Bir kere ölün

Sevgili hakem kardeşlerim, şu anda yerlerde sürünüyorsunuz, ayağa kalkın. Ayakta bir defa ölürsünüz. Hakemliği bıraksanız da olur. Ama bu dikdörtken sahanın içindeki soytarılara ve onlara sahip çıkanlara tokadı basın.

EY hakemler... Kamuoyunda bir cümle vardır, hakemle, polisten dost olmaz diye... Hangi hakemle, hangi polisten dost olmaz. Görevini yapandan. Arkadaşın bile olsa sahada düdüğü çalacaksın, atacaksın. Arkadaşın dahi olsa bir suç işlemişse, yakalayacaksın.

Bakın, hakem kardeşlerim. Polisten bir farkınız var, sizdeki yetki dünyada kimsede yok. Üzerinizde el bombası var, kaleşnikof var, mayın var, napalm bombası var... Yani dünyada hiçbir güç sizin karşınızda duramaz. Peki bu gücü size niye vermişler, disiplini sağlamanız için.

Disiplinin olmadığı yerde, başarı sıfırdır. Dönün bir kendi halinize bakın. Sebeplerini araştırın. "Niye böyleyiz" diye...

Hakemlikte mantıklı yorum şudur... Bir maçı mümkün olduğu kadar 11-11 bitireceksin. Bu işin ideali. Ama hangi futbolcuların maçlarını 11-11 bitireceksin? Ahlaklı, art niyetli olmayan, seni seyircinin, basının ve yöneticisinin kucağına atmayan. Eli ayağı düzgün, sana küfür etmeyen, sana hakaret etmeyen, seni horlamayan, seni aşağılamayan futbolcuların maçlarını 11-11 bitireceksin.

Sahip çıkılmıyor

Bir geriye dönüp bakın son 7-8 seneye. Bütün maçlarda yukarıdaki her kelimenin tamamına yakınına maruz kalmışsınızdır. Sizi, futbolcular şamar oğlanına çevirdi. Sizinle alay ediyorlar, dalga geçiyorlar. Ve sizler onlardan korkuyorsunuz. Daha da önemlisi formalarından korkuyor ve çekiniyorsunuz. 10 sezon büyük takımda oynayıp bir defa atılan bir oyuncu küçük takıma gidince bir yılda en az iki defa atılıyor. Bunun o kadar çok örneğini verebilirim ki.

Peki siz mi değişiyorsunuz, futbolcu mu? Futbolcu aynı futbolcu, takım değişiyor. Bakın hakem kardeşlerim, sarı kartları kredi kartlarından daha kolay kullanıyorsunuz. Sanki tehlikesi yokmuş gibi. Ama bir türlü kırmızıya dönüşmüyor. Size küfür de edilse, hakaret de edilse kullanmıyorsunuz.

Başka dostunuz yok

Size Futbol Federasyonu da sahip çıkmıyor, çünkü bazı kulüp yöneticileri ve başkanlar sizlere ağır hakaretlerde bulunuyor. Federasyon bunlara ceza verilmesi konusunda en ufak bir eylem yapmıyor.

Bakın sevgili hakem kardeşler. Sizin, sizden başka dostunuz yok. Bir tek kurtuluş yolunuz var. Sahtekarlık yapıp kendini yere atan, (zannedersiniz ki, bu adam öldü veya ayağı kırıldı) size küfür eden, hakaret eden, elleriyle kollarıyla, basına, tribüne şikayet eden, topun olmadığı yerde rakibine küfür eden, tutan, parmak atan, hiç bir darbe yemeden üç metre havaya sıçrayıp, yerde takla atan bu ard niyetli oyunculara top yekün hücuma geçip, sarı kırmızıyla taramazsanız, işiniz zor. Ama şunu iyi bilin ve özellikle iyi niyetli olan futbolcuları iyi tanıyıp, onlara prim tanıyın.

Sevgili hakem kardeşlerim, kıyakçılığın sonu ayakçılıktır. Şu anda yerlerde sürünüyorsunuz, ayağa kalkın. Ayakta bir defa ölürsünüz. Hakemliği bıraksanız da olur. Ama bu dikdörtken sahanın içindeki soytarılara ve onlara sahip çıkanlara tokadı basın.

Yoksa mı? İşte bugünkü gibi olursunuz.

Kar ve İstanbul

İSTANBUL'a kar yağdı mı benim keyfim yerine geliyor. Çünkü Aralık'ın 15'inde arabaya kar lastiklerini takarım. Bu kar lastiği sadece karda kullanmak için değil, yağmur yağdığı zaman da iş görüyor. Ne kadar fosil, arabasını hazırlamayan veya acemi varsa yola çıkamıyor. Bütün yollar benim oluyor.

Kar yağmış, televizyonlar habire yayın yapıyor... Tam komedi filmi gibi. Kriz masası iş başında. Kriz masasından inciler."Toplu taşıma araçlarını kullanın, kendi araçlarınız ile yola çıkmayın."

O sırada görüntüde ne var biliyor musunuz. İETT otobüsü yolda kalmış ve yolcular inip otobüsü itiyor. Haberler devam ediyor. "Yeşilköy Havalimanı saat 14.00'e kadar kapalı. Çalışmalar devam ediyor." Kriz masası devamlı açıklamada.

Hani adama demişler ya, "Ameliyat çok başarılı geçti.." Adam, "Hastam nerede" demiş, "Öldü" demişler.

Kar yağdı mı İstanbul aynen böyle.

TURGAY Demirel'in başı ağrıyacak

GALATASARAY- Büyük Kolej maçında tribüne çıkıp seyircileri döven, hatta birinin burnunu kıran basketbolcular, hala da lig maçlarına çıkıyorlar. Aynı suçu işleyen başka takım oyuncuları da ceza çekiyorlar. Eğer bu kafada devam ederse Turgay Demirel'in başı daha çok ağrıyacak...!
Yazarın Tüm Yazıları