasyonu, ne emniyeti sallayan olmadı. Beşiktaşlı taraftarlar belediye otobüsüne binerek stada geldiler. Ne kadar cam çerçeve varsa kırdılar. Kadınlara saldırdılar. Vapurla geçen gruplar bu araçların her tarafını tahrip ettiler.

Bakalım hesap sorulacak mı? Bence zor. Çünkü, tekrar ediyorum... İçişleri Bakanı’nın oğlunun yönetici olduğu kulübe emniyet hesap soramaz.

Maça bir dakika kala stada giriyorum. Tribüne çıktığımda karşıda iki tane pankart. Birinde "Rıza efendi 2 ekmek, 1 süt" diğerinde "Blow Job clup" yazıyor.

Hadi bunu Fenerbahçe yöneticileri stada sokulurken görmediler. Tribüne açıldığında da görmediler. Peki maçın gözlemcisiyle, özellikle maçın temsilcisi nasıl görüp indirtemedi. O iki pankartın indirilmeden maça başlanması hataydı. Seyrettiğim ilk 45 dakikada hem Fenerbahçe seyircisi, hem Beşiktaş seyircisi karşılıklı küfür ettiler.

Şansal Büyüka naklen yayınlarda hem küfür edildiğinde mikrofonu kıstırıyor, hem de Fenerbahçe Stadı’nda olduğu gibi ahlaksız pankartları göstertmiyor. Onun için de seyirci bunu ertesi günü gazetelerden öğrenebiliyor.

Türkiye'de küfür önlenir mi? Pekala önlenir. Sakın hiçbir kulüp "Bizde küfür edilmiyor, sizde ediliyor" diye suçlamasın. Yarın Fenerbahçe ikinciliğe inerse ve o zaman Kadıköy'de küfür olmazsa, onları canı gönülden alkışlarım.

Öyle veya böyle... Fenerbahçe seyircisinin maçtan sonraki alkışı son derece manalı ve güzeldi. Siz buna isterseniz tepki alkışı deyin, isterseniz haketme alkışı. Ne olursa olsun güzel bir davranıştı.

Bu kadar menfi olayın yanında, bu alkış bana çölde vaha gibi geldi.

Sıfır hata olmalı

HAKEM tayini önemli iştir. Bilgi, deneyim, cesaret ve tecrübe ister. Hiç derbi yönetmemiş acemi bir hakemi sezonun "Tamam mı devam mı" maçına tayin ederseniz, bu acemiliktir. Çünkü böyle bir hakem, el bombasını andırır. Nerede ve kime patlayacağı belli olmaz. Lehte patlama şansı da seyirci avantajlı ev sahibinindir. Nitekim penaltı ve Cordoba'ya kırmızı kart son derece yanlış ve misafirin aleyhine.

Hadi penaltıyı yanlış gördün, tamam. Üç saniyede çaldın. Ama sarıdan kırmızı kart konusunda hiç affı yok. Çünkü düşünme fırsatı var.

Penaltı atışının eylemi hazır değil. Ceza alanı içi henüz panayır gibi. Ve sen penaltı yapmayan bir kaleciyi "kalene geç" diyerek tahrik ediyorsun!

Cordoba'ya geçen yıl çok büyük bir suçlama yapıldı. Beşiktaş'ın kalesinde kasıtlı olarak gol yediği iddiaları ortaya atıldı. Ve olmayan bir penaltıyı vererek sen bu kaleciyi tekrar töhmet altında bırakıyorsun. Bazıları diyorlar ki, Cordoba oraya niye gitti. Pozisyon icabı aniden bir karar verdi ve gitti? Artık geri dönemezdi. Ama penaltı yapmadığını da özellikle hissettirdi ve gösterdi.

Sabri Çelik çıkıyor, "Hakem 80 dakika iyi maç yönetti" diyor. MHK Başkanı için talihsiz bir mesaj. Maç 90+8'de bitti. Yani Demirlek 80 dakika iyi, 18 dakika kötü maç yönetti. Bu demektir ki, Sabri Çelik'e göre 10 üzerinden 8.7 doğru! İşte Türk futbolu yıllarca bu hakem ve gözlemci zihniyetinden çekti.

Demirlek hata yapmış olabilir. Hakemdir. Su götürür tarafı var. Ama gözlemci ve temsilcinin hata oranlarının sıfır olması gerekir.

Yıllarca hep şu espiriyi söyledim. Bazı gözlemciler, bazı hakemler iyi insan olabilirler. Kız kardeşim olsa onlara verirdim, eniştem olsunlar derdim. Ama rica ediyorum, bu tarz gözlemci ve temsilciler, benim eniştem de olmasınlar. Piyasada da olmasınlar.

