Nereye kadar

MİLLİ maç veya devre arası tatillerinden sonra oynanan ilk karşılaşmalar her zaman tehlikelidir. Bu tip maçlarda sürpriz olma ihtimali fazladır. Ankaragücü, özellikle ilk yarı iyi mücadele etti.

Topu ayağa oynadıkları zaman, Fenerbahçe orta alanı oyundan düştü. Sarı lacivertliler, kupa maçlarında gerginler. Bu ortamı yaratanlar da yöneticiler. Daum şimdi diyecek ki, "İlk hedefimiz tur atlamaktı, bunu başardık." Doğru, ama maça gelen seyirci Fenerbahçe'den memnun mu, bence değil.

Kırılma noktaları

Maçta öyle kırılma noktaları var ki, bazen seyircinin gözünden kaçıyor. Veya kaçmıyor da, seyircinin işine gelmiyor. Daha maçın başı, Luciano hakemin bir hareketine kızıyor ve topu alıp, onun kucağına atıyor. Hakem kardeşim o topu da yiyor, Luciano'nun hareketini de. Altında eziliyor... Ama, Luciano Fenerbahçe'de oynuyor. Atsa, sonu olacak. Alex'e işaret yapıyor, "Düdükten evvel topu oyuna sokma" diye. Brezilyalı onu sallamıyor, topu oyuna sokuyor. Hakem de haklı olarak sarı kartını gösteriyor. Bu sefer aynı Alex, gene onu beklemeden topa vuracakmış gibi hamle yapıyor. Ama genç hakem kardeşim biraz fazla uyanık. Alex'in hemen vuracağını anlayınca düdüğüyle başlama işareti veriyor. Yani, Alex ikinci vuruşu düdükten önce yapsa, kırmızı olacak. İyi, olacak da, hakem o sahadan çıkabilecek mi?

Aziz Yıldırım diyordu ki; "F.Bahçe Stadı'nda küfür yok." Dün gece küfürsüz dakika yoktu. Normal... Böyle bir federasyon olduktan sonra küfür de olur, kavga da... Federasyonun böyle pozisyonlarda kimseye bir şey diyecek hali yok.

Şimdilik böyle gidiyor

Fenerbahçe kopuk kopuk, hala bir takım oyunu yok. Sadece futbolcu becerileri var, onunla işi götürüyorlar. İlk iki golün başlangıcı Alex'ten, üçüncü gol Serhat'ın becerisi... Nobre futbol ne istiyorsa onu yapıyor, ama arkadaşları onun istediklerini yapmıyor. Rüştü dağlara taşlara gidiyor, kalesinde golü görüyor, şimdilik bu iş böyle gidiyor. Nereye kadar, Zaragoza maçlarına kadar... Sarı lacivertliler böyle oynarlarsa, o kolay İspanyol takımını geçemez. Böyle bir havada ve tatilde stadın yarısı dolu. Bence iyi seyirci. İstanbul'da restaurantlar da boş, kafeteryalar da... Ama Fenerbahçe, hala seyircisinin istediği futbolu oynayamıyor. Daum'un istediği 8-10 oyuncuyu alırlarsa, belki o zaman oynarlar. Aslında alan da memnun, satan da. Bize bir şey düşmüyor.

Ankaragücü biraz direndi, Fenerbahçe zorlandı. Bu demek ki, eli ayağı biraz düzgün bir takım Fenerbahçe'yi bu statta bile kötü durumlara düşürür. Ama o elli ayaklı takımlar da Türkiye'de şu anda yok.
Yazarın Tüm Yazıları