Meğer Erdoğan hediyeler konusunda genelge yayımlamış

ÖNCE geçen pazar günü bu köşede yayımlanan ve Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ın Moskova’da bir işadamından değerli bir mücevheri hediye olarak kabul etmesinin etik açıdan değerlendirildiği yazıdaki bir hatayı düzelterek başlayalım.

Yazıda, Emine Erdoğan’ın bu hediyeyi kabul etmesinin yol açtığı hukuki durumun 1990 tarihli 3628 sayılı ‘Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu’nun üçüncü maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini yazmıştık.

Yazıya göre, hediye asgari ücretin on katını (3 bin 500 YTL) aşıyorsa, hediyeyi alan (Başbakan’ın eşi dahil) bunu bir ay içinde kendi kurumuna teslim etmek zorundadır.

Hatamız şurada ki, söz konusu yasa, kamu görevlileri ve eşlerine bu yükümlülüğü hediyenin ancak yabancı devlet adamları tarafından verilmesi durumunda getiriyor.

Peki, hediye ister yurtdışında, ister yurtiçinde olsun, bir Türk vatandaşı, özellikle de işadamı tarafından verilirse uygulanacak hukuk kuralı nedir?

HUKUK SİSTEMİNDEKİ BOŞLUKLAR

Hemen yanıt verelim: Yasalarımızda bu yönde bir hüküm bulunmuyor.

O zaman ortaya şöyle tuhaf bir durum çıkıyor: Bir yurtdışı gezide, yabancı bir devlet adamının verdiği 3.5 milyarın altında bir hediyeyi kabul edebiliyorsunuz, sınır aşılırsa kurumunuza teslim ediyorsunuz.

Ancak, aynı gezide bir Türk işadamından 3.5 milyarı aşan bir hediye kabul ederseniz, bunu kurumunuza teslim etmek gibi bir yükümlülüğünüz yok. Yani, yabancılar verirse sakıncalı, Türk işadamları verirse sakıncalı değil.

Türk hukuk sisteminde bu konuda bir boşluk olduğu aşikar.

İkinci aşamada söz konusu hediyeyi yasadaki mal bildirimi zorunluluğu açısından değerlendirelim.

Yasa, ‘görevlinin (başbakan) kendisi ve eşlerine ait taşınmazlar ile görevliye aylık yapılan net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı ayrı olmak üzere para, hisse senedi ve tahvil ile altın, mücevher ve diğer taşınır mallar... bildirimin konusunu teşkil eder’ diyor.

Mücevherin bildirim zorunluluğu, ancak değerinin Başbakan’ın net maaşının beş katından fazla olması durumunda işliyor.

Başbakan Erdoğan, mücevherin değerinin 10 bin 600 dolar, yani yaklaşık 14 bin 300 YTL olduğunu açıkladı.

Başbakan’ın net maaşı ise yaklaşık 6 bin 500 YTL. Bu maaşın 5 katı 32 bin 500 YTL ediyor.

Görüleceği gibi, mücevher, mal bildirimine konu olmasını gerektirecek sınırın altında kalıyor. Dolayısıyla, mal bildiriminde konu edilmesi şartı yok.

Yasadaki hükmün fazla ‘toleranslı’ olduğunu söyleyebiliriz.

BİLİN BAKALIM BU İMZA KİMİN?

Meseleyi bir de AKP hükümetinin siyasi reformlar çerçevesinde çıkarttığı ‘Kamu Görevlileri Etik Kurulu Yasası’ çerçevesinde inceleyelim.

Bu yasa, söz konusu Kurul’a kamu görevlilerinin uymaları gereken etik davranış ilkelerini hazırlama görevini veriyor.

Kurul, hazırladığı yönetmelik ve onun parçası olan Etik Sözleşme’ye ilişkin taslakları Başbakanlığın (www.basbakanlik.gov.tr) adresindeki internet sitesinde kamuoyunun tartışmasına açmış bulunuyor.

Yönetmelik taslağında şöyle deniliyor:

‘Kamu görevlisinin görevi nedeniyle hizmetten yararlananlardan hediye almaması, görevin istismar edilerek çıkar sağlanmaması temel ilkedir.’

Burada da karşımıza bir gariplik çıkıyor. Yasada Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri Etik Kurul’un sınırlamalarından bağışık tutulmuş.

Aynı sitede Başbakanlık tarafından Etik Kurul konusunda yayımlanmış 30 Kasım 2004 tarihli bir genelge de var. Tıkladığınızda, karşınıza şu ifade çıkıyor:

‘Kamu görevlilerinin uyması gereken etik davranış kuralları ve hediye alma yasağının kapsamı ile bunların ihlali iddiasıyla yapılacak başvurular için çıkartılacak yönetmelikler Kurul tarafından hazırlanıp, kamuoyuna duyurulacaktır. Bu itibarla, tüm kurum ve kuruluşlar tarafından Etik Kurul’a her türlü destek ve katkının sağlanması hususunda gereğini önemle rica ederim.’

Genelgedeki imzayı mı merak ettiniz?

Söyleyelim: Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan...
Yazarın Tüm Yazıları