Kaç isim çıkar

HER
konuda yeniden yapılanıyoruz. Temel sağlam olmayınca, yapılar tuzla buz oluyor.

Futbol Federasyonu'nun "MHK seçimle gelmesin" isteğine çanak tutan eski federasyon başkanı Kemal Ulusu, hatalı bir iş yaptı.

Bundan sonra MHK Başkanını, Federasyon Başkanı seçecek. Federasyon Başkanı namuslu ve cesaretliyse mesele yok. Tersinde maazallah var.

Bu federasyonun başında olan Levent Bıçakcı ve Hasan Doğan ikilisi birinci şıkka giriyorlar. Hakemlik konusunda düşünceleri de doğru. Ama yarın başkaları gelirse ne olur. İşte bütün mesele burada.

MHK Başkanı'nın ve üyelerinin tamamının geçmişlerinin temiz, cesaretli, temsil kabiliyeti yüksek ve psikolojiden anlaması lazım. Bütün bu özelliklere sahip dokuz kişinin ismini verin desem, Türkiye'de en fazla 4 kişi çıkar.

O zaman soruyorum... Hani yıllardır "Türkiye'de hakemlik çok iyi. Futbolun önünde gidiyor" diyenler nerdeler?

Şunun altını özellikle çiziyorum... En geç 7 veya 8 sene sonra Türkiye'de hakemlik çok iyi noktalara gelecek.

Çünkü Türkiye'de hakemlik, bazı trost gruplardan henüz kurtarıldı!..

Futbolu bilmek

FUTBOL
oynamamış, futboldan nasibini almamış yorumcuların, takıldıkları bir nokta var. Bunlar devamlı 3-5-2, 4-4-2 veya 3-5-1'den bahsederler. Sonra da kamuoyunun kendilerini bu işin profesörü kabul ettiğini zannederler.

Bir teknik adam elindeki kadroya ve rakibe göre sahaya onbir çıkarır. Rakibin etkili yerlerini köreltir, kendi etkili yerlerini de rakibe kabul ettirmeye çalışır.

Rıza Çalımbay, F.Bahçe Stadı’nda sadece kalesine 35 metre mesafede adam adama markaj yaptırdı. Zaten Fener'in hücum alanındaki futbolcuları otomatikman markajda. Orada bir tek Alex'i Tayfur ile kilitledi. Futbolculukta bir olay vardır ve çok önemlidir. Futbolu oynamayanlar bunu bilmezler. Ben yarı sahada rakibime adam adama markaj yaparsam, psikolojik olarak onu bunaltırım. Ve o benden hep kaçarak oynamaya çalışır. Amaaa, topu bizim takım kaptığında ve rakip kaleye hücuma geçtiğimizde o markaj yaptığım adam psikolojik olarak beni kovalamaz.

F.Bahçe çok hücum yaptı gözükmesine rağmen her kontra topta kalesinde gol pozisyonu yaşadı. Bakınız, F.Bahçe duran toplarda iyi. Alex'in yan kenarlardan yaptığı ortalarda Deniz, Luciano rakip ceza alanına gidip, kafayla gol yapıyorlar. Giderken iyi gidiyorlar da dönüşte mehter marşıyla dönüyorlar. Bence F.Bahçe ile oynayan her takım, bundan faydalanmalı.

Fener'in bu zaafından en iyi faydalanan Rıza oldu.

Hayal

BEŞ ay önce statlardaki anarşiyi önlemek için merdivenlerden yola çıkmıştık. Daha birinci hafta G.Saray- F.Bahçe maçında merdivenler delindi. Bu hafta da Saracoğlu'nda locaların olduğu alt tribünler hariç hiç merdiven görmedim. Yani merdivenler hayal oldu.

Aynı suça ayrı ceza

TAHKİM
Kurulu, Futbol Federasyonu'nun yumuşak karnı olmaya devam ediyor.

Yani federasyon için hep karşı taraflar sorun. Daha kötüsü kendi içindeki Tahkim Kurulu sorun.

Ankaragücü'nden Adem, BB.Ankaraspor'dan Ümit Karan, Samsunspor'dan Adnan Disiplin Kurulu'ndan küfür nedeniyle 3'er maç ceza alıyor. Üçünün de suçları tıpatıp aynı.

Tahkim'e gidiyorlar, Adem 3'te kalıyor. Ümit Karan 2'ye iniyor. Adnan da 1'e iniyor. Yani küfürden dolayı bir futbolcu daha Tahkim’e gitse, Tahkim Kurulu, Disiplin Kurulu'ndan o futbolcu için tazminat ödemesini isteyecek.
Yazarın Tüm Yazıları