Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

AKP’nin bürokrasi titizliği

AKP’nin iktidar olmasından sonra bürokratik kademelere yaptığı atamalar, gerek Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in vetoları, gerek önemli pek çok makamın 2.5 yıldır vekáleten yürütülmesi nedeniyle sık sık gündeme geldi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde yürütülen yolsuzluk operasyonu da bazı atamalarda yeterince titiz davranılmadığını ortaya koydu.

Operasyon nedeniyle, bu atamalarda parti etkisinin öne çıktığı, AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin’in bürokratik atamalarla ilgili olarak geçmişte, Başbakanlık’ta yoğun mesaide bulunduğu basında yer aldı.

Enerji operasyonunda tutuklu olan bürokratlarla ilişkiye bakıldığında da bu etkiye atıf yapmak mümkün.

YANDAŞLIK ÖNE ÇIKINCA

AKP döneminde eski hatalar nüksedip yandaşlık öne çekilince hata yapılması da kaçınılmaz hale geliyor.

Yoksa örneğin, önceki dönemlerde düzenlenen müfettiş raporlarına bakılsaydı, şu anda tutuklu sanık olan Enerji Üretim Genel Müdür Yardımcısı Servet Üst’ün üst düzey görevlere getirilmesinde ciddi çekince gösterilebilirdi.

Bir an için o raporların, önceki iktidarların ideolojik değerlendirmelerini yansıttığı düşünülsün; peki ya mahkeme kararlarına ne demeli?

Bu yöndeki bir örneği de yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinden verelim.

AKP iktidar olduktan sonra, Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ) Genel Müdürlüğü’ne, Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Genel Müdürlüğü’nden mühendis Yılmaz Karaman atandı.

ASKİ Spor Kulübü yöneticisi de olan Karaman, 1996’da takımı deplasmana götürmesi için kendisine verilen 1 milyar 300 milyon lirayı, adına, repoda değerlendiriyor.

Karaman, bunu Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi önünde ikrar edince, mahkeme 1999/01322 karar numarasıyla şu hükme varıyor:

‘Kastın yoğunluğu, suçun sebep ve saikleri de göz önünde tutularak 6 ay hapis, 860 bin lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına; samimi ikrarı nedeniyle cezanın altıda bir indirilmesine; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın paraya çevrilmesine, neticeten; 1 milyar 466 milyon 750 bin lira para cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın teciline karar verilmiştir.’

Bu karar kendisinin yeni göreve atanmasına hukuken engel oluşturmayabilir; ama bu kararın atamada bir titizlik göstergesi olarak kabul edilmesi gerekmez miydi?

GETİRDİKLERİ GİBİ ALDILAR DA

Milli görüşe yakınlığıyla bilinen Yılmaz, bu kararına rağmen BEDAŞ Genel Müdürü yapıldı.

Aradan iki yıl geçti ve Bakan Hilmi Güler, Karaman’ı sessiz sedasız görevden aldı.

Görevden alma gerekçesinin yine akçalı konular olduğu biliniyor; en azından raporlar bu yönde işaretler veriyor.

Bu bürokrat şimdilerde, meydan okurcasına, ‘Ben o göreve yine geleceğim’ diyor.

Bakana rağmen de bu olabilir; çünkü referanslar oldukça güçlü görünüyor.

Kendi akraba ve yakınlarını kamu görevi dışında tutma konusunda büyük özen gösteren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, en azından adları şaibeli işlere, ilişkilere karışmış bürokratların referanslarına bakmasını önermemizin nedeni de işte bu gerekçe.
Yazarın Tüm Yazıları